Gitti bir yıl, geldi bir yıl!

Bir yıl daha bitti bitiyor bugün…

Yarın ki ömrümüz varsa “yeni” yılın ilk gününü göreceğiz. Aslında yaşlandığımıza mı seviniyoruz yoksa her şeye rağmen takvimsel olarak bitirdiğimiz bir süreci başa sarıyoruz ona mı seviniyoruz oldum olası anlamadım?

Fakat takvim de olsa, yaşlansak da “yeni” olan galiba ihtiyacımızı karşılayacak türlü sevinç vesileleri galiba.

Sağlık, huzur, kazanç…

Hastalara şifa, dertlilere deva, hastalara şifa gibi…

Ne diyebilirim ki, 2013 diyeceğimiz süreç tüm insanlığa güzellikler getirsin, insanlık onurunun yükseleceği bir yıl olsun her metrekaresinde dünyanın…

Ve kahrolsun insanlık onurunu yerlerde süründürenler, insanlara köle muamelesi çekenler, kan ve gözyaşından kâr bekleyenler…

2012…

Tam 365 gün… Bitti işte…

Aslında yaşam da zaman da ne kadar hızlı akıyor değil mi?

Önemli olan giden yılda gök kubbede ne kadar hoş sâda bıraktığımız olmalı bence…

Kul kula kulluk etmemeli yeni yılda…

Şeytan ve hizmetkârları kazanmamalı…

Çocuk kanıyla beslenen ve içinde “adam” olmayan pahalı elbiselerdeki vampirler itibar görmemeli dünyada…

Ne Iraklı ne Suriyeli ne Türk ne Kürt ne Alevi ne Sünni ne zenci ne beyaz hep gülmeli…

Hayal gibi ama gülmeli…

Günde beş vakit namaz kılarak ekmekle oynayanlar bu dünyada da cehennemi yaşamalı…

Eleştiriye, itiraza, hak aramaya karşı duranlar, karşı durduklarına muhtaç olmalı!

2013’de tek dileğim ben dâhil tüm insanlığın ya “olduğu gibi görünmesi” ya da “göründüğü gibi olması”!

Hazreti Mevlana’dan daha güzel kim anlatabilirdi ki insan olanın insanca beklentisini yeni süreçten?

…Ve ben!

2013’de öncelikle daha az sinirlenmeye uğraşacağım, sigarayı bırakacağım, daha çok sokaklara çıkacağım.

Kanal 35 TV’da SABAH RESİMLERİ ömrümüz varsa devam edecek. Dostundan, sahip çıkanından çok düşmanı var ne yazık ki… Ne yazık ki rahatına dokunulmasından hoşlanmayanlar yine hareket halinde. Abarttığımı düşünebilirsiniz lakin inanın gerçek bu…

Üstelik 2012’de aklımdan geçmeyen, söyleseler inanmayacağım olaylar da yaşadım. Mesela, tüm basın gruplarını “kardeş” ve “can” gördüğüm halde, hatta rakip görmem gereken tv kanallarını bile sahiplenmeye çalışırken öğrendim ki “biri”, eleştirdiğim muhataplarımı üşenmeden, utanmadan arayıp aleyhimde gaza getirmeye uğraşıyormuş. Bunu da yaşadık anlayacağınız… Ama sadece Allah’a havale ettim ki, meslektaşının ekmeğiyle oynayan, hatta başkasının ekmeğiyle oynayanı zaten “insan” kabul etmem ve hakkımı da helal etmem… Onlarla bu dünyada uğraşamam gücüm yok…

Ancak mahşerde iki elim yakalarında ki, Allah ıslah etsin…

Yaptığım eleştirilere insanca yanıt vereceğine, insanlık dışı korkak yöntemleri benimseyip doğrudan “atın bu deliyi” modunda, ağzından görünmez salyaları akıtarak karanlık mahfillerde kuduranları da Allah’a havale ediyorum!

2013’de yazı alanımı daralttım…

Dokuz Eylül Gazetesi’ndeki yazılarıma son verdim. İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin bir üyesi olarak gazete sonuna kadar sahip çıkacağım. Temmuzdan beri sadece İGC üyesi sorumluluğumla yerine getirdiğim görevimi bundan sonra “okur üye” olarak sürdüreceğim. İGC’nin diğer üyelerinin de Dokuz Eylül Gazetesi’ne sahip çıkmaları gerekiyor. Sevgili Başkan Atilla Sertel’e de yeni yılda başarılarını katlamayı diliyorum!

Kent Yaşam’da yazmaya devam ama…

Burası benim sığınağım çünkü…

Burada kalbimi, beynimi döküyor ve içindekileri sizlerle paylaşıyorum. Burası benim ikinci yuvam neredeyse…

Ana mesleğim televizyon yayıncılığı…

Onu da Kanal 35 TV’da hafta içi her sabah 8 ile 10 arasında yapmaya çabalıyorum işte.

Fakat İzmir’de TV anlamında yapmak isteyip de yapamadığım o kadar çok iş var ki…

İzmir TV yayıncılığında o kadar şansız bir hale getirildi ki…

Reklam ajanslarının, TV yayıncılığını hiç bilmemeleri, İzmir’de reklam ve sponsorluk işlerinin belden aşağı yöntemler olmasa bile, bazı kankilik ritüelleri çerçevesinde yapılması, TV reklam ve sponsorluklarında asla “çok izlenme” kriterine uyulmaması hem sektörü geriletiyor hem de gelecek açısından iyimserlikleri yok ediyor.

2012 öyle ya da böyle geçti gitti…

2013’de sadece dürüstlük diliyorum…

Hakkımda kim ne düşünüyorsa Mevla’m on katını ona versin…

Gelelim size…

Kent Yaşam’da okudunuz katlandınız bana, yetmedi çoğunuz sabahları Kanal 35 TV’da izledi katlandı.

Peki, siz ne bekliyorsunuz bu deli gazeteciden? Sizin için ne yapabilirim bu yıl?

Geçen yıldan kaynaklanan eleştirilerinizi, beklentilerinizi, düşüncelerinizi paylaşsanız benimle, ne güzel olur.

Ayrımsız hepinize 2013’de sağlık, sevgi, dayanışma, huzur, kazanç diliyorum. Ailelerinizle, sevdiklerinizle, çocuklarınızla şeytana uymadan, Allah’tan gayrı kimseye muhtaç olmadan alnı açık başı dik yaşamanızı diliyorum.

Ve son…

Allah bizi çok yıldızlı bayrakların şerrinden korusun, ay yıldızlı al bayrağın gölgesinden 2013’de de mahrum etmesin!

2012 için ben hakkımı helal ediyor ve umuyorum ki siz de bu deli adama hakkınızı helal edersiniz!

Eski yıldan bir not!

Yirmi küsur yıldır TV yayıncılığı yapıyorum. 2002’den bu yana da kesintili, sürgünlü, yasaklı zamanlara rağmen 10 yıldır da SABAH RESİMLERİ ile bütünleştim. Bu programın benim için tek kazanç tarafı yaşadığım sevgi ve aldığım dualardır. Tanrı tüm meslektaşlarıma benim yaşadığım maddi sorunları değil ama manevi servetimi nasip etsin.



15 gün kadar önce TV’da 8 yaşında bir evlat annesiyle beraber ziyaretime geldiler. İlkokul ikinci sınıf öğrencisi Sertaç Baysal, öğretmeninin verdiği ödeve bendenizi konu etme lütfunda bulunmuş. Annesiyle geldiler. Sorularını sordu, kaydını yaptı ve kendi eliyle yaptığı o güzel bayrağımızı hediye etti. 2013 benim en küçük izleyenime sağlık, hayır, uğur getirsin. İşte bana 2012’nin en anlamlı hediyesi. 8 yaşında bir çocuğun kalbine girebildiysem, şükürler olsun ki o kadar da kötü değilim!

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın