Ama insan gibi, yüz yüze…
Birbirimizin ardından konuştuğumuzda oldu. Ama iftira, hakaret, insanlık dışı söylem sahibi olmadık hiç…
Kabul etmese de “gazete patronuydu”… Ona “medya patronu” diyordum, acayip kızıyordu.
Tek derdi gazetesiydi…
Daha çok okunsun ve özellikle de daha çok genç gazeteci çalışsın, kazansın…
Herkese iyiydi arası ama “yalaka” olmadı hiç…
Rakı masalarına oturdu ama üç kuruşluk adamlara “meze” olmadı hiç… Nabız tutmasını da, haykırmasını da iyi biliyordu…
Kendine “gazeteci” diye kartvizit bastırıp ortalarda dolaşan “çakmalara” ben kızardım, o gülerdi…
Kendi haberini kendi yapar…
Kendi yazısını kendi yazar…
Kendi gündemini kendi belirlerdi…
Kaç kere yazdım kaç kere bıraktım bilmiyorum…
Bazen “onun ilişkilerini de” etkilerdi yazdıklarım… İçime sinmez arardım “usta pardon!”
Gülerdi… “İşine bak birader, devam, devam…”
Düşene vuran zamane medya baronlarından olmadı…
Ya da kimseyi düşürmedi, herkesi düşündü…
Öyle ki, yazdıklarından hoşlanmayıp ekranlar boyu hakaretler yağdıranlara bile kapısını açtı. Kendini küçümseyenleri, gazetesini ezmeye çalışanları bile “Boş veeer” diye geçiştirirdi…
Ne zaman tökezlesem…
Düşsem…
Düşürülsem… Biliyordum, arayacaktı… Aradı…
“Birader köşen hazır, sadece yaz ve yolla. Dertlisin, içini dök sonra konuşalım…”
Öyle sıkı fıkı yakınlığım olmadı onunla…
Kızdığım, küstüğüm de oldu…
Ama ne yalana kaçayım aramızda “başka” bir sevgi vardı galiba…
Öyle olmasa neden ikide bir ayaklarım beni mezarına götürsün?
Öyle olmasa neden çalışma masama her oturuşumda, karşımda gülen yüzüne selam vereyim? Neden hala fotoğrafını orada tutayım?
Çünkü “farklıydı”…

Sonra çıktı hastaneden, Ege Üniversitesi’ndeydi sanırım…
Bir iki kez üç değil, telefonla konuştuk.
O kısık sesi beynime kazındı…
Sessiz gecelerde, balkonda sigara yaktığımda neden bilmem son konuşmalarımız gelir o kısık sesiyle kulağıma sanki, “Bırakamadın değil mi o zıkkımı?”
Buraya kadar kimden söz ettiğimi kaçınız anladı bilemem…
Ben Fevzi Yılmaz’dan söz ediyorum…
“İzmir’e Yakın Plan Gazetesi” sahibi, muhabiri, köşe yazarı abimden…
İzmir’e Yakın Plan Gazetesi altı yaşında
İzmir’in haftalık gazetesi İzmir’e Yakın Plan kuruluşundan bu yana beş yılı geride bıraktı. İlk sayısı 20 Ağustos 2003 günü yayımlanan Yakın Plan Gazetesi, geçen beş yılda 244 sayısıyla okurlarına ulaştı. Yakın Plan Gazetesi İmtiyaz Sahibi Fevzi Yılmaz, önümüzdeki hafta Yakın Plan’nın altıncı yaş özel sayısını 77. İEF eki ile birlikte çıkaracaklarını duyurdu. Gazeteci Yılmaz, “Ne mutlu ki küçücük bir matbaada, emanet iki bilgisayarla yola çıkan Yakın Plan uzun emekler, zorlu mücadeleler sonrası bugünlere geldi. Yakın Plan artık bayilerde satılan İzmir ve ilçelerinin tümünde okuyucusuna ulaşan, okurlarının sesi olan, kabuğunu kırmış, hatta günlük çıkma sancıları duyan bir gazete” diye konuştu. Gazetenin son sayısında yayımlanan yazısında okurlara seslenen Fevzi Yılmaz, “Yayın hayatına Olmaz, gazete tutmaz!’ denen bir dönemde başlayan Yakın Plan, sizlerin desteğiyle olmaz’ sözcüğünü yalanmayı hedefleyerek yoluna devam eden bir gazete. Bazen hırs yaptı. Bazen yokluklarla savaştı. Ama hep yayınlandı. Sizi habersiz bırakmama adına hiç kaytarmadı. Her pazar size ulaştı. Yakın Plan, ilk gün olduğu gibi de hep sizi yazdı.’ Yayın hayatını sürdürdüğü sürece de sizi yazmaya devam edecek” dedi. Yılmaz, “Duruşunu, haberciliğini, tarafsızlık çizgisini hiç bozmadan Yakın Plan’ın bugünlere gelmesine katkıda bulunan tüm Yakın Plan dostlarına, Yakın Plan emekçilerine tekrar tekrar teşekkür ediyorum” diye ekledi.
![]() |
Kent Yaşam’ın arşivinde buldum bu haberi. 18 Ağustos 2008’de yayınlanmış.
Ama olmadı…
Olamadı…
Sokağın sesi olmuştu ve ne yazık ki ülkemin sokakları gibi sesini yükseltemedi…
Çünkü tam iki yıl önce Fevzi Yılmaz “perdeyi indirdi”…
Fevzi Yılmaz’ın öldüğünü yine Mahir kardeşimden öğrendim…
Cenaze namazına gittim…
Elimi tabuta koydum “Bak, dedim kimler gelmiş kimler, demek ki ölünce daha çok seviliyor insan…”
Demediysem namerdim de duydu mu acaba?
Fevzi Yılmaz Yukarı Narlıdere Kabristanı’nda öyle ilginç bir yerde yatıyor ki şimdi…
Yolun hemen yanı…
Çevresi, yaşarken “mühim” bir yığın mevtayla dolu…
Geleni gideni yine görüyor…
Gazeteciliği mezarında da sürdürüyor kim bilir? Gazeteciliğin en olmazsa olmazı gözlemi orada yarken de yapıyor Fevzi Yılmaz…
Bazen “Allah’ın sevdiğiymiş” diyorum, kızmayın…
Şimdi hayatta olsaydı yine “Yakın Plan” mücadelesindeydi. Lakin çok zorlanacaktı eminim çok…

Ama bugün bir eksik olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim…
Narlıdere Belediyesi büyük bir vefa göstererek, ki en vefalı dostlardandı Abdül Batur, bir sokağa adını verecek Fevzi Yılmaz’ın…
Pazartesi saat 17.00 Narlıdere…
Folkart evlerine gelmeden hemen önce…
Orada olacağım inşallah… İstiyorum ki eline Yakın Plan almış kim varsa orada olsun…
11 Haziran 2012 Pazartesi…
Allah rahmetini esirgemesin, geride bıraktığı sevenlerine sabır versin, ne diyeyim ki başka?
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.