Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş açılış konuşmasında 10 dakika turizm, 15 dakika Gazze’deki olayları konuşunca, gerçek turizmcilerin tüyleri diken diken oldu. Öyle ya, kuşun kanadının çıkardığı rüzgardan nezle olan turizm, güven ve huzur olmayan ortamı sevmez. Gazze dünyanın gerçeği ama, konuşulacak yer burası değil. Bakan turizmci olmayınca yapacak bir şey yok.

Her fuarda olduğu gibi bu fuarda da, “Bu yıl fuara pek ilgi yok” gibisinden fiskoslar ve konuşmalar oldu. Bence hiç de öyle değil. Turizmin yerlerde süründüğü bir dönemde, turizmcilerin büyük stantlarla fuara katılmaları takdir edilecek konu. Sonuçta B2B; profesyonellerin birbiri ile buluşup iş yapması önemli olan. Kalabalığa gerek yok.

Gelelim Gastronomi Kongresi’ne…
Artık turizmci anladı, turizmdeki en büyük değerlerden biri mutfak. Çünkü tüm dünyada sağlıklı yaşamak, sağlıklı beslenmek, sağlıklı yaşlanmak öne çıkan bir eğilim. Ama ülkemizde hamburger kültürü Türk mutfağını esir almış durumda. Herkes ayaküstü ve hızlı midesini doldurma peşinde. Sağlıksız gıda ve beslenme de pek çok hastalığın kaynağı. Oysa ki 12 bin yıllık Anadolu yemek kültürünü keşfetmek, tam da para harcamaya hazır üst düzey turistin arayıp da bulamadığı şey.

Güzel olan başka bir konu da basının İzmir’e olan ilgisi. Türk basını ve seyahat acentelerinin İzmir ve değerlerine olan ilgisi artıyor. Milliyet 16 Aralık’ta gastronomi eki verecek, Hürriyet seyahat ekinde İzmir ve yemek kültürünü ön plana çıkartıyor. Seyahat dergileri ve uçak şirketlerinin dergilerinde de İzmir’e bir ilgi artışı var.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile başkanı olduğum Ege Gastronomi Turizmi Derneği’nin birlikte yaptığı “Organize turlarla İzmir’i keşfet” broşürü seyahat acentelerine temalı turlar organize etme konusunda yol göstermeyi amaçlıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin “Ben sadece belediyecilik yaparım” modundan çıkıp, kentin turizmine sahip çıkması, turizm gelirlerinin tabana yayılması için akıllı düzenlemeler yapmaya çaba göstermesi takdir edilecek bir konu.
“Bir de turizmi el yordamı ile değil de, bilinçli, planlı-programlı yapmaya çalışsa” desek çok şey mi istemiş oluruz belediyemizden? Turist gelsin diye çalışıyoruz ama, ne Alsancak’ta, ne de Konak’ta otobüsün yolcusunu indirmek için duracak cepleri bile yok. Bu sadece bir tanesi. Eh, turizmci değilseniz bu tür detayları görme şansınız yok. Duvardan düşenin halini, sadece duvardan düşen anlar.
Kalın sağlıcakla…
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.