Son dönemde sporda meydana gelen şike ve şiddet olayları üzerinde duran Prof. Dr. Oğuz Atalay, Şike ve teşvik primi spor camiasında çok ciddi bir sorun olsa da daha önce ceza hukukunda yer alan bir suç değildi. Şike soruşturmalarında sadece şahıslara ceza verildi kulüplere yaptırım uygulanmadı dedi. Medyanın da spor hukuku kavramlarına dikkatle yanaşması gerektiğini belirten Prof. Dr. Atalay, Kanunun amacı şiddet ve düzensizliğin önlemsinin yanı sıra şikenin de önlenmesidir. Birçok Avrupa ülkesinde böyle bir düzenleme olmadığı halde Türkiyede bu gibi kanunlara ihtiyaç duyuluyor. Kanunun hazırlanmasının temelinde kulüpler birliğinin çalışmaları yatmaktadır. Bu kanunda tartışılan en önemli konulardan biri olan teşvik priminin kanunen suç sayılmasıdır dedi.
Sosyal sorunların çözümünde hukukun tek taraflı bir çözüm olmadığını dile getiren Prof. Dr. Şeref Ertaş, özellikle sporda şiddet gibi sorunlarda sporseverlerin sosyolojik olarak incelenmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr., Ertaş, İnsanların sporda şiddete yönelmelerindeki asıl etken genel toplumsal sorunlardan bir anlık da olsa kurtulmak istemeleridir. Kanunlar bu sorunları önlemede yetersiz kalıyor. Çünkü kanunlar titizlikle uygulanmadığı gibi sorunun temeline de inemiyor. Yapılan düzenlemelerde olumlu yanlar bulunmakta ve getirilen yeniliklerden biletsiz seyirci almama, seyircilere koltuk numarası verilmesi ve kamera sistemlerinin kurulması olumlu yöndedir diye konuştu.
Kanunun şiddet yasası olarak adlandırılmasının çok büyük bir yanlış olduğunun altını çizen Doç. Dr. Ahmet Talimciler, Kanunun şiddet yasası olarak adlandırılması olaya derinlemesine inilmesini engelliyor. Spor gibi toplumu derinden bölen bir konuda toplumsal dinamikler de göze alınmalıdır. Maçlarda çıkan olayların tek sorumlusu aslında taraftarlar değil, maç öncesinde ortamı geren yöneticiler de sorumludur. Bu konuda da kanuna yeni maddeler eklenmelidir görüşünü dile getirdi. (Ege Ajans)

Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.