Kentten tatmin olmak

AB Bölgesel Politikalar Genel Direktörlüğü’nün 75 Avrupa kentinde yaptırdığı “Yaşam Kalitesi Algılamaları” başlıklı anketin sonuçları yayımlandı. Yapılan çalışmada Türkiye’den Ankara, İstanbul, Antalya ve Diyarbakır da yer alıyor. Nedense İzmir bu çalışmaya dâhil edilmemiş.

Milliyet Gazetesi’nin haberine göre; açıklanan sonuçlar, yaşamaktan en çok memnun olunan ilk üç kentin Groningen (Hollanda), Krakow (Polonya) ve Leipzig (Almanya) olduğunu, Ankara, İstanbul, Antalya ve Diyarbakır’ın ise oralarda yaşayanları hemen hiç mutlu edemediklerini gösteriyor.

Anket sonuçlarından, “insanların kendilerini en güvende hissettikleri kentler” sıralamasında, Ankara’nın 44’üncü, Antalya’nın 62’nci, Diyarbakır’ın 70’inci, İstanbul’un sonuncu sıradaki yerleriyle hemşerilerine hiç güven vermeyen kentler oldukları anlaşılıyor. Kolayca iş bulma yönünden Antalya 51’inci, İstanbul 60’ıncı, Ankara 65’inci, Diyarbakır 72’nci sırada; makul fiyatla iyi bir konut bulabilme yönünden Diyarbakır 15’inci, Antalya 24’üncü, Ankara 27’nci, İstanbul 56’ncı sırada yer almış. Kentte bulunan park ve bahçeler gibi yeşil alanların yeterliliği yönünden Ankara 33’üncü, Diyarbakır 55’inci, İstanbul 56’ncı olmuş. Kent içi toplu taşımacılıkta Ankara 54’üncü, Antalya 56’ncı, Diyarbakır 62’nci, İstanbul 68’inci; sağlık kuruluşlarınca sunulan hizmetlerin niteliği sıralamasında Ankara 50’nci, Diyarbakır 55’inci, İstanbul 57’nci, Antalya 58’inci sırayı almış. Mevcut kaynaklarını en akılcı biçimde kullanan kentler sıralamasında ise Antalya 39’uncu, Diyarbakır 40’ıncı, Ankara 43’üncü ve İstanbul 56’ncı sırada yer alabilmiş.

Bütün bunlar yaşadığımız gerçekler ve halkımızın o kentlerimizdeki yaşamdan tatmin olmadıklarını biliyoruz. Yıllardır bu köşede yayımlanan yazılarımızla benzer konulara dikkat çekiyor ve daha iyi bir kent yaşamı için yapılması gerekenler hakkındaki görüşlerimizi okurla paylaşıyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi kentlerin sorunları çok farklılaşsa da, dünyada sorunu olmayan kent yoktur ve sorunsuz kent oluşturmak aslında olanaksızdır. Önemli olan o sorunların kentte yaşayanlarca algılanış biçimidir. Kentli, sorunlara teslim olmuş ve o sorunlarla birlikte yaşamaya kendini uyarlamışsa sorunun parçası olmuş demektir. Oysa kentte yaşanan sorunların kader olmadığı bilinciyle davranan kentli, gerçekçi çözümlerin bulunması yönündeki çalışmaların ısrarlı takipçisidir. Hemşerilerini tatmin eden kentlere bakınız, oralarda bu tür kentlileri görürsünüz.

Kentlileşmiş insan, kentine işte bu gerçekliğin farkında olarak bakan; bulunduğu kenti “kendi durduğu yerden” gözlemekle birlikte, var olan gerçekliği tüm kesimleri göz önünde bulundurarak yorumlayan; sorunun parçası değil, çözümün tarafı olan insandır.

AB’nin “Yaşam Kalitesi Algılamaları” başlıklı anketi İzmir’de yapılmış olsaydı, acaba İzmirliler kentlerini 75 kent arasında nasıl bir yere yerleştirirdi dersiniz?

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın