Komşunuz tapınak şövalyesi, sütçünüz Rothscild ajanı olabilir!

Yaygın, geleneksel ve sosyal medya mecralarında her an karşılaşabileceğiniz sayısız programda, unvanında profesör, gazeteci, siyasetçi ve bol miktarda araştırmacı-yazar, güvenlik uzmanı, stratejist yazan insan, iç ve dış tehditlere, düşmanlara karşı uyanık olmamızı, büyük oyunu görmemizi istiyor. Üstelik her biri “Bakın en yeni ve tehlikeli düşmanı ben buldum, az sonra ifşa ediyorum” kıvamında gerçeklikle tüm bağları kopartarak bu ardı arkası kesilmeyen tehditleri nasıl bertaraf edeceğimize yönelik parlak fikirlerini açıklıyor.

Adı gazete olan çok satan bir yayının yöneticisi açtığı sosyal medya kanalı ile tapınak şövalyeleri ve illüminatinin Türkiye’ye yönelik tehditlerini heyecan ile anlatıyor. Hani anlattıklarını bir an ciddiye alsanız korunmak için kendinizi apartman bodrumuna kilitlersiniz. Siyaset bilimi profesörü ünvanlı bir başkası ise katıldığı TV programında, yılların gazeteci olamayanına! haçlıların kısa süre içinde Türkiye’yi işgal edeceğini, ayet ve hadisler ile kanıtlamaya çalışarak seferberlik ilan edilmesini istiyor. Yılların gazeteci olamayanı kadın programcı ise dehşet dolu bakışlar ile bu hikmet pınarı profesörün sözlerini heyecanla tekrarlayarak büyük oyuna dikkat çekiyor.

Bu saçmalıkların alıcısı da geniş, kalabalık kitleler. Zaten tüm hayatı devlet tarafından, her an uyarıldığı iç ve dış tehditlere karşı teyakkuz halinde geçen ülkemin insanı da her gün yeni zirveleri test eden milliyetçilik ve dindarlık refleksi ile bıraksalar Ertuğrul dizisindeki kostümleri kuşanarak vatan savunması için kendini sınır boylarına atacak. İroni yapmaya çalışıyorum ancak bu cinnet hali ve nefret söyleminin toplum olarak bizi her geçen gün daha fazla karanlığa götüreceğine kuşku yok.

Komplo teorilerinde cinnet sınırı aşıldı

Kesintisiz negatif propaganda niteliğindeki bu yayınlar maalesef toplumda en geniş boyutu ile karşılığını buluyor. Sokakta maç yapan çocuklara sorun size illüminatinin Türkiye’ye yönelik planlarını anlatsın. Taksiye bin, yolculuk boyunca şoför tapınak şövalyelerinin devletimizi yok etmeye yönelik çevirdiği dolapları tek tek saysın. Adam işsiz kahvede tüm gün okey çeviriyor isteyin size Rothscild ailesinin tüm parasal ilişkilerini, Türkler’e yönelik hain planlarını açıklasın. Mutfak tüpü bittiği için yemeği ocakta kalan teyze zorlasanız konuyu Rockefeller ailesinin komplosuna bağlar. TV, internet bilgiye ulaşabileceğiniz ne kadar araç gereç varsa 24 saat, Türkler’i tuzağa düşürmek için fırsat kovalayan düşmanlar ve tehditlerine yönelik programlardan geçilmiyor. Düşman karşıtlığı ve korku iklimi ile yaşamaya alışık olsak bile bu 7/24 tanımı genişleyen düşman cephenin çoğalma hızına yetişemiyoruz.

Mazinin kısa düşman listesini özler hale geldik

Bilgi toplumunun tüm dinamikleri hızla dünyayı sarıp sarmalarken bu coğrafyada kendi ördüğümüz kozaya her geçen gün daha fazla gömülüyoruz. Öyle ki tüm hayatlarımızı etkileyen tehdit algısı ve bu tehditlerden korunma refleksi bizi öfke ve savunma dışında tepki veremez hale getirdi. Yakın maziyi arar hale geldik. Ne güzeldi o eski günler düşman ve tehdit olarak sadece haçlılar, komünistler vardı. Ancak tehdit bağımlığı ve savunma refleksimiz öyle bir boyuta ulaştı ki geleneksel tehdit ve düşmanlar! yetmemeye başladı. Üstelik bunu yaparken bilimsel tüm kabullerden çıkmakta, gerçeklik ile bağları koparmakta sakınca da görmüyoruz.

Yeni başlayanlar için Türkler’e yönelik tehdit ve düşmanlarımız

Çağdaş dünyada buna benzer akımlar, yayınlar vardır ancak komplo yazarlığı gibi spesifik dar bir alanı temsil eder etki alanı ise neredeyse yoktur. Batıda keyifli, heyecanlı vakit geçirmek için değerlendirilen komplo teorileri bizde neredeyse tüm toplumsal hayatı etkiler hale geldi. Normal koşullarda gizeme, bilinmeyene meraklı ergenlerin ilgi alanına girecek konular üzerinden toplumsal kabuller, politikalar oluşturuluyor. Bizden önceki kuşaklar haçlılar ve komünistler için tetikte beklerken bugünün yurttaşlarına; illüminati, tapınak şövalyeleri, reptilianlar, masonlar, siyonistler gibi bir düşman ürünleri çorbasına karşı teyakkuzda bulunması öneriliyor. Dünün üç-beş kalemde sayıp geçtiğimiz düşman ve tehditler listemizi artık çok kabarık. Kimler yok ki? Güncel düşman ve tehdit listemizin küçük bir bölümüne göz atalım;

Üst Akıl: Unuttuğun veya saymaya üşendiğin anda imdada yetişen çaya çorbaya cinsinden düşman.

Rothscild Ailesi: Dünyadaki her gelişmeyi yönlendirdiği rivayet edilen ve günlük mesailerinin neredeyse tamamını Türkiye’yi yıkma çalışmalarına ayıran aile.

İllüminati: Orta çağ Avrupası’nda kurulmuş ancak her daim kötülük ve çatışma üreten Türk ve Türkiye düşmanı örgüt.

Tapınak Şövalyeleri: Bugün zırhlı, kılıç-kalkanlı olmayabilirler ancak her an aramızda ve nifak üretiyor olabilirler.

İngiliz Derin Devleti: Havalı ismi ile sıkıştığın her anda işe yarayan düşman oluşum.

Reptilianlar: Dünyada da yaşadığı varsayılan ve özellikle Türkler’i çekemeyen uzaylı sürüngen türü.

Griler: Dünyaya negatif enerji ile yön vermeye çalışan özellikle Türkler’i hedef alan uzaylı türü. Onların amacı dünyayı ele geçirmek değil Türkler’in yükselişini engellemek.

Rockefeller Ailesi: Ellerinden puro düşmeyen ve her an Türkler’in önüne set çekmeye çalışan ABD merkezli sermaye grubu.

Masonlar: Her yere sürülebilen merhem niteliğinde düşman

Haçlılar: Sen benim eski ama eskimeyen aşkımsın şarkısı cinsinden kadim düşmanımız

Siyonizm: Günün 24 saati Türklere yönelik karanlık tertip peşinde koşan dini, ideolojik akım.

Korkmak, korkutmak emek istemez

Hayatı, dünyayı düşmanlık ve korkular ile anlamak, algılamak düşünmeyi gerektirmediği için konforludur. Orta Doğu toplumlarının bağımlı olduğu bu konforu bizler de çok severiz. Bu öyle bir konfordur ki düşman ve korku üretme sorunu da yoktur, çünkü sizin yerinize birileri sürekli bunu üretir ve halkın kullanımına servis eder. Genelde hakim ideoloji ve siyaset egemenlerinin başucu yöntemi, toplumdaki korkuları her daim diri tutarak otoriteyi pekiştirmektir. Yakın ve uzak geçmişimizin en önemli siyasal ve toplumsal pratiğidir korkmak ve her an düşmanlar ile kutlu bir mücadeleye hazırlanmak.

Tehdit ve düşman bağımlılığı

Türk sosyolojisi, tarihçiliği, ekonomi politiği ve kaçınılmaz olarak egemen siyaset anlayışı “tehdit ve düşman” ile anlamlanır ve anlamlandırılır. Güncel korku ve düşmanlıklar üzerine siyaset hatta toplumsal yaşamı düzenlemek için en önemli referansınız objektiflikten uzak propagandist tarih anlayışı olacaktır. Bu konuda sadece resmi Türk tarih tezleri değil o’na tepki olarak şekillenen tarih yazımı da sorunludur. Ülkemizde resmi olan, olmayan tarih yazımının ortak karakteri düşman ve korku üretmedeki iştahıdır. Örneğin resmi tarihin dayattığı tehdit ve düşman algısını resmi olamayan tarih ancak, “Hayır, asıl düşman ve tehdit o değil budur” diye tezini savunur. Bir nevi düşman ve tehdit bağımlılığıdır bu yaklaşım. O kadar yoğun ve yaygın işlenmiştir ki; tehdit ve düşmanları çekiverirlerse toplum olarak boşluğa düşecekmişiz gibi gelebilir. Farklı düşüneni aforoz etmek her iki tarih anlayışının bir başka ortak özelliğidir.

Türk olmanın adeta gereğidir düşmanlar ile tanımlanmak ve tanımlamak. Mütevazi olmaya gerek yok ulus olarak düşman listemiz uzun, sınır tanımaz ve her daim güncellemeye açıktır. Bizden olmayan, örneğin bir Avrupalı, Afrikalı, bizim tarih tezlerimizi okumaya kalksa, muhtemeldir ki insanlık tarihini Türkler ve Türkler’e düşman olanların mücadelesi olarak özetleyecektir. Diğer ulusları, dinleri, toplulukları, kültürleri, rakip, tehdit ve düşman olarak algılayan bir toplumu bir süre sonra bu da kesmeyecek ve bugün yaşadığımız gibi dönecek kendi ülkesindeki farklılıkları düşman olarak belleyecektir. Umarım yanılıyorumdur ancak görünür gelecekte dünyayı, hayatın amacını, Türkler’in düşmanları ve onlar ile kutsal mücadele olarak algılamak saplantısından kurtulamayacağız.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın