Bugün 24 Temmuz 2007. Basında “sansürün kaldırılışının” 99. yıl dönümü. Peki, basın; bugünkü yaygın deyimiyle medya özgür mü? Basında sansür kalktı mı, kaldırıldı mı, sürüyor mu?
Basın, onu denetleyen çevrelerin, çıkar ve sermaye gruplarının denetimindedir, özgür değildir. “Özgürlük” sözcüğünü ağzından düşürmeyen basın, her türlü yanlış bilgilendirmenin ve yönlendirmenin aracı durumundadır.
Basında sansür kendiliğinden ya da dayatmacı kimi uygulamalarla sürüyor, sürdürülüyor… Kısıtlayıcı yasal hükümlerin yanı sıra egemen güçlerin baskısı, basını günden güne özgürlükten uzaklaştırıyor.
Emek vererek son 25 yılına tanık olduğum basın dünyasında “parayı veren düdüğü çalıyor” ve sansürün en aşağılık, en tehlikeli biçimi “otosansür” yaygın olarak uygulanıyor…
Çeşitli kamuoyu araştırmalarında en güvenilmez kuruluşlar arasında basının ya da bugünkü adlandırmayla medyanın en üst sıralarda yer alması ne yazık ki boşa değil.
Sermayeye tapınan, iktidar yanlısı, ekonomik güç odaklarınca beslenen medya bağımsız ve özgür değil. Neyi “görmesi” ya da “görmemesi”, neyi “yazması” veya “yazmaması”, neyi “göstermesi” ya da “göstermemesi” tapındığı odaklarca tanımlanan basın özgür ve bağımsız olabilir mi?
Çıkarları doğrultusunda yön değiştiren, gerçekler yerine yalanı tercih eden, yurtsever dik duruşla cesaret gösterilmesi gereken yerde korkuları öne çıkaran, tam bağımsızlık yerine bir biçimde mandacılığı savunan basına ne kadar güvenilebilir ki?
Ekonomik kaygılar yanında ilke ve ideallerden, etik kaygılardan yoksun, kişilik sorunları yaşayan kimi basın yönetici ve çalışanları güvensizliğin önemli aktörü. Söz hakkı verildiğinde ahkam kesmekten geri kalmayan bu tipler, özgürlükten, bağımsızlıktan söz ederken mangalda kül bırakmıyor…
Basın dünyasında da ezberler bozulmalı… Namuslu basın çalışanları da namussuzlar kadar güçlü olmalı. Basın çalışanları özgürleşmek adına örgütlenmeli, güçlenmeli. Güç odaklarına tapınmaktan geri kalmayan, kişisel çıkarını gözetirken meslek onurunu ayaklar altına alan ilkesiz yaratıklar ayıklanmalı…
Her basın çalışanı ulusal çıkarları gözetecek bir yapılanmayı sağlamak için çaba harcamalı. Kişisel ya da örgütsel mücadelenin başarıya ulaşmasına önemli destek sağlayacak toplumsal bilincin oluşturulmasına çalışılmalı.
Basın kuruluşlarına -sahiplerine ve yöneticilerine karşın- ticari işletme açısından bakmayacak onurlu basın çalışanları el ele, kol kola, omuz omuza özgürlük için uğraş vermeli. Sansür ve oto sansür son bulmalı. Ve sonunda basın özgür ve bu satırları okuduğunuz iletişim ortamı gibi bağımsız olmalı…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.