Başkan’la 1 saat 40 dakika

Hem Türkiye için zor bir süreç hem de İzmir için…

İzmir’deki zorluk biraz da CHP’den kaynaklanıyor. Bunu dün sabah Kanal 35 TV’daki “Sabah Resimleri’ne” konuk olan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun konuşmalarından hissettim.

Aslında bir saat planlamıştık. Yayınlanan tanıtımın da etkisiyle olağanüstü sayıda soru ve düşünce, takdir ve tenkit geldiğinden biraz da panikledim açıkçası. 2004’den bu yana başkanlık makamında bulunan Aziz Bey’in sevenleri de sevmeyenleri de artmış çünkü.

Ancak tüm tahminlerimde yanıldım. Başkana en fazla soru iki konuda geldi. Biri CHP’nin ilçe belediye başkan adaylarını neden hala açıklamadığı diğeri ise şu metroyla Fahrettin Altay’a ne zaman gideceğimizdi. Facebook, twitter, e-posta ve telefonla gelen mesajlarda kentsel dönüşüm, İzmir Valisi Toprak’ın yaklaşımları, kent içi trafik, tramvay, çöp tesisi, statdyum ihtiyacı, tarihi ve kültürel mirasın korunması, Özel Idare mülklerinin ne olacağı, EXPO için hazırlanan İnciraltı arazisinin akıbeti, yeni fuar alanı, çimento fabrikaları ile taş ocaklarının ve çevre hassasiyetinin durumu konularında Başkan Kocaoğlu’na yoğun olarak gelen soru ve düşüncelerdendi.

Bir saat planladığımız yayın bir anda 40 dakika daha uzadı. Uzadı ama sorun ve sorunların önemli, çok önemli oluşu hem Başkan’ın açıklamalarını uzattı hem de zamanı kısalttı.

Siyasi rakiplerine yolladığı mesajlar cevap bulur mu bilmem ama Vali Toprak’la ilgili haklı değerledirmeleri “twitter” dışında karşılık bulmadı henüz. İzmir Valisi Toprak, önceki gece yarısından sonra ilginç bir mesaj attı Twitter hesabından:

“Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur” diye güzel bir söz var ya! O zaman Deniz ve Kıyı bundan dolayı mı çok kokuyor?”

Eğer bu mesajı dün sabah biliyor olsaydım Başkan’a da sorardım.

Özel idare mülkleri konusunda aynen Başkan Kocaoğlu gibi düşünüyorum. Çünkü memlekette, halkın mallarının üç beş kişinin menfaatine harcanması alışkanlık oldu. Balçova’da otoyol kıyısında, tüm İzmir görüntüsünü iğrenç bir şekilde mahveden o çirkin yapılaşmaya izin verenlerin Allah’tan korkup, milletten utanacaklarını asla düşünmem. Tıpkı Ağaçlıyol ve benzerlerindeki arazi satışları gibi… Özel İdare’yi kapatacaksın, görev ve sorumluluğunu belediyelere devredeceksin ama mallarını vermeyeceksin. Nedir buradaki anlam Allah aşkına?

Stat konusunda da başkana katılıyorum. Göztepe’de mevcut yere stat olur mu? Şu halde bile yürümeyen bir trafik, stat yapıldıktan sonra ne olur? Geçmiş zamanlarda düşüncesizce yapılan AVM planlarının bugün Mithatpaşa Caddesi’ni özellikle de hafta sonları ne halde olduğunu neden kimse görmüyor? Ama nasıl görecekler değil mi? Valisinden emniyetine herkese maşallah başka dertlerle dertleniyor İzmir’de!

Kentsel dönüşüm konusunda kafam bir kere daha karıştı. Kentsel Dönüşüm Müdürü’nü eleştirdi Başkan… Müdür de geçen hafta üstü kapalı belediyeyi eleştirmişti. Ancak bu konuda çok fazla soru aldım, ki bu sorulara kim nasıl cevap verecek ikna edici, bilmiyorum.

Benim uzun zamandır sorduğum “trafik polisleri neden çalışmıyor?” sorumu Başkan “çalışmıyorlar” diye tespitledi. İnönü Caddesi ve başka caddelerin halini de örnek gösterdi. Bizim ve başkanın “gördüklerini” Vali, Emniyet Müdürü hatta Binali Bey neden görmez acaba?

Başkan rahattı… Metroda rayların da döşendiğini, “hareket gününün” çok yakın olduğunu da söyledi. CHP’nin ilçe adaylarının hala açıklanmamasını ise “ne yazık ki aday adaylığı süreci çok uzun oldu” diye yanıtladı. Kendisinin aday belirlemede etki edip etmeyeceğine de “net” karşılık vermedi açıkçası… Cebinde bir liste olduğunu ama listenin de boş olduğunu söyledi gülerek.

Şimdi Binali Yıldırım’ı bekliyorum… Murat Taşer de gelecek kuşkusuz… Ama galiba başkan Kocaoğlu bir kez daha uğrayacak, demedi demeyin.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın