Ama sürekli olarak ortalarda dolaşan, gazetelerde havalı nutuklar atan, yaralı parmağa yara bandı bile sarmayı bilmezken “sağlık temalı EXPO” önderliklerine soyunan, en az yağmurda bile Venedikten beter olduğu halde, her fırsatta “İzmir bilmem neresi gibi olabilir” zırvalıklarına inananların egemenliğinde İzmir, artık buna inanıyorum!
İzmir ne samimi bir kent, ne demokratik bir kent, ne sevgi dolu bir hoşgörü kenti, ne de geleceğini düşünen bir kent.
Gaziemirdeki kurşun fabrikası olayı yeniden gündeme girdiğinden beri bunları söylüyorum kendi kendime.
Kendi kendimizi kandırıyoruz, aldanmaya aldatılmaya hazır hale geldik sürekli
Siyasi partilerin de bir farkı yok, siyaset veya devlet adamlarının da birbirlerinden.
Ortada korkunç bir menfaat hırsı ve bu hırsın çevresinde “tantana” eden irili ufaklı kimseler.
İzmirde kurşun fabrikası kadar tehlikeli neler var neler.
Efem Çukuru altın madeni mesela Yazabiliyor muyuz bir şeyler? Hayır!
Ya Naldöken ve Altındağda faaliyet gösteren çimento fabrikaları? Hayır!
Ya Karaburunun içine eden rüzgâr enerji santrali ayağında katledilen zeytinlikler? Hayır!
Peki, son 10 yıldır mesela, İnciraltı, Narlıdere, Güzelbahçe, Seferihisar aksıyla, Bornova Çiçekliköy ve civarında olan biten? Hayır!
Peki, balık çiftlikleri? Hayır!
Selçukta çevre toplantısı yaptı CHP, sonuç?
CHPli belediyeler çevre konusunda ne kadar hassas ki?
İzmirde iş dünyası ne kadar duyarlı?
Boşverin, zira dokunan yanar, biliyorum!
Ama birden bire Gaziemir’deki kurşun fabrikası konusunda yazıldı, hep birlikte “çevreci” olduk değil mi?
Samimiyetsizlik yarışında İzmirin önderliği!
Çalışma yok, talan çok, ihmal ve sorumsuzluk diz boyu!
Ne var bu Gaziemirde ne?
Şimdi bazı tarihler vereceğim size.
Araştırması sizden artık
Hürriyet Ege Gazetesi 9 Nisan 2006, Yeni Asır Gazetesi 9 ve 24 Nisan 2006, Yenigün Gazetesi 9 ve 24 Nisan 2006, Haber Ekspres Gazetesi 29 Nisan 2006.
Bu tarihlerde adı geçen gazetelerde Gaziemir’deki kurşun fabrikasının ne denli tehlikeli olduğu, ora halkının isyanı ve CHP Gaziemir İlçe Örgütünün sağlık taraması haberleri var.
2006 yılında İzmirde milletvekili, vali, başkan, müdür falan olanların öncelikle bugün susmaları gerekmez mi?
Yahu bir şehir için utançtır bu, utanç!
Altı senedir bir zehir odağı kimsenin umurunda olmamış.
Lafa gelince ağız dolusu AB kelamları edenler söyleyiversin hangi AB ülkesinde böylesine bir utanmazlık, edepsizlik olur? Velev ki oldu, sessiz kalanlar, göz yumanlar, kulak tıkayanlar ne olur?
Bir de Kent Konseyi zımbırtısı var ki sormayın, onu da gelecek yazıya bıraktım!
Haydi, cevap verin efendiler?
Yarınlarda kabirlerinizde torunlarınızdan bir Fatiha geçiyorsa kafanızdan cevap verin ve biraz utanın, zira utanmak insani bir duygudur ve sadece insan olanlar utanır!
Resimlerdeki gazete haberlerine bakın, sonra da cüzdanınızdaki kimlik kartına, hani üzerinde “Türkiye Cumhuriyeti” yazan. Peki, şimdi söyleyin bana, kim bizi kandırıyor gerçekte?
Bir ipucu vereyim, alayı edepsiz, arsız, yüzsüz olup, Allahtan korkmadığı, kuldan utanmadığı halde “muş” gibi yapan ve asla ay sonu derdi olmayan kimler varsa
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.