İnfaz kurumları standlarını görmelisiniz

Deri ayakkabılar, çantalar, montlar… Nevresim takımları, havlular, bornozlar, iç çamaşırları… Bahçe ve süs bitkileri, sebze-meyvalar, süt ve süt ürünleri… Çiniler, ahşap el oyması dekoratif malzemeler, doğaltaştan süs eşyaları, gümüş takılar…

80. İzmir Fuarı’nda satış amaçlı standların yer aldığı 5 No’lu Hol’de bu yıl 27 infaz kurumunun standı yer alıyor. Standları dolaşırken genç bir kız babasına, “İnfaz kurumu ne?” diye soruyor, babası “Cezaevi” diye yanıtlıyor.

Ankara, Adıyaman, Alanya, Balıkesir, Bolu, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Foça, İzmir, Kartal, Kırıkhan, Kırşehir, Kütahya, Midyat, Nevşehir, Niğde, Oltu, Siirt’ten açık, kapalı, E tipi, F tipi, H tipi, L tipi, M tipi infaz kurumlarının işyurdu müdürlüklerinin standlarının bulunduğu hol, neredeyse iğne atsan yere düşmez halde.

Fuara büyük ilgi gösteren ve Adalet Bakanlığı’nın yönlendirmesiyle fuara katılan kurumların sergiledikleri ürünlerden, fuar süresince 2 bin 500 lira ile 15 bin lira arasında değişen tutarlarda satış yaptıkları belirtiliyor.

Standlardaki görevliler ya koruma memuru ya üretim yapılan atölyelerin şefleri, eğitmenleri.

İnfaz kurumlarının ürettiği kimi ürünler ambalajından sunumuna son derece profesyonelce hazırlanmış. Hatta Osmaniye’deki Toprakkale İnfaz Kurumu kendi yetiştirdiği yer fıstğını, ambalajlatıp Toprakkale markasıyla satışa bile sunmuş.

Standaki görevlilerle konuştukça, 5 No’lu Hol’deki bu standların fuarı gezmeye gelen dışarıdakilerden çok, Türkiye’nin dört bir yanındaki cezaevlerinde kalan içerdekiler için büyük önem taşıdığını anlıyorsunuz. Çünkü bu ürünlerin üreticileri bu işten hem kendi geçimlerini sağlıyorlar hem de ailelerinin bütçesine destek sağlıyorlar.

Kütahya’nın çinileri

Öncelikle Ege Bölgesi Sanayi Odası’na kurumsal hediyelik ürün hazırlayan, Kalite Derneği ile yaptıkları çalışma sonucu 2010 yılında “mükemmellik ödülü” alan ve çalışmalarını geçen ay basın mensuplarına gösteren Buca’daki İzmir 1 No’lu F tipi Ceza İnfaz Kurumu’nun standını görmeyi ve yetkilileriyle görüşmeyi planlıyorum.

Standı ararken renkli çinileri ve ürün çeşitliliği ile oldukça cazip görünen Kütahya E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu standındaki kalabalık dikkatimi çekiyor.

Stand anımsadığım kadarıyla geçen yıl da aynı yerdeydi ve yine böylesine kalabalıktı. Görevliler müşterilere yanıt vermek için koşturup duruyor. Standın sorumlusu Ziya Olgun,1994’ten bu yana şef olarak çalıştığını anlatıyor cezaevinde. Kendisi infaz koruma memuru. Ziya Olgun, aynı zamanda çini işlerinden sorumlu atölye şefi. Aslen Kütahyalı olduğu için kendisi bu işte de görev almış. Ağırlıkla çini hediyelik ürünlerin bulunduğu standtaki ürünleri kaç kişinin yaptığını, kadınların çalışıp çalışmadığını, bir mahkumun bu işlerden kaç lira kazandığını soruyorum. Anlatıyor:

“Bizim cezaevinde 70 kişi çini işiyle uğraşıyor. 100 kişi de konfeksiyon atölyesinde çalışıyor. Yapılan işte günlük yevmiye 6 liradır. Konfeksiyonda çalışanlarsa diğer cezaevlerindeki 30 bin personel için gömlek üretiyorlar. Kadınlar da çalışıyor tekstil işinde. Bir mahkumun aylık kazancı yaklaşık 150 lira gibi yani.”

“150 lira az değil mi?”deyince, “İçerideki bir insan için 150 lira iyi para” diye yanıtlıyor. Türkiye’de 124 bine yakın mahkum olduğunu belirten Ziya Olgun, sözlerini sürdürüyor:

“Mahkumun çalışması iyidir. Kafasını olumsuz işlere yöneltmez. Ailesine yardım gönderen bile olur kazandığı parayla. Cezası bitip çıktığında da buradaki disiplinli yaşam, sabah belli saatte atölyeye girip çalışmak, üretimde bulunmak onu eğitir. Dışarı çıktığında da bu düzeni sürdüren çok mahkum var. Burada kazandıkları beceriyle yaşamları değişiyor.”

Kurumlarının İzmir Fuarı’na 5-6 yıldan bu yana katıldığını anlatan Olgun’a ürünlerin fiyatlarını soruyorum. Kalitenin geçmiş yıllara göre daha iyileştiğini bunun da fiyatları yükselttiğini belirtiyor. “Eskiye göre çok da ucuz sayılmayız” diyor. Kurumun fuarda 10-15 bin liralık satış yaptığını anlatan görevli, taleplere yetişmekte zorlandığını söyleyince, “İhracat düşünüyor musunuz?” diyorum. “Şimdilik böyle bir şey yok” diye yanıtlıyor gülerek.

Kurumsal hediyelik ürün hazırlıyorlar

Kütahya E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndan ayrılıp İzmir 1 No’lu F Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nun standına geliyorum. Çiniler, ahşap el işleri yoğunlukta sergilenen ürünler arasında. Kalite Derneği tarafından 2010 yılında aldıkları “Yılın Başarılı Ekibi Büyük Ödülü” yazan belgenin yanına iki farklı ISO numarasının yazdığı kırlangıç bayraklar asılmış.

Stand görevlileri ISO 9001:2008 ve ISO22000:2005 kodlu belgelerin Temizlik ve Gıda Güvenliği alanında verildiğini söyleyip anlatıyorlar cezaevlerindeki değişimleri:

“F tipi cezaevi yüksek korumalı mahkumların bulunduğu cezaevidir. Atölyelerde yaklaşık 10 kişi çalışıyor. Değişim 2009 yılında yeni müdürümüz Ayhan Çabacı ile başladı. ‘Üretken mahpus, mutlu ziyaretçi’ sloganımız oldu. Mahkumlar bir çok farklı el sanatıyla uğraşıyorlar. Örneğin saz yapımı, el işçiliğiyle çini üretimi bir tek bizde var. Bu konuda rakip tanımıyoruz. Ahşap atölyemiz çok iyi. Yağlıboya, cam boncuk, ahşap boyama kurslarımız var. Kursları Halk Eğitim’den öğretmenlerimiz veriyor.”

Ege Bölgesi Sanayi Odası’na sosyal sorumluluk projesi kapsamında el işi çini hediyelik ürünler yaptıklarını ve başka kurumlardan da talep geldiğini belirtiyorlar.

320 kişinin kaldığı cezaevinde kadın mahkum bulunmadığını söyleyen yetkililerin altını çizdiği bir başka konu ise, bu tür el işlerinin mahkumların rehabilitasyonu için çok fayda sağladığı.

İzmirli kadınlara “kaliteyi keşfedin” çağrısı

Bu yıl 27 İnfaz Kurumu’nun stand açtığı 5 No’lu Hol’de, iki tane de kadın ceza infaz kurumu yer almış. Ankara 2 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve Denizli – Bozkurt Kadın Açık Ceza İnfaz Kurumu.

Her iki standa da genç bayan infaz koruma memurları görev yapıyor. Ankara standı, ürün çeşitliliğinde Denizli standına göre daha zayıf görünüyor. “İzmirliler bizim ürünleri henüz keşfetmedi” diyor görevli bayan memur. İzmirlilerin daha çok Denizli tekstiline alışkın olduğu gibi bir kanı oluşmuş kendilerinde. “Siz nerenin mallarını satıyorsunuz?” diyorum, anlatıyor:

“Biz Sarar’ın dokumalarını uygun koşullarda alıyoruz. Tekstil atölyemizdeki kadınlar nevresim haline getiriyorlar. Malımız çok kaliteli ve fiyatlarımız piyasaya göre son derece uygun.”

Kurumlarında 300 kadın mahkum bulunduğunu anlatan memur, tekstil atölyesinde ise 50 kadının çalıştığını belirtiyor. Nevresim takımlarının fiyatlarına gelince 40 lira ile 90 lira arasında değişiyor. Onlara söz verdiğim gibi yazıyorum ki, İzmirli kadınlar da bu kaliteli ürünlerle tanışabilsin.

İki yıldır bu fuara katılan kurumun memurları, “Ankara’da Adalet Bakanlığı’nın açtığı fuarımız çok daha hareketli geçiyor. Ankaralı kaliteli ürünü kaçırmıyor” derken, mahkumların 4 lira ile 6 lira arasında yevmiye aldığını söylüyorlar.

Denizli – Bozkurt Kadın Açık Ceza İnfaz Kurumu’nun standı oldukça renkli. Çocuk ve büyükler için bornozlar, havlular, nevresimler göz alıcı renklerde. 5 yıldır bu fuara katıldıklarını anlatan bayan infaz koruma memuru, fuar sonrası yaklaşık 2 bin 500 lira ile 3 bin lira arası kazanç sağladıklarını dile getiriyor. Altmışın üzerinde hükümlünün çalıştığı atölyelerinde, kadınlara sağlık sigortası yapıldığını da söylüyor.

“Havlu ve nevresimde 1 numarayız” diyen memur bayan 2005 yılından bu yana Hava ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na üretim yaptıklarını, bu yıl da Yüksek Seçim Kurulu’nun torbalarını diktiklerini belirtiyor ve “Bu yıl fuarda kredi kartıyla satış da yapıyoruz. Bu satış miktarımızı çok arttırdı” diye ekliyor.

“Fuarda standlarını ziyaret eden kadınlarda bir duyarlılık söz konusu mu?” diye soruyorum, “Bazı kadınlar kurumdaki Kadın kelimesini okuyunca, destek olmak için daha fazla ürün alıyorlar” diyorlar.

Denizli standının yakınındaki Çanakkale Açık Ceza İnfaz Kurumu standında ise iç çamaşırları satışta. 3 liradan satışa sunulan iç çamaşırlarının talibi oldukça fazla. Fuarda en çok bayanların kendilerini ziyaret ettiğini belirten görevli memur, diğer kurumlardan farklı olarak sabun ürettiklerini de söylüyor. “Senelik kar marjımızın belirli bölümünü mahkumlara dağıtıyoruz. Onlar için çok önemli bu gelirler. Sigortalarının olması da çıktıktan sonra çok işlerine yarıyor” diyor.

Yazımın başında da belirttiğim gibi 5 No’lu Hol’de bu yıl, geçmiş yıllara oranla daha az normal işletme gözüme çarpıyor. İzfaş yetkilileri farklı illerin el sanatlarını üreten işletmelerin bu yıl daha çok Basmane kapısındaki açık alandaki satış yerlerini tercih ettiğini belirtiyorlar.

Bu satırları yazarken, televizyondaki bir programda konuklardan birisi “İşsizlik bir istatistiktir, işsiz kalmak ise bir dramdır, acıdır” diyor.

İşsizlik ile suç arasında bir ilişki varsa, gerekçesi ne olursa olsun infaz kurumlarındaki üretim ve insanları istihdama yöneltme çabasının bu ilişkinin seyrini kısa sürede değiştirmesini dileyelim.

Ve bir öneri: İZFAŞ bu yıl 80. yıl nedeniyle fuar anmalıkları yaptıysa da, siz fuara geldiğinizde infaz kurumlarının standlarındaki ürünlerden bir tane almayı ihmal etmeyin.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın