Çünkü…
Partide yaşanan son olaylar bile, seçimde alınan sonuçların yarattığı bir travmayı ortaya çıkardı. Kurultay sürecine giren CHP’nin 22 Temmuz genel seçimlerinde aldığı sonuç hiç olumlu değil.
Örneğin; 1990’lı yıllardan itibaren SHP ve CHP’nin yönetim kadroları halka doğru dürüst güven veremedi.
Son iki seçimde CHP’nin aldığı oylar, genel başkanına ve yönetim kadrolarına rağmendir.
CHP oylarının gelir düzeyi yüksek bölgelerde fazla olması bu partinin işçilerin, memurların, emeklilerin, kısacası yoksul halkın partisi olmaktan hızla uzaklaştığının bir kanıtı değilse nedir?
Hedef kitle kayması CHP’de üye yapısını deforme ettiği gibi yeni kadrolar çıkarılamadı.
Bu dar kadro hareketi halkın önüne açılımlar koyamadı. Küçüldükçe küçüldü, daraldıkça daraldı.
Uygulanan tutarsız politika nedeniyle Alevi ve Kürt oyları kaybedildi.
Pek çok yerde Aleviler, MHP’ye oy verdi. Kürt oyların çoğunluğu ise DTP’nin dışında AKP’ye gitti. Sosyal demokrat ve sol ideoloji adeta unutuldu. Demokratik tartışma ve demokratik yapılanmadan uzaklaşıldı, iyiniyetle çalışan kadrolar yoruldu, yenilerinin çıkması engellendi, herkes birbirinin ayağına çelme takmaya başladı. Sevgi, saygı ve hoşgörü, taban; tahammülsüzlük ise tavan yaptı.
Enternasyonal dayanışma da dikkate alınmadı. CHP’nin şu anda ülke sorunlarıyla ilgili (Eğitim, sağlık, istihdam, özelleştirme, tarım vs) kuramsallaşmış bir önerisi yok. Yapılan açıklamalar ise kişisel ve gündeliktir.
Parti içindeki yapılanmalar tüzüğe rağmen sürdürülür oldu. Yukardaki saptamaları çoğaltılabiliriz. Ancak asıl istenen bu sonuçların değerlendirilebileceği demokratik bir platformun yaratılmasıdır.
Oysa…
Partide hukukun üstünlüğü hakim kılınabilir.
Kavga değil, barış ve dostluk egemen olabilir.
Ayrıştıran değil,barıştıran, kucaklayan yöneticiler iş başında kalabilir. Herkes, Ben’ değil, biz’ duygusu ile çalışabilir.
Yöneticiler, kendi özeleştirisini yapabilir ve başarısızlığa mazeret bulmaz. Eleştiriler sevgi dolu olabilir.
Heyecan kızgınlıktan değil, sevgiden kaynaklanabilir.
Parti içi demokrasi uygulanabilir. Parti örgütleri çalıştırılabilir.
Partinin görüşleri halka halk diliyle anlatılabilir ve devamlı halkın arasında olunabilir.
Parti yöneticileri, davranışlarıyla toplumun saygısını kazanabilir.
Okuyan, okutan, arayan ve araştıran,soran ve sorgulayan olabilir.
Yenilikçi ve gelişimci olup, partiyi iktidara taşıyabilir.
Bütün bunları yapmak, zor olmasa gerek. Öyle değil mi?
Eski vekiller, başkanlığa talip
İZMİR’DE, delege seçimlerine kan bulaşan CHP’nin ilçe kongreleri olaysız geçiyor.
8 Aralık günü Narlıdere ile başlayan kongre maratonunda bu güne kadar 14 ilçede seçim yapıldı.
28 ilçeden toplam 598 il delegesinin seçileceği CHP’de şu ana kadar 146 il delegesi belirlendi. Bugün Menderes’te yarın da il İzmir’in en büyük ilçesi olan Konak’ta seçim var.
Muhalefetin şu anda kazandığı tek ilçe Menemen kongresi görünüyor.
Yani…
Genel merkez yanlıları, 14 ilçeden 13’ünü kazanmış durumda. Şimdi gözler, il delegasyonunun 357’sine sahip Konak (134), Karşıyaka (103), Bornova (71) ve Buca (49) kongrelerine çevrilmiş durumda. Yarın yapılacak Konak İlçe’nin olağanüstü kongresinde iş başına gelecek yönetim, mahalle delegelerini yeniden seçecek, ardından olağan kongresini yapacak.
Bundan sonra il kongresi gerçekleştirilecek.
Konak’ta alınacak seçim sonucuna göre takvim sıkıştı’ bahanesiyle il kongresi bu ilçenin il delegeleri seçilmeden yapılırsa hiç sürpriz olmaz.
İl başkanlığı için genel merkez, Kemal Karataş’ın arkasında duruyor…
Atanmış il başkanı seçilmiş olmak istiyor.
Parti içi muhalefet ise eski milletvekillerden Hakkı Ülkü veya Sedat Uzunbay’ı aday göstermeyi düşünüyor.
Hep birlikte göreceğiz.
Kocaoğlu, müşteri mi kızıştırıyor?
CHP’den adaylığı tehlikede olduğu söylenen Aziz Kocaoğlu’na DSP İl Başkanı Özdemir Sökmen’in ”Bizim adayımız ol” şeklinde davette bulunması, ak güvercine umut bağlayan kimi partlilileri çileden çıkardı.
Yıllardır DSP’ye gönül veren bazı partililer, ”Özdemir Başkan, çocukluk arkadaşını bir yerlere taşıyacağına, partiyi büyütmek için çaba sarfetsin. CHP’nin aday göstermediğini neden biz gösteriyoruz anlaşılır gibi değil. Kaldıki Aziz Bey, CHP’den aday olmak için Bak beni DSP istiyor, gitmiyorum.’diyerek müşteri kızıştırıyor” diye yorum yapıyor.
Yine aynı partililer, ”Ayrıca mutlaka aday göstermek şart mı? Oyları bölmek, AKP’nin ekmeğine ya sürmek demektir” diyor.
Gün, artık birlik olma günüdür
ŞERİAT özlemcilerinin cirit arttığı son yıllarda, Devrim Şehidi Kubilay’ı anma törenleri büyük önem kazandı.
Özellikle Atatürkçüler, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, yurtseverler, devrimciler, demokratlar, cumhuriyetçiler ve laikler bu törenlerde şeriat özlemcilerine karşı tek vücut oldu, gövde gösterisi yaptı, mesaj verdi.
Devrim şehitlerinin kemiklerini sızlatan, ikinci cumhuriyetçilerin ve şeriat özlemcilerinin sevinçlerini kursaklarında bırakmak için; ülkedeki tüm yurtseverler, demokratlar, devrimciler, laikler ve cumhuriyetçiler her fırsatta tek yumruk olduklarını göstermeli.
Aksi takdirde, Sevr özlemcilerine, örümcek kafalılara gün doğar.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.