Şimdi sıra ise sanayi devriminde. Bu kez kilit faktör nano teknoloji. Otomotivden bilişime, plastikten demir çelik endüstrisine kadar hemen tüm sektörler, milyarlarca dolar Ar – Ge yatırımını nano teknoloji üzerine yapıyorlar.
Yok canım daha önümüzde çok zaman var diyerek dudak bükenler için, internet girişini boşu boşuna yapmadığımı hatırlatmalıyım.
***
Nanobilim, maddenin yapısında belirli küçüklüklere inildikten sonra, biyolojik, fizikel ve kimyasal özelliklerinde değişiklikler olabileceğini saptamış durumda.
Maddelere, milimetrenin milyonda biri büyüklüğündeki yapılara
yeni sentez özellikleri kazandıran nano teknoloji, yakın gelecekte tüm dünyanın sanayi kollarına da yön verecek.
Konu bu kadar net ve Türk sanayisinin zaman yitirmeden yönünü nanoteknolojiye çevirmesi gerekiyor.
Gözlem olarak uyarı ve bilgilendirme görevini de yerine getirmek amacıyla bir süredir nanoteknoloji dosyaları hazırlıyoruz. Gözlem okurlarına Türkiye’deki çalışmalarla ilgili farklı bilgiler yansıttık, şimdi de önemli bir gelişmenin bilgisi benden…
***
Türkiye’de nanoteknolojik ürün patentini ilk kez alan, Nanomat ve dış cephe boyası Nanotex ile boyalara aşınma direnci çok yüksek, kendini ışık ile temizleyen ve yangını geciktiren özellikler katan DYO (Yaşar Holding Boya) Türkiye’nin ilk nanoteknolojik ürün ihracatına da aydan itibaren başlıyor.
Boya ve Kimya Grubu Ar – Ge Koordinatörü Kimya Yüksek Mühendisi Gülsen Çeliker’in ve ekibinin yürüttüğü çalışmalarla şu ana kadar DYO,Avrupa Uluslararası Patent Enüstitü’sünden parke verniği ve havayı temizleyen boyalar konusunda onay almış durumda.
Nano teknoloji ile üretilen parke verniği ilgi görürken, havayı temizleyen boyalar DYO’ya özellikle ihracatta yeni bir çığır açtıracak gibi görünüyor. EIPE’den patent almaksa kolay bir iş değil. Geliştirdiğiniz ürün dünyada daha önce yapılmamış, bir buluş niteliğinde olmalı.
***
DYO son olarak nanoteknoloji ile ürettiği duvar boyalarına antimikrobiyel özellikler de kazandırdı. Duvar boyasının, E-coli diye bilinen mikrobu 24 saat içinde yokettiği konusunda akredite laboratuvarları onayları alındı. Bu teknoloji ile üretilen duvar boyaları azotmonoksiti parçalayarak aynı zamanda havayı da temizliyor. Özellikle İngiltere’de sağlık sektörü konuyla yakından ilgili. Çeliker, bu ülkede çok büyük bir pazarın doğabileceğinden sözediyor. Önümüzdeki günlerde Londra’da büyük bir duvarı boyayarak şov yapmaya hazırlanıyorlar.
***
Hemen hemen tüm sektörler için nanoteknoloji konusunda geç kalmamaları çağrısında bulunuyor Çeliker ve işletmelerin kendi sektörlerinin nereye gideceğini iyi bilmeleri gerektiğine işaret ediyor. Çeliker’in beyaz eşya ve tekstil boyaları konusunda ise yeni sürprizleri olacak. Şimdilik verdiği sır bu kadar.
***
Üretiminde nanoteknolojiyi ilk kullanan ve hızla yol alan DYO’nun başarısı Türkiye açasından da sevindirici. Ama doğrusu özellikle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü haftasında bir kadın yöneticinin, Gülsen Çeliker’in ulaştığı başarı ise bir kadın gazeteci yani benim tarafımdan daha da anlamlı bunuyor.
Çeliker bugün birçok uluslararası platformda nanoteknoloji konusunda Türkiye’yi temsil ediyor. Önce Belçika’da konuşmacı olacak ardından Almanya’daki kongrede nanoteknoloji oturumunda başkanlık yapacak.
İş yaşamında başarı kelimesinin altında erkek imzası arayanlara acı bir haber şu ki; Zaman bilgi çağına dönüştükçe, ölçü fiziksel güçten beyin gücüne kaydıkça işyaşamında başarı kelimesi artık erkeklerin hegomanyasında kalmayacak…
—–
Borsa kaybediyor Batıçim yükseliyor
Geçen hafta oldukça enteresan bir gelişme yaşandı. Üstelik gelişmeler sadece bizleri değil sektörün güçlü kuruluşlarından Batıçim’in sahiplerinden Tufan Ünal’ı dahi şaşırttı.
Mısırlı Orascom Grubu’na bağlı OCI Çimento’nun Türkiye’nin en büyük çimento şirketlerinden Batıçim’deki Take Over (borsadan satın alma) planı, ortakların müdahalesiyle karışınca borsa düşüş yaşarken, Batıçim hisseleri yükseldi.
Batıçim’in yüzde 21.58’lik hissesini İMKB’den toplayan, kalan payları ele geçirmek için de borsa değerinin üzerinde fiyat açıklayarak gönüllü çağrı başlatan OCI’nin bu planına karşı bu kez şirketin büyük ortakları olan İzmirli Aileler atağa geçti.
Batıçim’in kontrolünü ellerinde bulunduran ve şirketin yönetimini paylaşan İzmiroğlu, Baltalı, Bükey ve Günel Aileleri önceki gün borsadan alım yaparak hissenin İMKB’deki değerini Orascom’un teklifinin üzerine çıkardı. Böylece borsadaki fiyat OCI’nin teklifinin üzerine yükseldiği için OCI’nin teklifi geçersiz kaldı. Ancak OCI de bu konuda çıtayı daha da yükseltmek niyetinde.
Ünal gelişmelere iki ayrı açıdan şaşırdığını anlatıyor. OCI’nin şirket yönetimini devralmak için kendilerine bir teklif vermemesinin enteresan olduğunu vurgulayan Ünal’a peki bu durumun sonu ne olacak diye soruyoruz. Ünal, “İnanın böyle nereye kadar gider ben de bilmiyorum, hiçbir fikrim yok” diyor ve SPK’nın OCI konusunda herhangi bir denetleme yetkisi olmamasına karşın kendilerinin yükümlülükleri olduğuna dikkat çekiyor.
Ama kesin olan şu ki; yönetimdeki aileler şirketi satmak istemiyorlar. Bu durumda da hisse senedi piyasasında işlem gören yüzde 25 oranındaki hiseyi almak yönetimde yer almak için yeterli olmuyor. Şimdilik eldeki sonuç ise küçük yatırımcının bu durumdan hayli kar’lı çıkmasından ibaret.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.