Balçova ile Çanakkale’nin Kırmızı – Beyaz Kucaklaşması

“Yıllar önce Türkiye’ye Japonya’dan bir grup eğitimci gelir. Bir süre bazı bölgelerde incelemeler yapar ve Türk yetkililere: “Sizin çocuklarınızda ulusal bilinç yok!” Japonlar açıklar: “Biz çocuklarımıza, daha ilk eğitimlerinde ‘şok testler’ uygularız. Örneğin hızlı trenlerimize bindiririz. Çok katlı yolardan geçerken

Çanakkale : İnsanlığın Savaşı Yendiği Yer

28 otobüs, bin civarında çocuk ve genç toplam 1300’ün üzerinde Balçovalı yurttaş, Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya’nın liderliğinde Çanakkale’deydik bir gün boyunca.
Artık iyice yerleşen “Haydi Cumhuriyet çocukları! Başarı sizden, ödül bizden” gezilerinin bu seferki rotası Çanakkale’ydi.
Perşembe gecesi 22.00 civarında Balçova’dan başlayan yolculuğun planlaması çok ince düşünülerek hazırlanmıştı. Her otobüste Çanakkale konusunda uzman birer uzman rehberin yönlendirmesi, daha Çanakkale’ye adım atılmadan, merakı arttırmıştı. Geziye katılan her yurttaş için hazırlanan kırmızı yelekler, beyaz şapkalar ve içinde Güney Deniz Saha Komutanlığı’nın hazırladığı Çanakkale VCD’si ile açıklayıcı broşürler, bu büyük geziye ciddi bir vizyon kazandırmıştı.
Balçova’nın her okulundan Belediye-Milli Eğitim işbirliği ile seçilen başarılı bine yakın öğrenci, tam bir gün boyunca “insanlığın savaşı yendiği yer” Çanakkale’yi “yaşadılar”.
Seyit Onbaşı anıt-şehitliğinden Kabatepe’ye, Ezineli Yahya Çavuş şehitliğinden Kemal’in Yeri’ne, adım adım gezilirken vatanlarına saldıran düşmanı, hem “er meydanında” hem de “insanlık” anlamında yenen, yenerken canlarını düşünmeden veren gencecik Mehmetçiklerin fedakârlıklarına tanıklık etti Balçovalılar…

Gezinin Duygusal Anları

İlk “dokunulan” Seyit Onbaşı’nın hatırasıydı. Türk Bayrağının o muhteşem “kırmızı beyazıyla” donanmış yüzlerce Balçovalının bir anda doldurduğu anıt ve şehitlik, toprak altında yatanları kim bilir ne mutlu etmiştir. Geziye katılan Sacide Ayaz İlköğretim Okulu’nun küçük bir öğrencisinin, dalgalanan bayrağa bakarak söylediklerini, ömrüm oldukça aklımdan çıkarmayacağım. Çünkü bu sözler, gezinin amacına ulaştığını sergiler gibiydi daha ilk saatlerde. “Seyit Onbaşı başarmasaydı, düşman başarılı olsaydı, şimdi burada başka bayraklar olurdu değil mi?”
Çanakkale Şehitler Abidesi’nin görkemi altında, Balçova Belediyesi’nin sempatik danışmanı Ömer’in çektiği o “geniş katılımlı” fotoğraftaki “egemen renklere” dikkat edildiğinde görülen, 250 bin şehidin “Çanakkale geçilmez” tarihini yazarken vurdukları damganın, can pahasına da olsa sonsuza dek kalıcı olacağıdır.
Ezineli Yahya Çavuş siperlerinde gezilirken de herkesin aklından geçenin, aşağılarda, kıyıda duran “düşman mezarlarının” mesajıydı galiba: “düşman alay alay saldırdı, ama Yahya Çavuş ve bir avuç adamı, azgın düşmanı kıyıdan yukarı bırakmadı.”
Balçovalı öğrenciler Ezineli Yahya Çavuş şehitliğini gezerken dikkat ettim de, hepsi şehitlikteki o ünlü dörtlüğü ezberlemeye çalışıyorlardı:
“Bir kahraman takım ve Yahya Çavuş’tular,
Tam 3. Alayla burada, gönülden vuruştular,
Düşman tümen sanırdı, bu şahlanmış erleri,
Allah ‘ı arzu ettiler, akşama kavuştular.”
Biliyor musunuz, Ezineli ile birlikte şehit olan Mehmetçiklerden ikisi İzmirli. Biri 21 yaşında Mustafa oğlu Nuri. Diğeri ise Çeşmeli Sefer oğlu Ali Çavuş. Hepsi aynı yaştaymış zaten. Ezineli Yahya Çavuş ise 28 yaşındaymış.

Kabatepe Müzesi’nden 57. Alay Şehitliği’ne

Çanakkale savaşlarının önemini anlamak için gidilmesi adeta zorunlu bir yer Kabatepe Müzesi. Balçovalı öğrencilerin ayrımsız hepsinin beyninde silinmez izler bıraktığına da inanıyorum.
Hele bir şehidin kafatasına saplanıp kalmış şarapnel misketi ile camekân içinden sanki “ben buradayım çocuklar, ne iyi ettiniz ziyaretime geldiniz” diyen Şehit Yüzbaşı Eşref Efendi’nin al kanlara boyanmış üniforması, vatan uğruna ödenen büyük bedelin ne anlama geldiğini, sanırım tüm görenler anlamıştır. Kabatepe Müzesi bahçesindeki bir kitabede yazılı bir şiir ise, okuyanlarda “bilincin” yerleşmesini hızlandırdı. Bülent Ecevit’in 1988’de yazdığı “Bir Savaş Ardı Destanı” şiirinin mısralarını sanırım hepimizin birkaç kez okuması gerekir.
Komutanından erine tüm kadrosunun şehit olduğu 57. Alay şehitliğinde ise gözler bir mezar taşında takıldı kaldı: “İzmir, 7. Bölük Kumandanı Üsteğmen Sami”
Bu mezar taşını gören her Balçovalının “acaba İzmir’in neresindendi?” sorusunu, büyük bir yakınlık duyarak sorduğuna yürekten inanıyorum.

Kemal’in Yeri ve Mustafa Kemal Soluğu

Aslında orası “Çanak Bayırı”. Ama nedense yabancı bunu kendi diline adapte edip orası olmuş “Conk Bayırı”. Türkçenin kaderine bakın ki bizler de aynı yabancılar gibi “bizim olan” Çanak Bayırı’nı Conk Bayırı yapmışız.
Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal’in Türk Ulusu’na “bağışlandığı” yer Çanakkale. Bir düşman şarapnelinin, göğsündeki saate çarptığı yere demişler Kemal’in Yeri. Ve herkes inanıyor ki orası sonsuza kadar Kemal’in Yeri kalacak.

Başkan Çalkaya “İnatla Devam” Diyor

Ezineli Yahya Çavuş siperlerinde konuştum Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya ile. Kolay değil tabii yüzlerce çocuğun her türlü sorumluluğunu almak. “Neden?” diye soruyorum. “Amacının nedir, böyle yüzlerce, binlerce çocuğu Balçova’dan buralara, Anıtkabir’e getirmenizin? Belediye Başkanlığı ile nasıl örtüştürüyorsunuz bu gezileri?” Gözlerini, aşağılardaki düşman mezarlığından çeviriyor bana doğru. “Eleştirenler oluyor tabii. Belediyecilik ile bu gezilerin ilişkisini kavrayamayanlar çıkıyor. Ama görüyorsunuz, burada tam 1400 kişiyiz. Balçova’da dolaşırken, yaptığımızın nasıl takdir gördüğünü yaşıyorum. Balçovalı istemediğini söyleyinceye kadar inatla sürdüreceğim bu ziyaretleri. Okullarda, bu geziler başarı için kamçı oldu adeta.” Başkan Çalkaya amacını da anlatıyor Ezineli Yahya Çavuş ve arkadaşlarının, vatan uğruna şehit oldukları siperlerde: “Hedeflediğim tek bir şey var. Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu, bugünlere nasıl gelindiğini insanlarımıza anlatabilmek. Buna zorunluyuz çünkü!”
Belediyecilik ile de uygunluğunu anlatıyor Başkan Çalkaya: “Bir belediye başkanı bir yönetici için en güzel duygu, o ülkenin veya kentin tarihini yurttaşlarına anlatmak hatta yerinde göstermek. Cumhuriyete yönelen saldırıları, risklerin böyle bertaraf edileceğine inanıyorum. Gezilerde çocukların gözlerine bakınca çok heyecanlanıyorum”

Çalkaya’dan Yeni rota

Başkan Çalkaya ile konuşurken merak ediyorum “hep aynı yerler mi var programınızda? Yani Türk tarihi sadece Çanakkale’den ibaret eğil de?” diye soruyorum. “Haklısın” diyor. “Şimdi öyle bir yeri planlıyorum ki, hazırlıklara bile başladık. Sırada Kocatepe var. Atatürk’ün “ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir!” emrini derdiği yerler var. Afyon, Eskişehir, Kütahya var. Mehmetçiğin, düşmanı kovaladığı, İzmir’e doğru kovalamaya başladığı yerler var. Hazırlıkları tamamlarsak, gelecek yıl Kocatepe’ye gideceğiz!”
Kocatepe müjdesini “ilk duyan” gazeteci olarak heyecanlanıyorum. Kocatepe için “rezervasyonumu” bile yaptırıyorum Başkana, “elbette” diyor gülerek.
Anlayacağınız, size yakında bir de Kocatepe yazsısı yazacağız yani. Yazarım tabii. Hele sevgili kardeşim Ömer de fotoğrafları çekmeyi kabul ederse.. Gerçekten de Balçova Belediyesi Basın Danışmanı Ömer kardeşime “özel” bir teşekkür borcum var. Fotoğraflar onun eseri çünkü

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın