Bayram bitti!

En başta bayram mayram demeden dobra dobra söyleyeyim; parti tutmak takım tutmaya benzemez arkadaş!

Şunun şurasında üç beş gün sonra ülkemizde bu güne değin yapılmış seçimlerin en kritik olanına katılmış olacağız.

Haşa, haddime değil kimseye akıl vermek.

Yakın çevremdeki aile efradım, çeşitli çevrelerden mesela okul, edebiyat, sanat, iş, mahalle, çocukluk arkadaşlarım, yüzünü görmediğim sosyal medya dostlarım… Üç aşağı beş yukarı herkes bilir, tahmin eder benim sosyal, toplumsal konular hakkındaki düşüncelerimi ya da tavrımı en azından…

Hiçbir partiyi tutuyor değilim. Toplumsal olarak ideallerim, hayallerim, siyaseten bir duruşum var elbet.

Kimi zaman, hatta çoğu zaman sözler değil de tavrı belli eder kişinin ne olduğunu. Elbet bu kanı tek bir vaka ile oluşmaz. Özümüz, sözümüz zaman içinde türlü çeşit olay karşısında aldığımız tavır, durduğumuz yer ile belli eder kendini. İlla da söz değildir fikrimizi ortaya koyan. Bedenimiz bile ele verir kendini; bir göz süzüş, bir kaş çatış, dudağın kenarında çarpık bir gülümseme, bir omuz silkme, “adam sen de” misali bir el hareketi… Sosyal medyada kurduğumuz cümle, ilgilendiğimiz mevzular, beğendiğimiz resim, kopyalayıp yapıştırdığımız makale…

Şunun şurasında kendimi bildiğim bileli -hadi diyelim ki son çeyrek asırdır- aklımın erdiğince, elimden geldiğince, dilimin döndüğünce sanatsal alet edevatlarla fikrimi anlatmaya, resimle, heykelle, renkle, ışıkla cümle kurma çalışıyorum. Olmadı harflerle, kelimelerle yazarak, yazılanları okuyarak anlamaya, anlatmaya, söylemeye çalışıyorum derdimi, düşüncemi, hayallerimi…

“Siyasetle benim işim olmaz” desem de kulak asma arkadaşım. Özel olan her şey siyasi tercihtir, duruştur. Ben de herkes kadar memleket hal ve gidişatı ile ilgiliyim elbet. Sıradan bir yurttaş kadar, toplumcu aydın bir kişi kadar siyasiyim. Ülkenin siyasi yelpazesini belirleyecek olan seçimlerde benim de bir oyum var sandığa atacağım.

Her ne kadar bir ülkenin kaderini belirleyenin, oy sandığına atılan oy ve sandıktan çıkan, parlamentoda ülkeyi yönetmekten sorumlu zevat olmadığını biliyor olsam da…

Hele bir şu acil durumu çözelim, bir soluk alalım. Sonrasında… Sonrasını sandıklar, sandıktan çıkan oylar, vaatler değil bizzat toplumun, halkların kendisi belirleyecek. Aklıyla, hür vicdanıyla, her adımda karşısına çıkan gündelik yaşam problemlerini çözmedeki tavrıyla…

“Tavır önemlidir” dedik ya; bir oy verip kenara çekilinmeyecek. “Senin parti yapar, benim parti yapar” meselesi değil bu… Her Allahın günü, her yerde, her durumda bize ait, hayallerimize, çocuklarımızın mutlu geleceğine ait hakların elde edilmesi ve geliştirilmesine yönelik tavrımızı kim olursa olsun, inatla koruyabilmeli, savunabilmeliyiz! Yeter ki öyle bir zemin oluşsun ülkede.

Bir oy çok şey değiştirir bazen. Bir oy uçurumun kenarından kıl payı döndürebilir tepetaklak gidişi. Hani düzlüğe çıkarmasa da uçuruma yuvarlanmayı önleyebilir acil bir durumda.

Ülkede şimdi durumlar acil!

Malumunuz işte, freni patlamış kamyonda ehliyetsiz bir şoförle kıyamete son hızla gitmekte iken keskin bir dönemeç, bir uçurum kenarında kurulu sandıklar çıktı karşımıza!

Şu ya da bu partiyi tutuyor olmanın hiçbir kıymeti harbiyesinin olmadığı acil durum vakası bu bildiğiniz gibi.

Siyasetle ister ilgilen ister ilgilenme, hadi bakalım şimdi kime oy vereceğiz?

Ya tek adam diktatörlüğünde çoluk çocuğumuzun, torun torbaların geleceğinin kararacağı bir uçuruma yuvarlanacağız ya da direksiyona müdahale edebilecek bir aday ile şu lanetli gidişe engel olacağız.

Uzun lafın kısası, dobra dobra söyleyeyim, benim tavrım şudur ki:

Parti tutmak takım tutmaya benzemez, takım tutar gibi parti tutmaların zamanı değil dostlar!

Matematik profesörü olmaya gerek yok, oyların basit bir hesabı var. Duygusallığı da parti tutmayı da bir kenara koyarsak, barajı aşamama tehlikesi olan parti (HDP) meclise giremezse onun ortalama 70 milletvekili mevcut çılgın şoföre yazılacak. Bize yine karanlık, yine lanetli günler düşecek!

Benim kafama yatan şu: Direksiyona en yakın hesabı “İnce”den yana yapıp, meclise Halkların Demokratik Partisi’nin de girmesine destek şeklinde, acil vaka durumundaki ülkemizin uçurumun kenarından kurtarılmasına bir oy, bir omuz niyetine… Haydi ya Allah!

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın