Tam 300 gün sonra oy kullanacağız.
Ama…
Şimdiden parlementoya gitmeye niyetli olanların isimleri yüksek sesle konuşulmaya başladı bile…
Ancak…
Şu anda görünen o ki; sokaktaki her üç kişiden biri kararsız.
Henüz daha seçmenin üçte biri,sandık başına gittiği zaman gönül rahatlığıyla hangi partiye oy vereceğini bilmiyor.
Böyle giderse, bu büyük kararsızlık dalgası seçim gününe kadar sürecek gibi görünüyor.
Bu yüzden siyasiler, kararsızların oylarını alabilmek, geçen seçimde oy kullanmayanları sandığa çekebilmek için çaba sarfediyor.
Vatandaşın önemli bir bölümü, gönül rahatlığı ile oy vereceği partiyi araya dursun, araştırmacı, sosyal psikoloji uzmanı, siyasetçi Ertan Ünver, üç ayda bir yaptığı ‘eğilim belirleme’ çalışmasına bir yenisini daha ekledi.
Son üç ay içindeki 62 faktörel gelişmeyi değerlendirdiğini söyleyen Ünver, şöyle diyor:
“Bu süre içinde vatandaşın siyasi eğiliminde değişikliğe neden olan en önemli faktörler arasında sine-i millet ve Cumhurbaşkanı kim olsun tartışmaları. Papanın ziyareti, bölücü terörün devam etmesi, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın ‘Dağdakiler ovaya inip siyaset yapsın’ şeklindeki sözü, Bülent Ecevit’in ölümü ve cenaze töreni. Ayırca Erdoğan ile Baykal arasındaki ağız kavgası gibi 62 faktörü kıstas aldım.”
***
AKP oylarının düşüşünde Cumhurbaşkanlığı seçimleri tartışması ve Tayyip Erdoğan’ın kavgacı yaklaşımlarının etken olduğunu belirten Ünver, geçmişte Genç Parti’ye eğilim duyanların önemli bölümünün MHP ve CHP’ye yönelmeye başladığına dikkat çekiyor. “Bugün seçim yapılsa, oyunuzu kime verirsiniz?” şeklindeki anket sonuçlarının da sağlıklı olmadığını söyleyen Ünver, “ğünkü sadece Cumhurbaşkanlığı seçimi bile vatandaşın zihni yapılanmasında büyük değişim yapacaktır.O seçim, genel seçimin kaderini değiştirecektir” diyor.
***
İşte Ünver’in yaptığı son çalışma:
AKP……. | 28.10 | 27.30 | |
MHP……. | 15.20 | 15.40 | |
CHP……. | 12.40 | 14.60 | |
DYP……. | 12.60 | 11.10 | |
ANAVATAN | 08.60 | 09.80 | |
DTP……. | 05.40 | 05.40 | |
SP…….. | 05.10 | 04.10 | |
DSP……. | 04.90 | 05.20 | |
BBP……. | 01.30 | 00.90 | |
SHP……. | 00.50 | 00.80 | |
DiÇerleri | 05.90 | 05.40 | |
Toplam | 100.00 | 100.00 | |
BU arada merkezi İzmir’de bulunan www.liderler.net adlı web sitesinin “Şu an seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz?” şeklindeki anketi de devam ediyor.
28 bin 657 kişinin T.C. kimlik numarasını yazarak oy kullandığı ankete göre AKP yüzde 29.6, MHP yüzde 14.5, DSP yüzde 13.9, CHP yüzde 12.4, ANAVATAN Partisi ise yüzde 11.3 görünüyor. Önümüzdeki günlerde gazetelerde, televizyonlarda ve internet sitelerinde daha sık anketler yer almaya başlayacak.
Seçimler yaklaştıkça daha doğru oranlar elde edilebilecek.
Politika kazanı soğuk kış günlerine rağmen ısınıyor.
Önümüzdeki günlerde nasıl fokur fokur kaynadığını hep birlikte göreceğiz.
DSP’de kongre takvimi başlıyor
DSP İzmir İl Başkan Özdemir Sökmen, il yönetiminde yeniden yapılanmaya gitti. 25 kişilik il yönetimini 30 kişiye çıkardı, genel merkezin onayına sundu.
Yeni yönetimde 12’si kadın ve 25 yaşın altında dört genç yer aldı.
Bunlar arasında eski SHP İzmir İl Başkanı Hilmi Değirmenci’nin oğlu ve Türkiye’nin Biri Bizi Gözetliyor evinden tandığı Melih Değirmenci de bulunuyor.
Yönetim kurulu üyelerinden 21’inin üniversite mezunu olması “DSP’yi artık okumuşlar, eğitimliler yönetmeye başladı” şeklinde yorumların yapılmasına yol açtı.
Aralarında Karşıyaka, Bornova, Buca ve ğiğli’nin de bulunduğu bazı ilçelerin yönetiminde de değişiklik yapıldı.
Örgütten sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hasan Macit, kongre takvimini başlattıklarını ve partiye hareket, canlılık kazandıracaklarını söylüyor.
Macit, DSP’nin bu seçimde tüm sosyal demokratları kucaklayacağını iddia ediyor.
İzmir’de kömürcü çevreci çevreci ise kömürcü olursa
“BÜYÜKŞEHİR Belediyesi Çevre Sağlığı ekipleri denetim yapmıyor.
Bize çeşitli ihbarlar geliyor. Ben de çevre sağlığı dairesine bildiriyorum ve denetim yapmalarını istiyorum. Ama, önce benim depoma geliyorlar.”
Bu sözleri ben değil, İzmir Oduncular ve Kömürcüler Odası Başkanı Mustafa Düzyol söylüyor.
Düzyol, İzmir’de hava kirliğinin dayanılmaz boyutlara ulaşmasını kalitesiz kömür kullanılmasına ve kalorifer kazanlarının yeteri kadar denetlenmemesine bağlıyor.
Özellikle de kamuya ait kalorifer kazanlarının hiç denetlenmediğini savunan Düzyol şöyle diyor:
“Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı’na ‘eğer siz denetim yapamıyorsanız, ekipleriniz yetersiz ise bırakın biz yapalım’ dedik. Ama kabul etmediler. Kentin girişlerinde yeteri kadar kontrol yapılmıyor. Kaçak kömür girişini engelleyemiyorlar. Garip ama, ben kömürcüler odası başkanı olarak çevreci, yeşilci oldum. Onlar ise oduncu, kömürcü sanki. Olacak gibi değil.”
Halkın sağlığını hiçe sayanları, zamanı gelince da halk hiçe sayacak.
Benden söylemesi.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.