Yarımada, kalkınma ve çözüm önerileri

Bölgesel ve havza bazlı kalkınma stratejileri önümüzdeki dönemde önemli kalkınma yöntemlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir yanda ticarete bağlı olarak sınırlar ortadan kalkarken diğer yandan yalnızlaşan ve yerelleşen yapılar kürselleşen dünyada yalnızlığın çaresizliğini yaşıyorlar.

Yerelleşmek, yerelliğin farkında olmak, yerele dönmek gerekli ve yararlı bir durum olsa da, büyük çarkın içinde dişli olmaktan öte gidememeyi de beraberinde getiriyor. Bu durum ister istemez güç birliği ve işbirliği gibi yeni yöntemlerin önünü açıyor. Açmak zorunda kalıyor.

Ancak bu tür yapılanmaların içinde olacak birimlerin (Örneğin, Yarımada söz konusu olduğunda ilçelerin) her birinin kendi ölçeğinde güçlü yapılar kurma koşulu olmazsa olmazdır.

Ancak güçlü yapıların birlikteliğinden güçlü yönetimler ve yapılanmalar çıkabilir.

Güçlü yapı kurmanın/olmanın koşulları ise açıktır.

Her bir yapının/ilçenin öncelikle kendi hakkında bilgi/fikir sahibi olması gerekmektedir. Bunun anlamı; yerel bilgi üretme ve üretilen bu bilginin topluma mal edilmesi sürecidir. Her şeyden önce İzmir gibi bir kentin henüz kültür envanteri yoktur! Öncelikle ve ivedilikle Yarımada’nın sahip olduğu kültür obje ve mekânlarının envanterinin ise bir an önce ortaya çıkarılması gerekmektedir. Bu durum sadece Erytrai, Teos ve benzeri ile sınırlı kalmamalıdır. Bu basmakalıp düşüncenin ötesine geçebilen bir çalışma gereklidir.

Yarımada’nın sahip olduğu, yüzlerce yıla dayanan tarihsel ve kültürel miras ortaya konmalıdır. Yörede geleneksel yöntemlerle ev içi üretim yapma yöntemleri önemsenmeli ve bunun bir kültürel miras olduğu kabul edilmelidir. Bunun kültürel miras/varlık olduğu öncelikle yörede yaşayanlara anlatılmalı ve bu üretim tarzı pazarlama yöntemiyle teşvik edilmelidir.

İlçelerin sahip olduğu üretim çeşitliliği üzerinde çalışmalı ve disipline bağlanmalıdır. Üretimi yapan çiftçinin ve üreticinin sahip olduğu iktisadi örgütlenmeler güçlendirilmelidir. Köylünün bu örgütlü yapıya güven duyması ve geleceğini bu yapılanmalarda görmesi sağlanmalıdır.

Yarımada’nın sahip olduğu yer üstü ve yer altı kültürel varlık bir tarihsel bellek ve insanlık mirası olarak kabul edilmeli ve bunun yöre yaşayanları tarafından böyle kabul edilmesi için çalışmalar yapılmalı. Çünkü yöre yaşayanları buna sahip çıkmadıkça bu kültür metalaşmaktan öteye gitmez!

Urla’da bulunan Söğüt Kutsal Alanı (Urla) gibi ilk mağara kiliselerin olduğu bir yer tarihsel birikim olarak önemlidir. Üzerinde çalışmalıdır. Büyük İskender’in hatırasının üzerine asfalt dökmek (Urla) gibi cehaletlerin önüne geçilmelidir. Aksine bu yapının tanıtımı ve önemi üzerinde durulmalıdır. Çalıca Tepesi’ndeki (Güzelbahçe) kalıntıların sadece SİT alanı ilan edilmesinin ötesine geçilmelidir. İnkaya Mağarası’nın (Güzelbahçe) ciddi bir şekilde kazılması gerekmektedir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür…

Yarımada’yı oluşturan ilçelerin içinde bulunduğu huzursuz ortamı ortadan kaldıracak adımlar atılarak her bir ilçenin öncelikle kendi içinde güçlenmesinin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Siyasi yönü de olan bu handikap kaldırılmadan ilçelerde güçlü yapılar oluşturmanın mümkün olmadığı ortadadır. Bu cehalet ortamının doğurduğu sonuç ilçelerin kendi enerji, kaynak ve zaman kullanımını israfa dönüştürmektedir.

Her bir ilçe sahip olduğu yerel dinamikleri motive edecek diyalog, yakın temas ve işbirliği geliştirerek bu dinamizmi ilçesinin kazanımı olarak düşünmeli ve bu dinamizmi Yarımada’nın zenginliği ve gücü olarak ortaya koymalıdır.

Her ilçe yaşayanı önce ilçesinin kültürel kimliği üzerinde uzlaşmalı ve bunun üzerinden bir aidiyet geliştirilmelidir. Yarımada ilçelerinde son yıllarda gözlenen emeklilik sonrası yerleşim tercihi, bu ilçelerde ikili yapıların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Öncelikle bu ikili yapıların (artı site yaşamı) ortak bir kültürel kimlik ve aidiyet içinde eritilmesi için çalışılmalıdır. Çünkü bu iki yapının beklentileri, gelirleri ve kültürel birikimleri farklıdır. Bu durum uzlaşma gerektiren bir konudur. İlçelerde sağlanacak aidiyet üzerine Yarımada kimliğine dayalı bir aidiyet oluşturmak çok daha kolay olacaktır.

2008 yılında Büyükşehir Belediyesi’nin önderliğinde yapılan Yarımada Kalkınma Stratejisi bağlamındaki proje yarışmasının sonuçları ve İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) / İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) öncülüğünde yapılan çalıştayların çıktıları yöre halkıyla paylaşılmalı, yöre halkı bilgilendirilmeli ve uygulanacak olan projelerin paydaşı haline getirilmelidir.

Related Images:

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın