Yine böyle karman çorman bir sürü fotoğraf dosyası arasında bana şimdi gerekli bir fotoğraf ararken, aşağıdaki fotoğraf çıktı karşıma. Zınk diye kalakaldım. Her işi bir kenara bıraktım. Fotoğrafı seyretmeye daldım. Benim kendi yaşam deneyimden kenara not düştüğüm düsturlar vardır. Bunlardan biri: Çok laftan ziyade bir an resmi insana çok şey anlatır.
Lütfen bu an resmini dikkatle inceleyin. Neler görüyorsunuz? Bu sizin yaşama bakış pencerenizdir elbette. Bunu kenara koyalım. Gördüklerimizi sıralayalım:
Baş örtülü kızlar var/ Örtüleri renkli / hepsi gülüyorlar, neşeliler/ aralarında yine kendilerine benzeyen birinin başı açık/ kendi yaşlarında olmayan, giyimi ile de farklı biri var aralarında(ben)/ kendileri gibi olmayan birini aralarına almışlar, omzuna el attıklarından dost kabul ettikleri belli/ İzmir Enternasyonal Fuarında gezmeye çıkmışlar ya da oradan geçiyorlar/bu kentin dar geliri kesimlerinde yaşayan, muafazakar aile kızları/ kaskatlı havuz başındalar/ havuzun kenarında çıplak bir kadın heykeli var/ ünlü modern heykeltıraşlarımızdan Sadi Çalık’ın çırılçıplak uzanmış yatan, oldukça büyük kadın heykelinin önünde neşeyle fotoğraf çekiliyorlar.
24 Mayıs Perşembe 2007, Saat 15.30, fotoğrafı çeken: Hüseyin Erciyas

Şimdi gelelim kime oy vereceğime.
Uzun lafa gerek yok. Benim tek bir oyum meselesi değil. Sandıkla da bitmiyor olay. Kendimi bildim bileli ülke batıyor, teyakkuz durumundayız! Her seçim sonrası iktidar enkaz devraldık diyor. Yok bu seferki en büyük hırsızlık, yolsuzluk, yok bu seferki cunta, daha işkenceci, faşist. MHP şöyle, AKP, böyle; BDP Apocu, ülke bölünüyor, CHP ulusalcı, o liberal; yetmez ama evetçi, bu bir avuç solcu partiye verilecek oylar yabana gidecek, karşı tarafa yarayacak, falan filan.
AKPye oy verenleri dinci, gerici yobaz diyerek tek tip simgelerle herkesi bir çuvala koymayalım istiyorum. MHPye eli kanlı faşist demekle olmuyor. İşçi Partisi, MHP, CHP seçim için dirsek temaslarında.
Halktan hiç kimseyi toptancı bir zihniyetle, karşımıza almayalım.
İcraatlarını hiç de beğenmediğimiz bu parlamento partilerinin bürokratik siyaset kurumlarının hazır askeri gibi görmeyelim istiyorum halktan insanları.
Herkes değişebilir, yanlış yapabilir. Benim de, çok sayıda dostumun da siyaseten ötekileştirme konusunda günahlarımız oldu ve oluyor hala.
Benim yaşam kalitemi iyileştirecek, huzurlu, adil, demokratik bir ülke özlemime denk gelen bir seçim olsun istiyorum. Benim bir tek oyum bu amaç için oy verecek en geniş halk kesimlerinin oylarıyla birleşsin istiyorum.
Toplumsal değişimler öyle kolay, dışarıdan, ihraç ideolojiler, devrim stratejileri ile olmuyor. Eninde sonunda en eğitimsiz, sıradan halk insanının zihniyet değişikliği gerekiyor. Bu konuda, önce kendi zihniyetimizi değiştirelim istiyorum.
Geniş arkadaş, tanıdık çevremizde seçimler nedeniyle kamplaşmanın, ayrışmanın, ötekileştirmenin, hırçın, öfkenin, kinin artığının farkında mısınız?
Gezi Hareketinden öğrendiğim en güzel şey; en geniş eylem birliğini sağlamak için zihinlerimizi değiştirmek zorundayız. O sağcı, bu solcu, şu futbolcu, beriki yetmez ama evet, öteki bilmem ne bitmeli!
Sonuç: Bu gün tek partiye verilecek bir tek oyumla, değişmeyecek bu sistem. Zihniyetimizin değişmesiyle değişecek. Oyum en geniş birliktelikten yana olan siyasi oluşuma!
Siyasi arenada, özellikle seçim koşullarında bir günde ne dengeler kurulur, neler değişir. İzleyelim görelim.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.