CHP nerede yanlış yaptı?

OY kullanma hakkı kazandığım seçimlerden bu tarafa İzmir’de “sol cenahta” olup biteni değerlendirmek istiyorum.
1980 ihtilali sonrasında büyük darbe yiyen kesimlerin başında gelen sol ve sosyal demokratlar, 1983 yılında yapılan ilk seçimde Necdet Calp’in genel başkanlığındaki Halkçı Parti’ye (HP) destek vermişti.
HP, 24 yıl önce yapılan bu seçimde İzmir’de aldığı yüzde 37.25 oranıyla, bugün Deniz Baykal’ın genel başkanı olduğu CHP’den daha iyi sonuç almıştı.
O zaman 16 vekilin temsil ettiği İzmir’de 8 milletvekili çıkarmıştı.
Geri kalan sekiz vekilliği ise ANAP 5 ve MDP 3 milletvekili çıkararak paylaşmıştı.

* * *

1987 seçimlerinde İzmir’de sosyal demokratları temsilen giren SHP, yüzde 35.57 oy oranı ile 10 milletvekili çıkartmayı başarmıştı. DSP’nin aldığı 9.21’lik oyu da eklersek, o seçimde solun İzmir’de aldığı oy oranı yüzde 44.78’i bulmuştu.

* * *

1991’deki seçimlere sol iki parti ile katılmıştı. Biri SHP, diğeri ise DSP idi. SHP yüzde 24.50, DSP ise 15.45 oy almıştı. Bu seçimde, solun oy toplamı İzmir’de yüzde 39.95’e düşmüştü.

* * *

1995’de yapılan seçimlerde İzmir’de sol oylar bu kez CHP ve DSP’de toplanmıştı. Rahmetli Bülent Ecevit’in partisi DSP, o seçimde 24.40 oy alırken, Deniz Baykal’ın CHP’si 13.87 oranında oy alabilmişti. İzmir’deki toplam sosyal demokrat veya sol oylar bu kez yüzde 38.27’e kadar gerilemişti.

* * *

1999 yılında yerel seçimlerle birlikte yapılan genel seçimlerde İzmir’de sol oylar adeta patladı. Ülkede esen DSP rüzgarı, İzmir’de fırtına dönüştü ve bu parti yüzde 40.27, CHP ise 9.77 oy almıştı.
İzmir’de sosyal demokrat oyların toplamı yüzde 50’yi geçmişti.
Yani…
İzmir’de her iki kişiden biri oyunu bu iki partiye vermişti.
2002 seçimlerinde Deniz Baykal’lı CHP, yüzde 29.06, Bülent Ecevit’li DSP, yüzde 1.64, İsmail Cem’li YTP ise yüzde 3.18 oy almıştı. Toplam sol oylar ise yüzde 33.88’i bulmuştu.
Şimdi bütün bunları neden yazdım, biliyor musunuz?
Son seçimde CHP’nin aldığı 35.4 oranındaki oyu başarı olarak kabul eden CHP yöneticilerinin geçmişe bir bakmaları, hafızalarını yoklamaları için yazdım.
Üstelik kimse, İsmail Cem’in CHP’ye iltihak eden partisi YTP, DSP ve SHP tabanının oylarını da hiç hesaba katmıyor.
Yani…
CHP’ye destek veren diğer partililer yok sayılıyor.
Oysa İzmir’de yüzde 50’lik oy potansiyeli olan sol ve sosyal demokrat kesimi temsil eden CHP yönetiminin, şapkayı önüne koyup düşünmesi, özeleştiri yapması ve Kayahan’ın o ünlü şarkısında olduğu gibi “Ben nerede yanlış yaptım”, tümcesini hep bir ağızdan “Biz nerede yanlış yaptık” diye söylemesi gerekmiyor mu?
Parti içindeki çekişmeler, koltuk kavgası yüzünden seçime İzmir ve İstanbul dahil 21 vilayette il başkanı olmadan giren, CHP yönetiminin artık kafasını kumdan çıkarması gerekiyor.

CHP, partinin altı ilkesinden biri olan “Halkçılık”ı unutup, halkı mantıksızlıkla suçlayan, halka tepeden bakan, partiyi sağlaştıralım derken, sığlaştıran yöneticilerden bir an önce kurtulmalı.
Kadınları ve gençleri yok sayan 70 yaşın üzerindeki “Politbüro” üyeleri artık kendilerini emekli etmeli.

Gerçi mevcut delege yapısıyla gidilecek olağanüstü bir kurultay, soruna çözüm getirmez.
Yine eski tas eski hamam olur. Çözüm, genel merkez yönetiminin, “Biz başarısız olduk” diyerek görevlerini bırakması ile mümkündür.
Aksi takdirde bundan sonra yapılacak ilk seçimde yine hüsrana uğrarlar.
Çünkü o gün geldiği zaman iş işten çoktan geçmiş olur.
Sonuç olarak; kendinden başkasını yok sayanları, gün gelir halk yok sayar.

Yarın çok geç olur!

12 Eylül ihtilaliyle birlikte kapısına kilit vurulan partilerden biri olan CHP, 9 Eylül 1992’de yeniden açıldı.
Deniz Baykal genel başkan oldu. Ertuğrul Günay ise o dönemde CHP’de genel sekreterdi.
Tayyip Erdoğan’a Başbakanlık yolunu açan, Baykal, 1994 yerel seçimlerinde İstanbul’da SHP’nin adayı Zülfü Livaneli’nin karşısına Ertuğrul Günay’ı çıkararak, oyların bölünmesine neden olmuş ve SHP adayının kazanmasını engellemişti.
Aynı şekilde Ankara’da da SHP adayının karşısına CHP, aday çıkarmış ve Melih Gökçek, az bir oy farkla kazanmıştı.
1994 yılından itibaren bu iki kentte sosyal demokrat bir parti büyükşehirde kazanamadı.
İzmir’de de 1994 yerel seçimlerinde sol oylar bölündüğü için Burhan Özfatura bu kez DYP adayı olarak seçimlerden galip çıkmıştı.
Baykal ve “Politbüro” anlayış, Ankara, İstanbul başta olmak üzere pek çok büyük kentte solun, sosyal demokrasinin tükenmesine neden olurken, İzmir’de 1999’de esen DSP rüzgarıyla rahmetli Ahmet Piriştina, tekrar yerel yönetimleri sosyal demokratların eline geçirmişti.
Eğer bu zihniyet devam ederse, 2009’un martında yapılacak yerel seçimlerde bu kez İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkanlığı elden giderse hiç sürpriz olmaz.
Nitekim, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “İzmir’i istiyorum” diye verdiği talimat üzerine AKP örgütü şimdiden yerel seçim hazırlığına başladı bile…
AKP’nin şimdi hedefi Ankara Çankaya ile İzmir’i ele geçirmek.
Bu nedenle CHP’liler, aklını başına toplamalı ve yerel seçimlere yönelik olarak çalışmalara ağırlık vermeli.
Yoksa…
Yarın çok geç olur.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın