Ege Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, Avrupa Birliği’nin sınırda karbon düzenlemesiyle uluslararası ticaretin kurallarını yeniden yazdığını belirtti. Türkiye’nin yol haritasının hızlı bir şekilde hazırlanması gerektiğini söyleyen Zorlu, “Uyum sağlamak zorunda olduğumuz bu sistem karşısında artan maliyetlere yönelik destek mekanizmaları oluşturulması sanayimiz bakımından hayati öneme sahip” görüşünü dile getirdi.
ESİAD Sanayi, Kalkınma ve Yatırım Ortamı Yuvarlak Masası’nın katkılarıyla “AB’nin Sınırda Karbon Vergisi ile İlgili Gelişmeler ve Ülkemizdeki Hazırlıklar” konulu çevrim içi bir toplantı düzenledi. ESİAD Ekonomi, Finans ve Maliye Yuvarlak Masa Başkanı Muhittin Bilget’in yöneticiliğindeki toplantıya, Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Abdüssamed Karadavut ile Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Damla Sağlam Şatır katıldı. Konuklar sınırda karbon düzenlemesine ilişkin ülkemizdeki çalışmaları anlattı.
Yeşil ve döngüsel ekonomiye geçiş başladı
ESİAD Başkanı Sibel Zorlu, Avrupa Birliği’nin iklim değişikliği konusunda çok önemli bir adım atarak Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı yeni büyüme stratejisi olarak benimsediğini hatırlattı. Zorlu enerjiden ulaşıma, sanayiden tarıma, her sektörü kapsayacak şekilde yeşil ve döngüsel ekonomiye geçiş sürecinin başladığını belirtti.
“Avrupa İklim Yasası ile belirlenen hedefler çerçevesinde oyunun kurallarının nasıl değişeceğinin sinyalleri ise ‘Fit for 55’ paketi ile verildi” diyen Zorlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Birliği bu paket ile birlikte, bir anlamda rekabet edebilirliğin ve uluslararası ticaretin kurallarını yeniden belirliyor. 2053’e giden yolda tüm politikalarını, karbon emisyonlarının 2030 yılına kadar 1990 seviyesine kıyasla yüzde 55 oranında azaltılması üzerine kurguluyor. ‘Fit for 55’deki politika tedbirleri arasında yer alan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ise ülkemizi yakından ilgilendiriyor. Türkiye ile AB arasındaki gümrük birliği ve AB ülkelerine ihracat oranlarımız dikkate alındığında, bu yeni mekanizmaya karşı çok ciddi bir hazırlık içinde olmamız gerekiyor.”
SKDM ile ilgili geçiş döneminin 1 Ekim 2023 itibarıyla başlamasının ön görüldüğünü hatırlatan Zorlu, “Öncelikli olduğu açıklanan demir-çelik, çimento, alüminyum, elektrik ve gübreye hidrojen de ilave edildi. AB’nin karar alma mekanizmaları uyarınca geçiş dönemini düzenleyen tüzüğün çıkarılması gerekiyor. Daimi sistemin ise 1 Ocak 2026 tarihinde başlaması planlanıyor” dedi.
Sibel Zorlu son derece teknik ve ayrıntılı düzenlemeleri içeren bu sisteme karşılık gelecek ülkemiz mekanizmalarının oluşturulmasının önemine de değindi. Zorlu “Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nda yer alan tedbirlere baktığımızda, ülkemizin uygun karbon fiyatlandırma mekanizmasına geçmesi, karbon fiyatlandırma konusundaki ülkemiz pozisyonunun belirlenmesi ve ulusal karbon mekanizmasının sektörler üzerinde yaratacağı ilave maliyetlere yönelik çalışmalar yapılmasının planlandığını görüyoruz. Bu bağlamda, ülkemizin yol haritası oluşturulurken bakanlıklarımızla, sanayicilerimizi ve iş dünyasını temsil eden sivil toplum kuruluşları arasında güçlü bir iş birliğinin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Uyum sağlamak zorunda olduğumuz sistem karşısında artan maliyetlere yönelik destek mekanizmaları oluşturulmasının sanayimiz bakımından hayati önemde olduğunu vurgulamak istiyorum” dedi.
Önlem alınmazsa ihracat düşebilir
ESİAD Ekonomi, Finans ve Maliye Yuvarlak Masa Başkanı Muhittin Bilget, karbon düzenlemesinin Türkiye için büyük önem taşıdığını belirterek, “Tedbir almazsak ihracatımızın ne kadar azalabileceğini gördük. Yüzde 23-25’lere varan kayıplardan söz ediliyor. Dolayısıyla bunu hafife alma şansımız yok. ESİAD olarak toplamda 20 milyar dolar civarında cirosu olan, Ege’nin en büyüklerinin oluşturduğu iş insanları topluluğuyuz. İçimizde her sektör var. Kamuyla iş birliğine ve ülkemizin bu işten en az hasarla çıkması için elimizden geleni yapmaya hazırız” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Abdüssamed Karadavut da sınırda karbon düzenlemesinin AB’ye olan ihracatımızı yakından ilgilendirdiğini, bu mekanizmanın AB dışındaki ülkelerde yer alan karbon yoğun sektörleri temiz enerjili üretim modellerine geçmeye zorladığını kaydetti.
Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü ise yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Uluslararası ticarette ilk kez böyle bir uygulamaya geçileceğini söyleyen Güçlü, ihracatının yüzde 40’ını AB’ye gerçekleştiren Türkiye için konunun büyük önem taşıdığını ifade etti. Güçlü, “Bizim için önemli, çünkü ihracatımızın yüzde 40’ını AB’ye gerçekleştiriyoruz. Sınırda karbon düzenlemesinin bizim ihracatımıza ne gibi etkisi olacağına dair biri Dünya Bankası’nın, diğeri ülkemizdeki akademisyenlerin hazırladığı iki çalışma var. Her iki çalışmada da gerekli önlemler alınmadığı takdirde bazı sektörlerde ihracatımızın yüzde 23’e kadar düşebileceği öngörülüyor. Eğer Türkiye, kendi karbon fiyatlama sistemini kurar ve buradan elde edilen gelirler yeşil yatırımlara dönerse, işte o zaman tüm sektörlerde ihracat artışlarının yakalanabileceği belirtiliyor” dedi.
Yeni düzenlemede, ithal edilen malın karbon içeriğine göre bir karbon fiyatlandırması yapılmasının hedeflendiğini dile getiren Bahar Güçlü, “Sınırda karbon düzenlemesi aslında bir kirleten öder sistemi. Bu sistem, 1 Ekim’de raporlama yükümlülüğü ile başlayacak. İlk aşamada ithalatçının, ithal ettiği ürünün içerdiği gömülü emisyonları raporlaması gerekecek. Geçiş dönemi sona erdikten sonra, 1 Ocak 2026’dan itibaren raporlanan emisyonların doğrulanması ve mali yükümlülüğün yansıtılması öngörülüyor” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Damla Sağlam Şatır ise Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde öncelikli sektörler hakkında bilgi verdi. AB’deki gelişmeler ışığında Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda ulusal bir eylem planı hazırlandığını belirtti.