İzmir’e, İstanbul, Ankara veya bir başka kentimizden gelip, “İzmir’in şöyle bir tadına bakayım” diyen konuklarımız için turumuz Konak Meydanı’nda başlıyor. Basmane Garı’ndan başlayıp, Tilkilik ve Mezarlıkbaşı üzerinden Kemeraltı’nı bir uçtan bir ucuna kat edip Konak Meydanı’na ulaşan caddenin ismi Anafartalar Caddesi.

Meydanın diğer bir ilginç yapısı ise 1748 yılında yapısı da Yalı Camisi ya da Ayşe Hatun Camisi. Kütahya çinileri ile bezeli pencere çevreleri bu minik camiye ayrı bir güzellik katıyor. Bir köşede suskun ama hüzünlü duran Gazeteci Hasan Tahsin Heykeli ise yerinden memnun değilmiş gibi bir görüntü veriyor.
Şu an artık yerinde olmayan, ancak 1950 yılına kadar görkemli cephesi ile meydanı süslemiş olan Sarı Kışla unutulmaz tarihi yapılardan. Yerine güzel bir yapı yapılacağı gerekçesi ile yıkılan bu güzel bina artık sararmış kartpostallarda görülebiliyor.

Saat Kulesi’nin yüksekliği de 25 yıldan esinlenilerek 25 metre olarak yapılmış. Yapıldığı günden bu yana birkaç deprem hariç durmayan saat zaman zaman Vandallar tarafından kısmen tahrip edilmiş. Alman İmparatoru 2. Wilhelm tarafından hediye edilen saatler ise mekanik olarak mükemmel şekilde çalışıyor. Her altı günde bir kurulaması gereken saatlerin bakımını da, meydan saatlerinin aşığı değerli bir saat ustası Feti Pamukoğlu tarafından yapılıyor. İzmir saat kulesi ile birlikte 16 meydan saatinin de bakımını yapan usta, en az saatler kadar ilginç.

Konak’ta başlayıp Basmane’ye kadar devam eden Anafartalar caddesinin Hisarönü’ne kadar olan bölümünde gerdanlıktaki değerli taşlar gibi dizilmiş toplam 7 tane cami bulunuyor. İçlerinde 20. Yüzyıl’ın başında Barok stilinde inşa edilen Salepçioğlu Camisi de var, 400 yıllık Hisar Camisi de. Kimi cadde seviyesinde, kimisi de “fevkani”; yani yüksek cami.

Tabii bunların başında yeme-içme geliyor. Müşterisi gelip geçici olmayan bir lokantanın lezzetsiz bir yemeği sunması mümkün mü sizce? Hal böyle olunca, aynı anda bir lezzet deryasında buluyorsunuz kendinizi. Üç dört kuşaktan beri işletilen bazı lokantaların ayakta kalabilmelerinin nedeni de bu olsa gerek.
Eh, sadece esnaflar doyacak değil elbet. Her gün Kemeraltı’na gelen yüzbinlerce müşteri de bu lezzetlerden nasibini alıyor. Ege Gastronomi Turizmi Derneği’nin çıkarttığı “Kemeraltı Lezzet Haritası”nda bunların bir kısmı işaretlendi. Ücretsiz olan bu haritalar İl Turizm Müdürlüğü’nden temin edilebilir.

Karar sizin!
Bir sonraki yazımızda Kemeraltı lezzet duraklarının peşine düşeceğiz.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.