TÜROFED Başkanı Ayık: Yurt dışı seyahatler daralabilir

Türkiye Otelciler Federasyonu’nun (TÜROFED) beşinci dönem altıncı yönetim kurulu toplantısı Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği’nin (ETİK) ev sahipliğinde İzmir’de yapıldı. Çeşme Boyalık Beach Hotel’deki toplantı öncesinde TÜROFED Başkanı Osman Ayık ile genelde turizm ve özelde konaklama sektörünün sorunları üzerine söyleştik.

Aynı zamanda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Turizm Sektör Meclis Başkanı olan TÜROFED Başkanı’na Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kapatılacağına ilişkin medyada yer alan haberleri hatırlattım. Gündemde yer bulan söylentilerin uzun zamandır konuşulduğunu belirten Osman Ayık, sektör olarak bakanlığın kapatılmasına karşı olduklarını vurgulayarak şunları söyledi:

“Turizm sektörü bu ülke için son derece önemli. Katma değeri en yüksek sektör. Cari açığın kapatılmasındaki en önemli faktör. İstihdam yaratıyor, ekonomiye olan faydalarını saymakla bitiremeyiz. Toplumsal barışın da gelişmesine en çok katkı yapacak sektörlerden biri. Sektör olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kapatılmasını değil, müstakil bir bakanlık olarak kalmasının daha doğru olduğunu düşünüyoruz.”

Bir taslak çalışmadan söz edildiğini, varsa bu kararın tekrar düşünülmesi ve gözden geçirilmesi gerektiğini kaydeden TÜROFED Başkanı Osman Ayık, “Turizm Bakanlığı’nı kapatmak yerine tam tersi daha güçlü ve etkin hale getirmeliyiz. Bu bakanlığın ciddi bir birikimi var. Bu bakanlığı kapatarak birikimi yok etmek olmaz” diyor. Ayık, “Bunu sektör olarak Cumhurbaşkanımıza yazarak ileteceğiz. Siyasi otoritenin bizlerle diyalog içinde olması en çok arzu ettiğimiz şeylerden birisi” diye ekliyor.

Hedefi çok önceden yakalarız

Bulunduğumuz coğrafyada geçtiğimiz yıl 36 milyon yeni seyahatin gerçekleştiğini anlatan Osman Ayık, “Bu trend önümüzdeki yıllarda da devam edecek gibi görünüyor. Biz buradan yeterince pay aldığımız takdirde 2023 yılından önce 50 milyon hedefini yakalamamız çok doğal” diye konuşuyor. Ayık, “2014 yılındaki büyüme trendi iki yıl kesintiye uğramasaydı, ülke ekonomisine çoktan 50 milyar dolar katkı sağlayan bir sektör olacaktık” görüşünü dile getiriyor.

Sektörün 2015 ve 2016’daki krizden çok hızlı bir şekilde geri döndüğünü söyleyen Osman Ayık, bunun nedenini, “Elimizde son derece güçlü bir ürün ve sektör var” diye açıklıyor. 2014’den sonraki iki yıl içinde fiyat anlamında ciddi kayıplar yaşadıklarını, tavizler vermek zorunda kaldıklarını kaydeden Ayık, “Arzı tekrar canlandırmak için şimdi muhtemelen 2018 yılından sonraki periyotta, bizim arzu ettiğimiz seviyelerde talep oluşmaya başladığı takdirde fiyatlarda da istediğimiz iyileşme gerçekleşecek” diyor.

Büyümeden ciddi pay aldık

Osman Ayık, bu yıl da dahil olmak üzere 2020’ye kadar olan sürece iyimser bakıyor. TÜROFED Başkanı, “2017 yılında Dünya Turizm Örgütü’nün açıkladığı rakamlara baktığımızda Avrupa dünya ortalamasının üstünde yüzde 8,5 gibi büyüdü. Bizim bulunduğumuz Kuzey Akdeniz coğrafyasında da 36 milyonluk yeni bir seyahat oluştu ve bunun büyümesi bir önceki yılla kıyaslandığında yüzde 13,5. Bu aşağı yukarı dünyadaki büyümenin iki katı bir büyüme. Biz de buradan ciddi bir pay aylık” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Bu trendin önümüzdeki yıllarda devam etmesi öngörülüyor. Dolayısıyla biz 2019’da ve muhtemelen 2020’de de iyi bir yıl yaşayacağız. Çünkü dünyada seyahat eğilimleri bunu gösteriyor. Ulaşım imkanları arttıkça, insanların seyahat frekansı da artıyor. Belki kısa kısa seyahat etseler de daha sık seyahat ediyorlar. En çok seyahatin oluştuğu coğrafya da bizim olduğumuz coğrafya. Eğer önümüzdeki 3-5 yıl konjonktürel olarak bir sıkıntı yaşamadığımız takdirde biz bu gelişmeden en çok pay alacak ülkelerden biri olacağız.”

İstihdam kaybımız çok

İki yıllık kriz sonrası çok fazla otelin kapanmadığını, daha çok kapasite kullanımında bir daralma yaşandığına değiniyor TÜROFED Başkanı, sektörün en çok istihdamda kayba uğradığının altını çiziyor. “Kapasite kullanımında sıkıntı yaşanınca sektörde ister istemez kalifiye elemanlardan bir bölümünü kaybetmek zorunda kaldık” diyen Ayık, bu süreçte kapanan eğitim kurumları olan Turizm Eğitim Merkezleri (TUREM) içinse üzgün olduğunu belirtiyor ve şu görüşleri dile getiriyor:

“Türkiye için bir talihsizliktir. Ciddi bir geçmişi vardır TUREM’lerin. O eğitim kurumlarından geçen insanlar sektöre yön vermiş insanlar. Birçoğu genel müdür olmuş, son derece birikimli insanlardı. TUREM’ler kapanıyorsa yeni yapıları ikame etmek gerekiyordu. Bunlar yapılmadı, ama umarız önümüzdeki süreç içinde bunların hepsi tekrar devreye sokulur. Çünkü bizim sektör olarak ihtiyaçlarımızdan biri ara eleman sıkıntısı. Türkiye genç insanların ülkesi, üretimden kopartmamak lazım, bizim ihtiyacımız olan birçok pozisyonda gençleri eğitip sektörle buluşturmamız lazım.”

Yurt dışı seyahatler daralabilir

TÜROFED Başkanı Osman Ayık’a tam da turizm sezonu öncesi dövizde yaşanan dalgalanmaların yurt içi ve yurt dışı turizm hareketliliğini nasıl etkileyeceğini soruyorum. “Dövizin artmasının, zorunlu olanlar dışındaki yurt dışı seyahatlerde daralmaya neden olacağını düşünüyorum” karşılığını veriyor. Ayık, “Yurt dışından gelenler içinse çok büyük avantaj olmayacak, psikolojik etkisi olacak. Harcayacak döviz miktarı, Euro veya Dolar miktarı değişmeyecek. Paralarının kıymetli olması Türkiye içinde harcayacakları miktarın, alım gücünün yükselmesi gibi olumlu bir psikolojik etkisi olacak” diyor.

Yüksek sezon dışında tatil

Yerli turistin daralan bütçesine uygun tatil için yüksek sezon yerine sezon başı ya da sezon sonuna yönelebilmesi için yakında sektör olarak yeni bir kampanya yapabileceklerini belirtiyor Osman Ayık. Paranın alım gücündeki daralmanın iç turizme de etkisi olacağı görüşünü dile getiren Ayık, şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Bizde tatil dönemi Temmuz, Ağustos aylarına iki – iki buçuk aya sıkışmış gibi görünüyor. O dönem bizim işletmelerimizin bir çoğunun uyguladığı en yüksek fiyat dönemine gelir. Belki biz orada doğru bir yönlendirme yapabilirsek bizim sezon başımıza ve sonumuza doğru kayan, daha geniş çaplı bir iç pazar trafiği yaratmış olabiliriz. Eğer bunu doğru bir şekilde kurgulayabilir, kamuoyunu bu anlamda bilgilendirebilirsek hem tesislerimizin sürekliliği hem sezonlarımızın daha genişleyebileceği, mevsimselliğin de kırılmasına destek olacak bir hale dönüştürmemiz mümkün olabilir.”

booking.com sorunu çözülecek

Türkiye’de yaklaşık 13 binin üzerinde işletmeye müşteriyle buluşma şansı veren ve özellikle küçük işletmeler için “nefes açıcı” etkisi bulunan “booking.com” konusuna da değiniyoruz Osman Ayık’la söyleşimizde. Türkiye’den erişimin yasak olduğu sitenin alternatifleri ortaya çıksa da, aynı başarıyı yakalayamadığına dikkat çekiyor. “booking.com dünyadaki en yaygın, gelişmiş bir platform. Türkiye’de yaklaşık 13 binin üzerinde işletmeye müşteriyle buluşma şansı veren bir platform. Türkiyede gelişmiş siteler var ama hiç biri bu sayılara ulaşamıyor. Bugünkü ortamda alternatifi neredeyse yok gibi” diyor TÜROFED Başkanı.

Küçük işletmelerin paket turla çalışma şansı olmadığı için bu portal üzerinden pazarlandıklarını belirten Ayık, “O tip işletmelerde booking.com’un yarattığı iş potansiyeli yüzde 30, 40, 60’lar mertebesindeydi” bilgisini paylaşıyor. Çok yakında sorunun çözüleceğine inandığını belirten Ayık, “booking.com yetkilileriyle Ekonomi Bakanlığı’nın yürüttüğü görüşmeler olumlu seyrediyor. Muhtemelen yakın bir zamanda booking.com Türkiye’den erişilebilir hale gelecek” diyor.

Komşu turizmini geliştirmek gerek

Son yıllarda tüm dünyada komşularla yapılan turizm hareketliliğinin arttığına dikkat çeken Osman Ayık, özellikle Ege’nin de bu trendden pay alabileceğini söylüyor. Balkanlardaki potansiyelin ise Marmara ve Ege’nin kuzeyini komple tatmin edecek bir potansiyele sahip olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin her bölgesinin sınır komşulardan gelecek ziyaretçilerle, komşu ülkeler arası sınır geçişleriyle ciddi bir turizm hareketliliği yaşayabileceğini anlatıyor. Ayık, “Bugün İspanya 82,5 milyon misafir alıyor. Bunun yaklaşık 19, 20 milyona yakını İngiliz. 14-15 milyonu Fransız. Komşu, sınırı geçiyor hareketlilik yaşanıyor” görüşünü dile getiriyor.

Yunanistan’da olan yaklaşık 30 milyon hareketliliğin yüzde 70’den fazlasının ise adaların üzerinden gerçekleştiğine dikkat çeken Osman Ayık, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Bu bizim için, Ege bölgesi için de bir potansiyel. İnsanları alıştırabilsek, bir iki haftalık tatillerini adalarda yapan insanlar bunun en az birkaç gününü karşı kıyıya geçerek Ege’de yapabilirler. Özellikle uzak destinasyondan gelen insanlar için bu çok cazip oluyor. Çin, Hindistan, Uzakdoğu, Japonya’dan gelenler veya Avrupa’nın uzak noktalarından, İskandinavya, İngiltere’den ya da Amerika’dan gelenler için. Mesela Yunanistan’a aşağı yukarı 1,5 milyon Amerikalı gelir ama Türkiye rakamını 500 binin üzerinde çıkartamıyoruz. Orada yerleşmiş insanlar var. O gelen insanları biz bir şekilde kombin yapabilirsek, bir kısmı bizim ülkemize de gelebilir. İşte bütün bunlar yeni bir kurgu gerektiriyor. Ve tabii hepsi tek bir bakanlığın işi.”

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın