Her yıl tatil dönemlerinde hayalini kurduğum geziyi, nihayet bu yıl gerçekleştirmek kısmet oldu. Topu topu 7 günlük iznimizin iki günü yolda geçti ve Bulgaristan’ın ormanları, pehlivanları ve verimli topraklarıyla ünlü Deliorman bölgesini gezmek için 5 günlük bir zaman dilimi kaldı. Bulgaristan’ın kuzey sınırına yakın Razgrad şehrine bağlı Zavet kasabası konaklama yerimizdi. Eşim, oğlumuz ve kızımızla birlikte Zavet’te dayım ve yengemin konuğu olduk. Otobüs yolculuğunu tercih ettik ve toplam 23 saatlik bir yolculuktan sonra kalacağımız yere vardık. Bağlarımızı hiç koparmadığımız akrabalarımızdan mükemmel bir evsahipliği gördük.

Köyün aslında bıraktığımız gibi olmadığını, ancak ana yoldan sokaklara doğru girdikçe anlaşıldı. Nüfus o kadar çok azalmıştı ki, bir zamanlar çocuk sesleriyle çınlayan sokaklar artık tek tük görülen yaşlılara kalmıştı. Çoğu tanıdık ve akraba olan teyzelere, amcalara kendimizi tanıttıkça sıcak sohbetler gerçekleştirdik. Her evin vazgeçilmezi olan geniş bahçelerden erikler, zerdaliler, armutlar, aşı böğürtlenler, ahududular toplanıp yenildi. Çocukluğumun tadları beni eski günlere, ağaç tepelerinde geçirdiğim mutlu günlerime geri götürdü.

Bulgaristan, ekonomik yönden oldukça zayıf kalmış olsa da, 2009 yılında tam üyeliğe kabul edileceği Avrupa Birliği nedeniyle umutlar oldukça yüksek. Asgari ücret 220 Leva. Leva’nın TL ile bire bir olduğunu göz önüne alırsak, asgari ücretin Türkiye’nin yarısından az olduğu ortaya çıkıyor. Buna karşılık benzin bize göre ucuz; 2.5 Leva dolayında. Yiyecek ürünleri de Türkiye’dekinin yarısı civarında. Özellikle et ürünleri yarı fiyatına satın alınabiliyor. Bunun dışında pazarlarda satılan meyve sebzede ülkemizle bir paralellik olduğu gözleniyor. Kafede oturup bir şeyler yiyip içmek, dondurmacıdan kocaman bir külah dondurma satın almak da yine bizdekinin yarı fiyatına.

Büyük binalarda ve resmi kurumlarda bulunan beyaz-yeşil-kırmızı şeritlerden oluşan Bulgaristan bayrağının yanında Avrupa Birliği bayrakları dalgalanıyor. Avrupa Birliği’nden sağlanan yardımlarla, önceleri delik deşik olan bazı şehirlerarası yolların yenilendiği de dikkatlerden kaçmıyor.

Bulgaristan’ın bir numaralı gündem konusu ise çok tanıdık. Televizyon kanallarının ilk ve ağırlıklı haberi yolsuzluk. Tam üyeliğe geçiş sürecinde Avrupa Birliği’nden çok büyük bir nakdi yardım alan ülkede, bu paranın usulsüz bir şekilde dağıtılmış olması pek çok kesimi isyan ettirmiş durumda. Bulgaristan’da 20’nin üzerinde televizyon kanalı var ve Türk aileler çanak antenle Türk kanallarını rahatlıkla izliyor. Türk aileleri kendi arasında Türkçe konuşurken, okullarda ve resmi yerlerde Bulgarca kullanılıyor. Türk kanalları, düzgün Türkçe konuşmayı öğrenme konusunda da rehber olarak kabul ediliyor.
Avrupa Birliği ülkelerine rahatlıkla girip çıkabilen Bulgaristan vatandaşları, özellikle Almanya başta olmak üzere çalışmak ve geçinebilecek kadar para kazanmak üzere Avrupa ülkelerini tercih ediyor. Türk asıllı olanların bir kısmı da Türkiye’ye geliyor. Bu yüzden yaşlı nüfus ağırlıkta. Doğduğum köyde yaşıtım olan hiçbir arkadaşıma rastlayamamış olmam da bunu kanıtlıyor. En üzücü olan ise, bir zamanlar her yıl yüzlerce öğrencinin okuduğu köy okulunun, sınıf oluşturacak çocuk bulunamaması yüzünden bu yıldan itibaren kapılarını açmayacak olması.

Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.