Yüksek, yüksek tepelerde

“Bayraklı’nın tepeleri konumu itibarıyla çok değerli yerler…
Kimse ayaklarının altına serilmiş, denizi bırakıp gitmek istemez. Dolayısıyla evleri yıkıp başka yere taşımak niyetimiz yok. Zaten istimlâkle başa çıkılmaz. Hem para yetmez hem zaman…
Mahkemeler, itirazlar yıllarca sürer. Uzlaşarak. İkna ederek. Dâhil ederek çözmek en doğrusudur.
Biz de bunu yapacağız. 

Vatandaş kendisi anlaşacak. Konut firmaları, yeşil alanlarıyla, sosyal tesisleriyle çağdaş siteler olacak.
Şimdi, dört katlı binası 200 bin lira eden, karşılığında belki iki daire alacak ama her birini değeri en az 300’er bin lira olacak.
Böylece cezb edici hale gelecek.
Halk zaten, otobüsün çıkamadığı, dimdik daracık caddelerden şikâyetçi…
Yağmur yağınca dereye dönen sokaklardan dertli.
Çocukların oynayacak yer olmamasından rahatsız.
O muhitlerde yetiştim. Kimse bu eziyeti çekmek, hayatını böyle sürdürmek istemiyor. Neticede bize destek vereceklerdir.”

“Türkiye’de bu işin piri Murat Karayalçın’dır…
Kent yenilemenin, toplu konutçuluğun babasıdır.
Karayalçın’ı davet edeceğiz. Soracağız, Fikrini alacağız.
Örnek projeler uygulayacağız.”

Yukarıdaki açıklamalar Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’a ait. Alıntıyı gazeteci Münir Koçaslan’ın yazısından aldım. Başkan Karabağ’ın İzmir’de üniversiteler, Mimarlar Odası ve Plancılar Odası gibi uzman kurumlar varken, kente tamamen yabancı olan Murat Karayalçın’a umut bağlaması doğru değil…
“Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” denilse de, insanoğlunun yüksek tepelere evler kurmasının tarihi bir hayli eski. İzmir’de gecekondulaşmaya peşkeş çekilen tepelerin manzarası kadar taşıdığı tarihsel zenginliğini göz ardı etmemek lazım. Bayraklı Belediye Başkanı’nın, “Bayraklı tepeleri kıymetli yerlerdir, deniz insanların ayaklarının altındadır, kimse bırakıp gitmek istemez” demesinin ardından, dört katlı deniz gören binaların değerini 200 bin liraya düşürüp yüklenici ağzıyla konuşması doğru mu?

Kent yenileme deyince aklıma Galataport, Haliç çevresi, Sulukule ve Tarlabaşı, Dikmen Vadisi geliyor. Sulukule, Tarlabaşı ve diğer örneklerde olduğu gibi insanlar Bayraklı tepelerini bırakıp başka yerlere göç etmek zorunda mı kalacaklar? Bayraklı tepeleri çok katlı binalarla donatılırken orada yaşayan insanlar bölgede kalıp ayaklarının altındaki denizi seyredebilecek mi? Her biri 300 bin lira değerinde olacak denilen lüks konutlarda boğaz tokluğuna çalışan emekçilerin oturmalarını beklemek saflık olur. Gecekondu veya eskimiş mahalleleri kent yenileme adıyla modern binalarla donatıp insanları göçe zorlamak emlak piyasasını hareketlendirmekten başka ne işe yarar?

Karşıyaka ve Bayraklı belediye başkanlarının kabullenmek istemediği sokağa attıkları işçilere gelince, bunca taraftara ve alkışa rağmen kalelerine daha fazla gol yememeleri için acilen sosyal demokrat belediyecilik üzerene uzmanlardan ders almaları gerekiyor. Baksanıza, dakika bir, gol bir…

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın