Kuşkusuz, herkesin bir dünya görüşü var.
Bu dünya görüşüne uygun siyasi partilere veya bağımsız adaylara oyumuzu atacağız.
Ancak…
Henüz kararsız olanların sayısı da az değil.
Geçmiş seçimlerde, seçmenlerin önemli bir bölümünün, kararını sandık başında verdiğine çok tanık olduk.
Bu seçimde özellikle İzmirde kararsız seçmenin önemli bir bölümü oyunu hangi partiye vermeyeceğini çok iyi biliyor.
Ama…
Oy vereceği diğer partiler ve adayları hakkında kararını son güne bırakmış gibi görünüyor.
Dün sandığın halkın önüne gelmesinden korkanlar, bugün demokrasi havarisi gibi davranıyor.
Her yer siyasi partilerin afiş ve bayraklarıyla donatıldı.
Partiler ve adaylar seçim derdine düşmesine karşın, vatandaş geçim derdinde.
Siyasilerin oy istediği esnaf, işyerini siftahsız kapatıyor.
Aynı şekilde çiftçi, ürünü para etmediği için tarladan toplayamıyor.
İşçi, memur ve emekli bir şişe rakı fiyatı kadar yapılan zamla avunuyor.
Bütün bunlara rağmen, kamuoyu araştırma şirketlerinin yaptığı anketlerde, hemen hemen bütün kesimlerin şikayet ettiği iktidar partisi yine birinci görünüyor.
Kamuoyu anketlerinin kiminde üç, kiminde dört partinin barajı geçeceği öngörülüyor.
Yıllardır halkın eğilimini, zihni yapılanmasını belirleme konusunda çalışma yapan sosyal psikolog Ertan Ünver, seçim öncesi son analizini tamamladı.
Son üç ay içinde ülkemizde yaşanan 78 kriteri inceleyen Ünver, aralarında sonuç alınamayan cumhurbaşkanlığı seçimi, Anayasa Mahkemesinin kararı, e-muhtıra, PKK itirafçılarının ABDden silah alıyoruz sözleri, emekli askerlerin evinde çıkan bombalar, şehit cenazeleri, referandum ve cumhurbaşkanını halkın seçmesi kararına itirazın Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilmesi gibi 8i çok önemli 22 önemli kriteri baz aldı.
42 milyon 533 bin seçmenden 35 milyonunun sandığa gideceğini varsayan Ünver, kullanılan oylardan yüzde 1.5-2 oranında iptal olacağını öngörerek şu sonuca vardı:
Ama…
Asıl kamuoyu anketini halk yapacak. Ve gelecek hafta pazar günü sandıktan çıkacak sonuç, gerçek anket olacak.
Ak Parti | 35.20 |
Cumhuriyet Halk Partisi | 21.20 |
Milliyetçi Halk Partisi | 13.10 |
Demokrat Parti | 08.80 |
Genç Parti | 06.10 |
Saadet Partisi | 04.30 |
BAĞIMSIZ | 06.90 |
Diğerleri | 04.40 |
TOPLAM | 100.00 |
AKP ve CHPliler yan çiziyor
AKP adayı Taha Aksoy, seçim sisteminden yakınıyor ve ”Temsilde adalet konusunda sıkıntılar olduğunu da biliyoruz. Yeni dönemde, Anayasa değişikliğinde, bu konuda da çalışma yapılacağını düşünüyorum. Türkiye milletvekilliği bunun için çözüm olabilir” diyor.
Ancak, Seçim ve Siyasi Partiler yasalarının değiştirilmesi konusunda hazırladığımız taahhütnameye imza atmaktan imtina etti. AKPli Mehmet Tekelioğlu da benzer tavır sergiledi.
* * *
CHPli milletvekilleri Kemal Anadol ve Oğuz Oyan da halen meclis gündeminde bekleyen bir yasa teklifleri olduğunu söyledi. Anadol, konuyla ilgili şu bilgiyi verdi: ”Seçim ve Siyasi Partiler kanunlarında değişiklik yapılması için yasa teklifi verdik. Biz aday sayısının iki katı ismin listelere yazılmasını istiyoruz.
Örneğin; büyük kentlerde seçim çevreleri en fazla altı milletvekilinden oluşan bölgelere ayrılsın. Dört bölgeye ayrılan İzmirde her seçim çevresinde altı isim yerine 12 isimden oluşan liste, alfabetik ya da kura ile bilerlenerek sıralansın. Sandığa giden seçmen, partiye mührünü basarken, 12 aday arasından en fazla altı tanesinin ismini işaretleyerek tercih etsin. Hiç bir şekilde baraj da konulmasın. Biz bunu istedik. Ancak AKPliler destek vermedi. Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda zaten biz adaylık başvurusu sırasında taahhütte bulunduk, imza attık. Bizim yapmak istediğimiz değişikliğe AKPliler katılmaz.”
Taahhütname imzalayan adaylar
Seçim ve Siyasi Partiler Yasasının değiştirilmesi, dokunulmazlıkların kaldırılması için imza atan milletvekili adaylarının isimleri şöyle: DP: Işılay Saygın, Burhan Özfatura, Necip Kalkan ve Emin Dinleten.
AKP: Nazmi Kalyoncu ve Betül Canfeza Şen.
MHP: Şenol Bal ve Erdal Sipahi.
Bağımsız: Hüseyin Erciyas
İP: Pınar Gül, Prof.Dr. Memduh Özdemir, Sabri Yavuz Daloğlu, Mustafa Özçelik, Ali Karşılayan, Ethem Boyacı, Levent Budak, Ahmet Öngen, Bektaş Özkolaçık.
Vicdan mı, cüzdan mı?
İZMİRLİ anayasa ve iş hukuku profesörü Fevzi Demir, milletvekillerinin yedi gün çalışıp, üç aylık maaş almalarının etik olmadığı gibi, Anayasaya da aykırı olduğunu söyledi.
Genellikle tüm işlerinde yasa, yönetmelik ve Anayasayı kendilerine rehber eden milletvekillerimizin bu kıyak maaş konusundaki yaklaşımını doğrusu çok yadırgıyor ve ayıplıyorum.
Asgari ücretin 50 katı tutarında maaşı, üstelik sadece yedi gün çalışıldığı halde ”Zaten fazla mesai yaptık, çok çalıştık” gibi bahanelerle almak isteyen vekillerimizin gerçekte o koltuğa, halka, ülkeye hizmet için değil, tamamen kendi ceplerini doldurmak, kendi geleceklerini garanti altına almak için oturduğunu daha iyi anlıyoruz. Bu nedenle, sandık başına gidince oy atarken belirlediğiniz kriterlere bir de şunu ekleyin; Acaba oy verdiğim adaylar, meclise girerse vicdanını mı, yoksa ve cüzdanını mı düşünür? Özellikle buna dikkat edin. Oldu mu?
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.