Kaygı deprem kadar tehlikeli

Uzmanlar, deprem gibi diğer doğal afetlerden sonra kaygı, korku, tedirginlik, çaresizlik, güvensizlik, suçluluk hislerinin ortaya çıkabileceğini ve bu durumun da akut stres reaksiyonunun bir parçası olduğunu söylüyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Park Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nden Uzm. Dr. Merve Babalıoğlu ve Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nden Uzm. Dr. Önder Küçük, İzmir’de yaşanan deprem sonrası oluşabilecek psikolojik problemlere karşı vatandaşlara önerilerde bulundu.

Deprem sonrası süreçte deprem anının sürekli göz önüne gelebileceğini söyleyen Uzm. Dr. Merve Babalıoğlu, “Kendinizi sürekli sallanıyormuş gibi hissedebilir, en ufak bir sesten ürkebilirsiniz. Odaklanma sorunları yaşayabilir, hatırlamakta güçlük çekebilirsiniz” dedi. Tepkilerin deprem sonrası abartılı olabileceğini söyleyen Uzm. Dr. Babalıoğlu şu belirtilere dikkat çekti: “Çabuk sinirlenebilirsiniz ve ağlayabilirsiniz veya hissizleştiğinizi gözlemleyebilirsiniz. Nefes almakta zorluk yaşayabilirsiniz. Mideniz bulanabilir ve iştahınızda değişiklikler olabilir. Uykularınız düzensizleşebilir, uykuya dalmakta güçlük yaşayabilirsiniz. Uykularınız bölünebilir veya kâbuslar görebilirsiniz. Kapalı alanlara girmek istemeyebilirsiniz. Sevdiklerinizi kaybetme korkusu yoğunlaşabilir ve onlardan hiç ayrılmak istemeyebilirsiniz. Kendinizi hayatın kontrolünü kaybetmiş ve amaçsız hissedebilirsiniz. Yakınlarını kaybedenlerde kabul edememe, öfke, tepkisizlik, sevdiklerinin geri döneceği hissi, suçlama, inkâr gibi durumlar ortaya çıkabilir. Bunların hepsi ilk haftalarda beklenen “akut stres reaksiyonu” denilen durumun bir parçasıdır. Bunların birkaç hafta içerisinde geçmesi beklenir, ancak bunların devam etmesi halinde günlük yaşamınızı sürdürmekte zorlanıyorsanız ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvurmanız önerilir.”

Güvenilir Kaynakları Dikkate Alın

Bu süreçte güvenilir kaynaklardan gelen haberlerin dikkate alınıp, uzman önerilerini dinlemek gerektiğini belirten Babalıoğlu, “Özellikle sosyal medyada kaynağı belirsiz birçok haber böylesi afet dönemlerinde dolaşabilir ve bunlara maruz kalmak da mevcut kaygıyı arttırabilir. Bu dönemlerde hislerinizi olağan karşılamak, kendinizi güvende hissettiğiniz yerlerde bulunmak, kendinizi yakın hissettiklerinizle iletişim halinde bulunmak, kendinizi iyi hissettiğiniz aktivitelere yönelmek, nefes egzersizleri yapmak, beden bakımına önem vermek, sağlıklı beslenmek, yoğun alkol, madde ve sigara kullanımından uzak durmak önemlidir” dedi.

Çocuklara Karşı Aşırı Koruyucu Olmayın

Deprem gibi yıkıcı bir doğal afetin ardından aşırı korku ve çaresizlik hissini herkesin yaşayabileceğini söyleyen Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nden Uzm. Dr. Önder Küçük, çocukların da bu dönemde en temel ihtiyacının güvende olduklarını hissetmeleri olduğunu söyledi. Böylesi yıkıcı bir depremin ardından çocuklarla daha yakından ilgilenilmesi gerektiğini belirten Uzm. Dr. Küçük, “Temel gereksinimlerini birlikte karşılamak oldukça önemlidir. Öncelikle ebeveynlerin sakin, güven veren bir tutum içinde olması, çocuklarının bu dönemde onlara daha çok ihtiyaç duyduklarının farkında olması, daha fazla yakınlık kurması (sarılma, elinden tutma) gerekmektedir. Tabii bu noktada aşırı koruyucu bir konuma düşmeden bu süreci yürütmeyi aklımızdan çıkarmamalıyız. Çocuklarla iletişim kurabilir, çocukların özellikle depremde yaşadıkları, fark ettikleri, hissettikleri üzerine konuşmalarını teşvik edebilir, kaygılarını dinleyebilir ve empatik şekilde yanıtlar verebiliriz” önerisinde bulundu.

Çocuklara korku, öfke gibi duygularını dile getirmesi konusunda engelleyici olmadan yaklaşılması gerektiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Önder Küçük şu bilgiyi paylaştı: “Ağlamalarını önlemeye çalışmadan, buna benzer tepkilerin yaşadıkları sürecin doğal bir yanıtı olabileceğini aklınızda tutarak yaklaşın. Çocuklarınızın yanında ya da çocuklarınızla birlikte yaşanan olayın dehşet verici ayrıntılarını konuşmayın, depremle ilgili bilgilendirin, alınabilecek önlemler üzerine konuşabilirsiniz. Davranış değişikliği çok fazla gösteren, gittikçe artan belirtiler gösteren çocuklarınızı en yakın çocuk ruh sağlığı uzmanına götürmeyi ihmal etmeyin.”

Related Images: