Allahaşkına?
İnanmıyorum, dürt bakayım beni!
14 Mayıs 1950de hangi vaatle girdin?
Her mahallede milyoner yaratmak vaadiyle.
Bak bakalım dünya demokrasi tarihine, böyle saçma sapan bir vaatle demokrasi yaşanmış mı?
Ama memlekette demokrasi bile Amerikan emriyle olursa, sonuçta yaşananlar da Amerikan ekşın filmlerine benzer.
İzmirliyim.
Girit göçmeni annem ve rahmetli babam.
İzmir doğumluyum, Kadifekale yamaçlarının evladıyım.
Dünyaya Müslüman Türk olarak geldim. Gelirken bir tercih hakkımın olduğunu sanmıyorum. Dünyaya bir Ermeni, Rum, Yahudi, Arap olarak da gelebilirdim değil mi?
Sıkıntım mı var?
Hayır! Milliyetimle, inancımla, Cumhuriyetimle, vatanımla, ay yıldızlı bayrağımla, kentime, ülkemle, halkımla gurur duyuyorum.
Ama 1950 sonrası, hele de 1980 ertesi siyaset etmişlerle gurur duymadığım gibi, 1980 sonrası iktidarların alayına kızgınım.
Bir ırk tartışmasıdır gidiyor.
Ayıp yahu! Burası neresi? Hangi ülkede, coğrafyada yaşıyoruz biz?
Bu kirli kanlı tezgâhların hepsinin altında ABD olduğunun kanıtı nedir biliyor musunuz?
Irkçılıkta Hitleri bile yolda bırakmış bir kanlı tarihe sahip ABD, dünyada hiç ırkçılıkla işi olmayan ülkelere de müttefik ayağına bu pisliği atıyor!
Dünyada her ülkede olur ama Türkiyede olmaz demiyoruz!
Ne iktidar ne muhalefet ne Bizans medyası ne İzmir medyası kelam etmiyor.
Bir şeyi kırk kez söylerseniz olur derler. Harbiden olmaya başladı. İktidar muhalefete, muhalefet iktidara medya birbirine ırkçı diyor!
Ben de yuh alayınıza diyorum.
Bugüne kadar kimse ırkçılığı düşünmedi ama bundan sonrası kuşkulu…
İzmir bugüne kadar hep sabırlı davrandı ama bundan sonrası kuşkulu…
Türkiye hep kardeşlikten bahsetti ama bundan sonrası kuşkulu!
İzmirdeki savaş istiyor algısı diye ortalarda dolananlar büyük bir şeytanlık peşindeler. Lakin şeytan da ayrıntıda gizlidir. Siyasetçinin sokak bilgisi dışında esip gürlemesi, sokakta olmayan şeyleri yaratır.
Kürt sorunu diye bağıranlar unutmasın ki onlar bağırdıkça Türk sorunu da baş gösterir.
İzmir sokaklarında çok tehlikeli söylentiler dolaşıyor, yazmak için hazırlık yapıyorum. Milliyetçilik, Anadolu ruhu ve 9 Eylül İzmiri ile ilgili yazımı pazartesiye okuyacaksınız. Ekranlarında o küçük akıllarınca şanlı bayrağıma sansür koyan tiplere inat Anadolunun o dev birlikteliğinin sembolü ay yıldızlı al bayrağımı ben de pazartesiden itibaren ekranımda ikiye çıkarıyorum!
1.003 ve 3.266 nedir?
Metrodan indim yürüyorum. Hasan Bey diye bir ses.
Dönüp bakıyorum. Genç bir adam.
Nasılsın iyi misin, hayranınızım faslından sonra anlatmaya başlıyor. İşinden çıkarılmış. 12 yaşında bir oğlu varmış. Hanımı çok anlayışlıymış. Günlük yevmiye ile buldukça çalışıyormuş ama sigorta olamıyormuş tabii. Üç aydır hayatları oldukça zorlaşmış.
Genç adam anlatıyor ben dinliyorum.
Elini cebine götürüyor bir kâğıt. Kâğıtta özensiz bir yazı, çocuk yazısı belli.
Hasan Bey diyor sabah oğlum okula giderken baş ucuma bırakmış bunu. Uzatıyor, alıyorum, okuyorum. Yüreğimin daraldığını hissediyorum. Yüreğim sıkıştırıyor inanın.
Babacığım bugün paran olursa sucuk alır mısın?
Böyle yazıyor.
Aldım ama Hasan Bey, hem de sizin almayın dediğinin ucuz sucuklardan değil, en iyisinden.
Gözlerim yaşarıyor. Yazarken de inanın.
Oğlum doktor olacak Hasan Bey diyor. İnşallah diyorum senin gibi babası var ya, Allah yardım eder inan diyorum.
Bir başka olay.
Bankamatik önündeyim.
Önümde bir adam. İşini bitiriyor, dönüyor. Göz göze geliyoruz. Hasan Bey ayın bitmesine 10 gün var son paramı çektim diyor. Gülümsüyorum ben de öyle yapacağım diyorum.
Memlekette ırk ya da milliyet tartışması çıkaranlar var ya?
Haberleri var mı acaba Türk-İşin Ocak ayı araştırmasından?
Araştırmaya göre dört kişilik ailenin açlık sınırı 1.003 ve yoksulluk sınırı 3.266 liraymış.
Fazla söze gerek var mı?
Buyurun siz söyleyin şimdi!
Gaziemirdeki o arazi!
Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, o kurşunlu arazi için esmiş gürlemiş mi?
Oysa her şeyi bildiğini sanıyordum.
2006dan bu yana herkesin neden sus pus olduğunu, neden şimdi herkesin âlim kesildiğini Bay Başkan biliyor sanıyordum?
Hangi İzmirli müteahhitler ölçüm yaptırdı, Beyaz atlı Bizans Müteahhitin kimler mihmandarlık etti? Neden müteahhitlerle bir türlü anlaşma sağlanamadığını Başkan Şenol bilmiyor muymuş?
Hayret!
Bir yaşıma daha girdim vesselam!
Bozyaka Devlet Hastanesi!
Gazetelerde boy boy haberler çıktı.
Elektrik kesilmiş de doktorlar fenerle muayene yapmış.
Sonra Hastane yönetimi yalanlamış. Şimdi neler olur bilmiyorum. Ancak bir aydır bu hastanenin her şeyinden şikâyet var. Tadilat yapılan acil serviste aynı zamanda tedavi de yapılmaya çalışıldığı, özel güvenlikçilere kovboy kültürü verilmeye uğraşıldığı, kantindeki çaydan, acil servisteki tuvaletlere kadar bir yığın şikayet. Allah düşmanımı gece Bozyakaya düşürmesin dedim TV yayınında. Şimdi kalkmış Hastane yöneticisi bıdı bıdı ediyor.
Hey Allahım aklıma mukayyet ol!
Daha geçen Cuma bana gelen bir fotoğrafı paylaşayım sizinle. Hem tadilatın hem de hasta bakımının olduğunu kanıtlayan bir fotoğraf. Hastane yönetimi medyaya laf yetiştireceğine, kendine soru soranlara yanıt vermeli bence.
Demek ki gelecek hafta İzmirdeki kamu hastanelerini bu köşeye yatıracağız.
Bakalım oturduğu yerden beyanat veren Sağlık Müdürlüğü ne diyecek? Hafta ola hayrola!
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.