İzninizle öfkem geçsin!

İzmir’e 21 yıl aradan sonra böylesine kar yağdı…

Hayat durmadı ama şenlendi. Özellikle de çocuklar. Hani sanki Allah çocuklara tatil hediyesi verdi.

Ama kar bazı sıkıntıları da getirdi beraberinde…

Basmane yokuşundaki o kimsesiz ihtiyar acaba ne oldu diye düşündüm durdum…

Sonra evinde yakacağı olmayanlar…

Sonra tenceresinde kaynatacak yiyeceği olmayanlar…

Ama bunlardan daha önemli bir konu var inanın…

Başbakan Erdoğan, partisinin il başkanlarına konuşurken “150 yıllık zihniyet” demişti…

Başbakanın konuşmasını herkes kendi düşüncesine göre kuşkusuz tartışır, itirazım asla olamaz.

Ama Başbakan eksik söyledi o “zihniyetin” yaşını…

150 değil tam 174…

İzmir’i yönlendirdiği iddia edilenlere verilen ödüllere olan öfkem dinmiyor…

Kimin umurunda?

Elbette ki benim…

Nedenlerim var…

Bir “yukarı mahalleli” olarak nedenim çok hem de…

Size söz verdim biliyorum, dün “yeni” yazı girecekti ve ben bir “sır” yazacaktım…

Vazgeçmedim…

Lakin yazacağım yazının üç gün yayında kalmasına gönlüm karşı durdu…

En az bir hafta durmalı yazı… Hem de o 174 yılın gücüne inat!

Ben o 174 yılın gizeminin şerrini hep yaşadım. Şimdilerde değişik yaşıyorum.

Öfkemi yenemem biliyorum…

Öfkem yüzünden hata yapmak da istemiyorum…

Tutun ki şu an okuduğunuz yazı “hazırlık”…

Sizi “gelecek yazıya” hazırlıyorum…

Öfkem büyüdükçe büyüyor…

İzmir’de olan bitenin gizlendiği “yukarı mahalleye” yazık oldukça oluyor…

Ne paşaların derdi, ne ağaların tasası…

Bir zamanlar Kordon’daki bilmem ne kulübün terasında İzmir’in bombalanması üzerine iddiaya girenler sanki hortlamış da çöreklenmiş 9 Eylül İzmir’inin üzerine…

Velhasıl şimdi kesmeliyim burada…

Nasıl oluyor da İzmir’i “yönlendirenlerin” arasında halkı “hasta edenlerin” temsilcileri de olabiliyor ve nasıl oluyor da “halkı hasta edenlere” kent yönlendiricisi deniyor ve hatta nasıl oluyor da İzmir’in denizini kirletenler aynı zamanda İzmir’i de yönlendirmiş oluyor?

Hepsi 174 yıllık “sırda”…

Ve bu sırrı ancak şu an tüm hücrelerimde taşıdığım “öfkem” normale inince yazabilirim…

6 Şubat 2012 Pazartesi günü duyanlar duymayanlara iletsin ki, hep bildiğimiz ama konuşamadığımız bir “İzmir sırrı” okuyacaksınız burada…

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın