O “çuvallar” umurumuzda mı?

Dikkat ediyorum da yıllardır her 4 Temmuz’da İzmir’de ESBAŞ’ta bir heyecandır yaşanıyor. Bu heyecana büyük bir “iştahla” İzmir’in “muhterem şahısları da” iştirak ediyor. “Heyecandan” bir gün sonra yine muhterem medyamız bu heyecanı ve heyecana iştirak eden “muhteremleri” “can can” sayfalarında dahi yansıtabilmek için adeta yarışıyor.

Sorun mu var?

Var da “kimin umurundaki”?

Yazmak için bunca gündür bekledim, sabrettim…

“ABD müttefikimiz” dediler, lakin bize “müttefik misiniz?” diye soran olmadı on yıllardır.

ABD namıyla maruf ülkenin “bağımsızlık” günüymüş ya 4 Temmuz?

İngiltere’den bağımsızlık koparmış 1776’da Amerika…

O gündür bu gündür de her 4 Temmuz’da kutlarmış bu günü…

Biz de “müttefik” olduğumuzdan bizde de “kutlanıyor” yıllardır. Ya da “müttefik” istiyor biz de “kutluyoruz” işte… Lakin bizim “bağımsızlığımız” ne anlam ifade ediyor “müttefikimizde” bilmiyoruz.

Neyse…

Yine bir 4 Temmuz’du… Hatta o 4 Temmuz “Cuma’ya” da denk geliyordu takvimlerde…

“4 Temmuz 2003 günü Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentinde karargâh kurmuş bulunan 11 Türk askerinin ve Türkmen mihmandarlarının Irak’taki işgal kuvvetlerinin bir parçası olan Amerikan 173. Hava İndirme Tugayı’na bağlı askerlerce ve yanlarında peşmergelerin de bulunduğu bir ortamda, sürpriz bir baskın sonucu başlarına çuval geçirildiler ve 60 saat süresince alıkonularak sorguya çekildiler. ABD sonradan özür diledi ama olay Türk halkı tarafından unutulmadı.”

Hatırladınız mı o “çuval” rezaletini?

Hatta Polat Alemdar abimiz ve arkadaşları da konu etmişlerdi bir filmlerine bu olayı.
2003 ve 2013…

Tam 10 yıl…

Peki, ESBAŞ’ın ABD sefirli bu “geleneksel” kutlamasına son 10 yıldır katılan, cebinde “TC yurttaşları” hatırlar mı “çuvalları”?

Son 10 yıldır o törene katılıp, ABD sefiriyle poz verenlerin yüzünde bir “hatırlama” belirtisi göremedim de, ondan soruyorum!

Bence “Osmanlı Cumhuriyeti” filmini yeniden izlememiz gerekecek, değil mi?

Neler oluyor anlayabilsek

Herkesin ağzında maşallah bu “kent dönüşümü”…

Gerekli mi? Elbette hatta geç bile kalındı. Ama memleketimizde “konuşmak” çalışmanın önünde olduğundan mıdır nedir, bir türlü başlamıyor “inşaat” hamleleri.

Geçen gün Başkan Aziz Kocaoğlu’nun sözlerine takıldım. Aziz Başkan, AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül’ü koymuş hedefe.

“Aydın Bey’in benzer açıklamaları birkaç defa daha oldu. Aydın Şengül’ün ne iş yaptığını biliyorum. Mesleğini biliyorum, bugün de ne iş yaptığını biliyorum. Yarın da ne iş yapacağını tahmin ediyorum. Aydın Bey bir taraftan, bir de Bayraklı ilçe başkanı diğer taraftan bizi eleştiriyor. Bayraklı’daki bu mükemmel projeyi, güneşinden rüzgârına varıncaya kadar her şeyi hesaplanmış projeyi baltalamak için, orada vatandaşlarla uzlaşma yapmayalım diye, vatandaş uzlaşmadan kaçsın diye çalışıyorlar. Bir parti ilçe başkanının açık açık vatandaşa “Uzlaşma yapma” diye 3-4 defa beyanat vermesi çok manidar bir konu. Bu durum gerçekten çok manidar… Ve aynı arkadaş, arkadaşı falan değil, aynı kişiden bahsediyorum, Bayraklı Düğün Salonu’nda biz bu projeyi sunduktan sonra yanıma geldi ve dedi ki, “Ağabey, projeniz çok güzel, tebrik ederim. Biz de bu projeyi destekleyeceğiz” dedi. Peki, bu nedir, burada ne amaç güderler? İşin o tarafına benim aklım ermiyor.”

Gerçekten de “nedir bu”?

Aydın Şengül gerçekten ne iş yapıyor? Ben şu anda “sadece” milletvekilliği sanıyorum.

Demek ki biraz “kafa yormak” gerekecek. Tamam, yorarız biz de. Zira bu inşaatçılardan da, müteahhitlerden de sevgili dostlarından da çok sıkıldım.!

Kısa kısa…

Bayraklı Özkanlar Pazaryeri meselesi büyüyecek gibi, Başkan Karabağ’ın ciddi olarak “tarafını” belli etmesi bence zorunluluk. Bilmediğimiz ayrıntılar da var. Cumartesi bunları hissettim. Yazacağım.
Yarın kutsal Ramazan başlıyor. Günler uzun, hava sıcak. İnşallah oruç tutan tutmayana, tutmayan da tutana saygısını, hoşgörüsünü gösterir. Ve umarım “gösteriş iftarları” yerine ciddi bir paylaşma ve dayanışma ayı olur bu güzel ay.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın