Hayatım da şehrim de “allak bullak”!

Bir yığın laf uçuşuyor havada, kim kime neden çemkiriyor anlamak mümkün değil.

Sağa baksak vahşi kapitalist oyunlar, sola baksak vahşi kapitalist işbirlikleri.

“Sağcı” sağcı gibi değil, “solcu” solcuya benzemiyor!

Haftaya böyle karmaşık başlamak istemezdim ama size karşı da dürüst olmalıyım. Hayatımda bazı yalanları kendime söyleyebiliyorum belki, lakin kalemimi yalana döndürmeyi, “üç beş kişi de olsanız” size yalan yazmayı Alllah nasip etmesin bana.

Hayatım gibi allak bullak dedim ya İzmir’im?

Cuma’dan beri iyice karmaşıklaştı!

Bornova’da Karayolları’na ait arazileri ki bizim arazilerimiz oralar, kimseye danışmadan arsız mirasiyedi gibi satışa çıkaranlar, aleyhde açılan davaları, halk tepkisini bile kafaya takmadılar. Kocaman şirketlerin fiyat verdiği bu arazileri beton ve rant yığınına çevirecekler, belli! Ama içimin açıdığı, İzmir’de “doyan” şirketlerin de bu tezgaha geldiği. Yürekleri mi yok, vicdanları da mı gösteriş anlamak mümkün değil. Neyle, kimle hangi amaçla kolkola bu tezgaha geliyorlar acaba?

Yine de beddua etmiyorum, Allah ıslah etsin de, aceb son nefeslerinde “ne görecekler” bu fenalıklarıyla?

Şirketler belli olduktan sonra Izmir medyasındaki değişiklik de kaçmadı gözümden. Ancak dedim ya “sağcısı” sağcı gibi değil, “solcusu” solcu gibi değil ve tek gerçek var “aslolan rant, gerisi teferruat”!

Ya şu çöp tesisi ve tartışmalar konusuna ne demeli?

Vekil Ilknur Denizli’nin tepkisi, Aziz Başkan’ın daha sert karşılığı?

Nasıl açıklanmalı bu çekişme?

Bu çekişmede kim haklı kim haksızdan önce bir ayrıntı var aslında. Pazar günü Miliyet Ege’de yayımlandı bir haber. Izmir Şehircilik ve Çevre Müdürlüğü bu olası tesis için “olumsuz” düşünce belirtmiş belediyeye.

Hassasiyetlerini seveyim diyeceğim ayıp olacak. Gerek “çevre” gerekse “Şehircilik” konularında İzmir’de neler “yapmadıklarını” bilmesem, vallahi ciddiye alacağım bu müdürlüğü. Belediyeleri ve kent alışkanlıklarını paspas ederek, “gelişme” adı altında “kara rantçılığın” kapılarını ardına dek açan bu bakanlığı ve il müdürlüğünün samimiyetine asla inanmam!

Karayolları arazisini betona teslim edenin şehircilik hassasiyeti ne ola ki mesela?

Tahtalı baraj havzasında kaçak yapılaşmaya göz yumulurken Bostanlı barajı bahanesini öne çıkarmak nedir?

Yer altı suları hassasiyeti ise tek kelimeyle şüphe yaratır, o kadar!

Onca altın madeni, otoyol kıyılarında orman içi düğün salonları hangi şehir gelişiminin göstergesi acaba?

Şehircilik adına sadece parası olana göz kırpmak, çevreciliği de sadece TOKİ siteleri bahçelerindeki çimler olarak algılamak insanın insanı kandırmasının hangi boyutu acaba?

Aziz Kocaoğlu’nun tepkisine katılmakta katılıyorum ama o kadar “yalnız” görüyorum ki başkanı içim “cızz” ediyor. Ilknur Denizli ve Aziz Kocaoğlu ayrı bir konu aslında. Hem de derinlemesine bağımsız araştırılması gereken bir konu. Ancak şimdi “medya düzeni” hakim olduğundan bu da bir hayal!

İzmir’de şu aralar sadece ve sadece rant hakim konu. Kim ne yapacak ve ne kazanacak? Siyaset de, inanç da, insani değerler de bu rant paylaşım savaşının araçları ne yazık ki! Korkakların kazandığı ama cesurların süründürüldüğü bir arena oldu izmir!

“Kozmik ofislerde” İzmir’i hiç anlamamış, tanımamış bazı “seçkin biraderlerin” yerel secimlerden yola çıkarak İzmir’in gelecek yüz yılını dizayn çabası da nedense hep gözlerden kaçtı gitti.

Neyse…

Sadece ibret ve dehşetle izliyorum olan biteni. Bakıyorum da benim hayatımın allak bullak olmasının tek nedeni “salaklığım”, ama Izmir’imin allak bullak olmasının nedeni “değişim” maskesi altında sürdürülen “paylaşım” savaşı.

1922’de yarım kalmış bir savaşın devamı bu! Yoksa neden okul duvarı dibindeki mezar bu kadar önemsenirken, Saat Kulesi’nin yürek burkan sıkıntısına kimse bakmaz?

Tek çıkış yolu var aslında.

Başta Aziz. Kocaoğlu olmak üzere pek çoğumuz “kendimize” döneceğiz.

Ve kent başkanı olarak Aziz Bey de düşünecek “Bana bir zamanlar ‘Muhtar bile olamaz’ diyenler şimdi beni neden destekliyormuş gibi yapıyor?”

Bu meseleyi sürdüreceğim…

Sonra bir gün gelecek ve sizden izin isteyeceğim bir süre…

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın