Beş gündür halkın haber alma özgürlüğüne zincir vuran medya köşelerinden sosyal paylaşım alanlarına, artık ülkede yeni bir vukuat çıkana dek sürecek birbirinin tekrarı analizler, açık oturumlar ile iç baymadan ben de kısaca iki çift laf edeyim bari!
Şimdi “eski hamam eski tas” zihniyetli siyasal lider arasından siyasi bir lider aramaya gerek var mı? Çağın gençliği kendi yöntemleri ile sokaklarda meydanlarda.
Tırnaklarıyla söktükleri kaldırım taşlarından barikatlar yaparken hep birlikte isyan etmeyi deniyorlar, deneyimliyorlar.
Aceleye gerek yok. Üç günde değişmese de olur iktidar.
Özellikle halk ve gençlik bu hükümetin icraatlarından, sistemin geleceklerini karartan adaletsizliğinden memnun değiller.
Ama siyasetçilerin güvenilmezliklerinden, ötekileştirici, çıkarcı, sert, şiddet dilinden bezmiş oldukları için hiç kimsenin yönlendirmesini istemiyorlar.
Onlar ki kaldırım taşlarını tırnaklarıyla sökerken bu işi ne zaman ne şekilde yapacaklarını da deneye deneye keşfedecekler.
Rock festivaline, maça, konsere gelir gibi hemde gaz bombalarına, TOMA’lara , plastik mermili polislere rağmen alanlara akıyorlar.
Bu eylemler bu güne kadar bildiğimiz tüm siyasal eylemlerinden farklı.
İzmirde 31 Mayıs 2013 Cuma akşamından başlayıp bugüne kadar yaşıma başıma bakmadan sabahlara dek sokaklarda, internet ve Halk TVde kesintisiz direnişi izlemekte, “geçmiş zamanların devrimci gencinin görünmez hayaleti halinde” içlerinde yer almaktayım.
Bu kendiliğinden, örgütsüz ve apolitik (yani siyasal bilinçten uzak) gibi nitelendirdiğimiz, oysa bal gibi de siyasal halk kalkışmasının içinde, bu günün gençliğine göre oldukça “klasik” kalmış devrimciliğimin alt üst oluşunu da izledim.Onları başka bir yazıda anlatırım.
Şimdi hiç bir şey için hiç aceleye gerek olmadığını düşünüyorum. Suyun kaynama derecesine gelişi gibi, kendi oluş zamanının içinde, ağır ağır ellerini topraktan kaldıran bu gencecik devin büyüyerek gelişeceğine, akılla ve henüz bilmediğimiz yöntemleriyle hayatı güzelleştirecek değişimi yapacaklarına inancım tazelendi.
Bu bir bayrak koşusu. Bayrak emin ellerde. Bırakalım gençler bildikleri gibi yön versin.
Onurlu cefakar önceki kuşaklara saygılar. Ama şimdi umudumuz, göz “bebeğimiz” 2013 gençliği!
Biz büyüklerine ve siyasilerine de düşen iş şudur: Onların bu pasif direnişle hayatı değiştirme denemelerinde, ilk adımını atan bebemize yaptığımız gibi; güvenle yürümeleri için iktidarların şiddetinden çelmesinden korumak, yanlarında, yörelerinde, arkalarında onları kollamak yeterlidir! Ama asla önlerinde olmadan!
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.