Şimdi gözler, partilerin genel merkezinde ve liderlerin belirleyeceği listelerde.
Seçimde başarılı olmak isteyen liderler, yavaş yavaş vitrinlerini oluşturmaya, A takımlarını kurmaya başladı.
Tıpkı futbol takımlarında olduğu gibi dev transferler yapılıyor.
Yılların Galatasaraylısı, Fenerbahçe’ye transfer olunca nasıl olay oluyorsa, aynı şekilde yılların sağcısı sol bir partiye veya yılların solcusu sağcı bir partiye katılıyor.
İlhan Kesici ve Ertuğrul Günay örneğinde olduğu gibi…
Liderler, vitrin oluşturmak, daha fazla oy alabilmek, halkın sevgisini kazanan isimlere listelerinde yer verebilmek için çalışıyor.
Ülke genelinde olduğu gibi İzmir’de de marka isimler, vitrine çıkacak adaylar var.
Nitekim; DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, İzmir’in sembol isimleri olan Işılay Saygın ve Burhan Özfatura‘yı vitrine çıkardı.
AKP’de İzmir’de vitrine koyacak sembol, marka isimler arıyor.
CHP lideri Deniz Baykal‘ın da İzmir’i rakiplerine kaptırmamak için çok güçlü isimlerin yer alacağı liste hazırlamak zorunda.
İzmir CHP’de şu anda tam bir aday adayı enflasyonu yaşanıyor.
Gerçi geçen seçimde de çok aday vardı…
Ama… Sürükleyecek doğru dürüst pek bir isim yoktu?
Aynı şekilde bu seçimde de mevcut aday adayları içinde İzmir’i temsil edebilecek ve bakanlık yapabilecek kapasitede isim sayısı doğrusu iki elin parmaklarını geçmez.
Tamam…Vekilliğe soyunan isimler arasında kendi işlerini çok iyi yapan uzmanlar, bilim adamları, doktorlar, avukatlar, mühendisler, mali müşavir ve muhasebeciler, esnaf, gazeteci veya başka meslekte olanlar var.
Aday adayı çok…
Ancak, sürükleyecek, marka, sembol isim pek yok.
İzmirli, kentin sorunlarını bilen, vizyon sahibi olan kendi içinden çıkmış isimleri Ankara’ya göndermek istiyor.
İthal aday istemiyor.
Sonuç olarak; Ankara’ya gitmek isteyen çok sayıda aday adayı var…
Kesin listeler açıklandığında hangi partinin kadrosu daha iyi, hangi parti İzmir’i kucaklayacak isimlerden oluşan bir vitrin yapılıp yapılmadığını 4 Haziran da göreceğiz.
***
İzmir’in sembol isimlerinden biri : Tartan
SÖZ sembol ve marka isimlerden açılmışken, İzmirlilerin politikada görmek istediklerinden birisi de 1992 yılında Baykal’ın CHP’yi yeniden açtığı dönemde partinin İzmir’deki kurucu il yöneticileri arasında bulunan şair- gazeteci ve yazar Dr. Hakan Tartan… Doktor diyorum, çünkü Tartan, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde “Çalışma ekonomisi ve Avrupa Birliği’nde sosyal diyalog” konusunda doktora yaptı.
DSP’den İzmir Milletvekili seçilen ve bir dönem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapan Tartan, henüz adaylık için kararını vermiş değil.
İzmir’in sevilen sayılan eski Bakanı, milletvekili ve sivil toplum önderi, aynı zamanda Hürriyet Gazetesi’nin Ege Bölge Temsilcisi olan Tartan, uzlaşmacı kişiliği, genç ve dinamik yapısı ile dikkat çekiyor.
Parlamentoda görev yaptığı iki dönemde İzmir’in sağlık ve ulaşım altyapısının geliştirilmesi, Balçova – Urla otoyolu, eğitim kurumlarına kazandırdığı laboratuvarlar, kültür merkezleri, kütüphaneler ve bilgisayarlar. Tarihi eserlerin restorasyonu ve sosyal güvenlik alanında yaptığı çalışmalar unutulmadı. Örneğin; Bulgaristan göçmenlerine ilk emekli maaşı onun döneminde verilmeye başlandı.
İçimizden birisi olan Tartan’ın CHP listesinde yer alması İzmir’de kararsız birçok seçmenin olumlu etkilenmesine yol açacaktır.
Demokrat, sol seçmenin gözü Tartan’da. Ama, o sessizliğini koruyor.
***
Ecevit’i suçlayanlara veto iddiası…
DSP’de İzmir ve Ege’de hareketli günler yaşıyor.
Bildik adaylarda var hiç bilmedik isimler de…
Bu arada, DSP’nin partilerinden ayrılan bazı isimlere karşı tepkili olduğu biliniyor.
Özellikle de Ecevit’i suçlayanlara, DSP’ye yönelik haksız eleştirilerde bulunanlara…
Partililer bu şekilde olan bazı İzmirlilerin isimlerini konuşuyor.
Örneğin; Şükrü Sina Gürel ve Suat Çağlayan…
DSP’den ayrılırken Ecevit’i “tarikatçılıkla” suçlamalarının unutulmadığı parti kulislerinde konuşuluyor.
CHP listelerinde bu isimlerin yer almasına ise DSP yöneticilerinin “şerh” koyabileceğı iddia ediliyor .
Bakalım ne olacak?
***
Işılay Abla’nın muhteşem dönüşü
İZMİR’DE, merkez sağın sembol ismi, 30 yıllık siyasetçi eski Bakan Işılay Saygın, halkın ısrarı ve DYP Lideri Mehmet Ağar‘ın daveti üzerine kısa bir dönem ara verdiği aktif siyasete yeniden döndü.
25 yaşında Buca Belediye Başkanı olarak girdiği siyasete merkez sağdaki partilerde devam eden Atatürkçü, laik, Cumhuriyet kadını Saygın’ı milletvekilliğine soyunan pek çok isim örnek alıyor.
Nitekim, son seçimde bazı milletvekili adaylarının halktan, “Biz Işılay Saygın gibi milletvekili olacağız” diyerek oy istediğini pek çok kişi biliyor.
Bu nedenle geçen dört yıl içinde milletvekili olmamasına karşın adeta vekil gibi çalışan Saygın’a gittiği her yerde parti ayrımı gözetmeksiniz pek çok vatandaş, “4 yıl geçti, nerede bu milletvekilleri. Hiç birini tanımıyoruz. Oyumuzu aldılar, bir daha yüzlerini görmedik. Senin pabucunu arıyoruz” diyor.
Vekil olmamasına karşın hala pek çok vatandaşın Saygın’ı arayıp medet umması, sorununa çözüm bulmasını istemesi bu “Muhteşem dönüş”ün başlıca nedeni olarak gösteriliyor.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.