Birkaç ay önceki yazılarımdan birisinde Aliağa Kaymakamı Emir Osman Bulgurlu’nun önderliğinde, Aliağa’daki ev kadınlarının el emeğinin değerlendirildiği halk eğitim kurslarından söz etmiştim. Kurs sonrası üretilen eserlerin satılabilmesi için bir süre önce ilçede Aliağa Toplumsal Üretim Mesleki Eğitim ve Küçük Sanat Kooperatifi Altüm Koop kuruldu. Şimdi ürünler örgütlü bir şekilde üretiliyor, sistemli bir şekilde pazarlanıyor.
Geçtiğimiz hafta Ödemiş’in Bademli Köyü’ndeki fidancılık kooperatifinin gücünü, çabalarını aktarmıştım size. Köylünün örgütlü gücü, Bademli Kooperatifi’nde bir araya gelen köylülerin yarattığı ekonomik değerden söz etmiştim.
Fuarın açıldığı ilk gün bir başka örgütlü güce tanık oldum. Balçova Belediyesi’nin üç yıldır kadınları örgütleyip bir araya getirdiği bir güce, Semt Evleri’nin gücüne.
Fuarlara katılıyorlar, profesyonelce standlar kuruyorlar, birbirinden güzel ürünler, üzerinde fiyatları satışa çıkıyor. Hepsinin bir kodu var. Satışlar o kodun sahibi kadının hesabına gidiyor. Tüm masraflarını belediyenin karşıladığı çalışma yetenekli, üreten ama ürettiğini paraya çeviremeyen kadınlara iş olanağı yaratmış.
Balçova Belediyesi sınırlarında yaşayan tüm kadınlar bu etkinliklere, kurslara katılabiliyor. Çetin Emeç, Onur Mahallesi, Eğitim ve Teleferik mahallelerinde etkinlik gösteren semt evlerinde haftada bir gün, 15 kişilik kurslarda eğitim görüyor kadınlar.
Şu an kurslara devam eden kursiyer sayısının bin kadar olduğunu öğreniyoruz yetkililerden.
Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya bir süre sonra bu güzel çalışmanın gerçekten örgütlü bir güce, yani bir kooperatife dönüşmesi için çalışmalara başlamış bile.
İzmir Fuarı’ndaki standlarında dönüşümlü olarak çalışan kadınlar arasında yer alan genç bir bayan Nazan Koray, “Allah başkandan razı olsun. Kurslar sayesinde çocuğumun dershane parasını çıkardım. Yıl boyunca yapıp sattığımız takılardan gelen para hepimize ekmek sağlıyor, az çok para kazanıyoruz. Ama yaptığımız işe yarıyor, para kazanmak çok güzel” diyor. Standın yıldız ürünü takılar. “Takıların saltanatına hiçbir iş erişemedi. En çok el yapımı takılar satıyoruz” diyorlar. Boncuk işi, tel kırma, cam boya, dikiş, nakış, ahşap boyama ürünler son derece zarif, fiyatları da son derece makul.
Benzer bir çalışma kısa bir süre önce Dikili Belediyesi’nde de gerçekleştirilmişti. Mayıs ayında hizmete giren Kadın ve Gençlik Dayanışma Evi’nde düzenlenen kurslara katılan kadınlar, belediyenin verdiği malzemeyle üretime geçmiş, yaz aylarındaki festivallerde emeklerini sergileme olanağı bulmuştu. Osman Özgüven, “Kadınların üretime katılması çok güzel. Deste vermek, onların yolunu açmak zorundayız” diyordu Kadın Dayanışma Evi’nin açıldığı gün.
Devir üretme devri. Ama ürettiğini satamayınca, dünyanın en güzel ürününü pazarlayamayınca üretmenin bir anlamı yok. Hele ihtiyaç sahibiyseniz. Yakınımızda bir sürü örneği var. Çok güzel dantel yapan, nakış işleyen, ebru yapan kadınlar var. Üstelik masraflarını pazar paralarından, kısıtlı harçlıklarından çıkarıyorlar. Gittikleri günlerde, toplantılarda komşularına bin bir rica ile satmaya çalışıyorlar işlerini. Kimi zaman emekleri, değerinin altında satılıveriyor yatırılıverecek bir elektrik parası ya da dershane aylığı için. Örgütlü olmadıkları için emeklerinin karşılığını yeterince alamıyorlar.
O yüzden Balçova Belediyesi’nin, Dikili Belediyesi’nin, Aliağa Kaymakamı’nın çabaları çok önemli. Çünkü üreten ama pazarlama olanağı bulamayan yetenekli milyonlarca kadın var.
Bu arada AltümKoop’un da İzmir Fuarı’nda yer aldığını anımsatmak isterim. Aliağalı genç kızların emeklerini de, Semt Evi’ndeki kadınlarımızın emeklerini mutlaka görmenizi öneririm.
İşin özü, örgütlü olmak korkulacak değil, tam tersi desteklenecek bir çaba…
Böylesi örgütlülüğe destek veren tüm yöneticilere yürekten teşekkürler…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.