Kitap Fuarı’nda okurlarla buluşma

İzmirli okurların büyük bir özlemle beklediği Tüyap İzmir Kitap Fuarı okurlarla yazarları bir araya getirdi 16. kez.

Türkiye genelinde 340 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla düzenlenen fuarda etkinlik programı da oldukça yoğun. 130 kültür etkinilği ve imza günü planlanmış fuar süresince.

Kitap Fuarı’nın ilk günü gördüğüm kalabalık, özellikle de gençlerin ve çocukların ilgisi Doğan Hızlan’ın açılış konuşmasında söylediklerini onaylar gibiydi. Tüyap Kültür Fuarları Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan, “Biz artık okuyoruz. Kitabımız çeşitlendi. Genç kuşak sadece belli tür kitapları almıyor. Bilim kurgu, fantastik, polisiye, mizah kitapları da alıyor” diyordu.

Çocuğunu elinden tutup getiren anne babalar, okul öncesi öğrencileriyle gelen öğretmenleri görmek ama en çok da gençleri görmek gerçekten insanın içini rahatlatıyor. Türkiye’nin tanınmış büyük yayınevlerinin yanısıra, sivil toplum kuruluşları da yerini almış Tüyap Kitap Fuarı’nda.

İzmirlilerin sahaf ilgisi

Kitap fuarında en yoğun ilgi gören standlardan birisi birinci holde yer alan İstanbul’lu sahafların bulunduğu bölüm. İstanbul’dan dört sahaf katılmış bu yıl fuara ilk kez. İstanbul Turkuaz Kitabevi’nin sahiplerinden Emin Nedret İşli, “İzmir eski ve okuyucusu iyi olan bir kent. Birçok ünlü insan yetiştirmiş. Sahafiye, bir malzeme olarak duruyordur bu kentte de. Ancak organize olunamamış olabilir. Yöneticilerin bu konuya destek vermesi gerekiyor. Belki iletişim kurabiliriz diye gelmek istedik bizler bu fuara” diyor.

Beyoğlu’nda eski kitap ve belgeler konusunda danışmanlık hizmeti veren, arşivlerinde binlerce kitap, gravür ve belge bulunduğunu belirten İşli, İzmir’in bu konuda aç bir kent olduğu düşüncesinde. Eski kitap meraklılarıyla iletişim kurmak için geldikleri İzmir Kitap Fuarı’nda sergiledikleri iki el yazması kitabı gösteriyor. 150 ve 200 yıllık birer eser olan kitapların fiyatlarını soruyorum, “Ortalama 2 bin lira dolayında” karşılığını veriyor.

Fuara katılan bir başka sahaf da babadan kıza dört kuşaktır mesleği sürdüren Belgin Yenici. Her yıl İstanbul’da Beyoğlu Sahaf Festivali düzenlendiğini söyleyen Yenici, İzmir’de de böyle bir organizasyon yapılabileceğini belirtiyor. “Bir kentte sahafın olmaması organizasyon eksikliğidir” diyor ve ekliyor:

“Biz sahaflar kitabın ölmesine engel oluyoruz. Bazen hiç baskısı kalmayan eski yazıyla hazırlanmış kitaplar oluyor. Kitabın baskısı tekrarlanmayabilir. Öyle vesikalar, fotoğraflar geliyor ki, anı yüklü hepsi de.”

İstanbullu sahafların tam karşısında İzmir İzmir Dergisi’nin emektar yayıncısı, İzmir’in “kültür hamalı” diye tanınan Tufan Atakişi’nin yayınevinin standı bulunuyor. İzmir’de ikinci el, ucuz kitap satış yerlerinin çok olduğunu, sahaf deyince akla Kemeraltı’ndaki Tepekule Kitaplığı’nın geldiğini söylüyor Atakişi.

Sahafların başı oldukça kalabalık. Orta yaşlılar kadar gençler de bir hayli ilgili eski kitaplara.

Refik Durbaş onur konuğu

Kitap Fuarı’nın bu yıl onur konuğu Refik Durbaş. Eşi Bilge Durbaş ile katılıyor fuara. Son derece mütevazi bir duruşla kısa bir konuşma yapıyor açılış töreninde. “Çocukluğum Erzurum’da, gençliğim İzmir’de geçti. Namık Kemal Lisesi, Karataş Ortaokulu, Necatibey İlkokulu’nda okudum. Çok uçurtma uçurdum” diyor. Yaşar Kemal’in “Dünyada zulüm var” sözünü anımsatıp, “Zulüm daha bitmedi” diyor ve şöyle sürdürüyor sözlerini :

“İzmir bana hayatı, gavurluğu öğretti. İzmir’i, İzmirlileri seviyorum. kendimi konuk gibi görmüyorum. Acı çekmeyi de burada öğrendim. Balbay gibi. Balbay, iki yıldır hapisteyse, ben de hapisteyim.”

Fuarda İzmir’in babadan kıza eski kitapçılarından Yavuz Kitabevi’nin sahibi Birgül Kitapçı ile karşılaşıyorum. “Ben gençliğini hatırlarım Durbaş’ın. O zaman da böyle efendi, sakin bir gençti. Kitabevine gelirdi. Ne kadar güzel onu burada böyle görmek” diyor gözleri ışıl ışıl gülümseyerek.

Fuarın açılış konuşmalarında neredeyse herkes yasakçı zihniyete dikkat çekiyor.

Gençlerin mizaha ilgisi

Fuarın en kalabalık standlarından bir tanesi Uykusuz yazarlarının kitaplarını imzaladığı stand. İmza günü, iyi ki fuarın 2 No’lu holündeki Uykusuz’un standında yapılmamış. Fuar alanının kapalı olan 3. holünde bir bölüm ayrılmış okurlar için. Çizerler sıralanmış, yüzlerce genç bekliyor kuyrukta dergilerini imzalatmak için. Fuar alanın dışında da gençlerin ellerinde yine Uykusuz dergileri. Tadı damaklarında kalmışcasına, oturdukları yerde ilgiyle okuyorlar.

İzmirim kitapları

Tüyap Kitap Fuarı’nın benim için özel bir önemi var bu yıl. Heyamola Yayınları’nın, İzmir’de Fergül Yücel koordinatörlüğünde hazırlanan İzmirim kitapları içinde benim de bir kitabım var.

41 yazarın 41 semti anlattığı kitaplar içinde Gaziemir, Eşrefpaşa, Alsancak, Balçova, Karataş, Narlıdere, Köprü, Tilkilik, Şemikler, Bornova, İnciraltı, Buca, Altındağ, Tepecik, Bayraklı, Kemeraltı, Değirmendağı, Kireçlikaya Çiğli, Karabağlar, Alaybey, Gültepe, Kahramanlar, Bostanlı, Gül Sokak, Şirinyer Kadifekale, Karantina, Soğukkuyu-Bahariye, Nokta, Güzelyalı ve Körfez Vapurları var.

Benim kitabımdaysa İzmir’i en güzel anlatan yazarlardan birisi olan “Tarık Usta”nın; Tarık Dursun K.’nın semtleri yer alıyor.

“İzmir Ah!” isimli kitabımda, değerli yazarın çocukluğunun, gençliğinin geçtiği Topaltı, Ballıkuyu, Ali Reis Mahallesi, Tilkilik, Namazgah, Havra Sokağı, Kemeraltı, İkiçeşmelik, Eşrefpaşa, Bayramyeri, Bahribaba, Damlacık ve Konak’tan söz ettiği anılar yer alıyor.

Aramızda 40 yılı aşkın bir yaş farkı var Tarık Dursun K. ile. Ancak ilginçtir, onunla yaptığım ropörtajdan sonra anlattıklarının izinde, çizdiğim rotada gidip gördüğüm yerler neredeyse hiç değişmemiş. Değişen sadece kültürel, sosyal ve ekonomik yapı olmuş. Binalar yerinde ama yazarın yıllarının geçtiği sokakların ışıltısı çok kültürlülüğü, renkli ve hoşgörülü havası çoktan terk etmiş sokakları.

19 Nisan Salı günü, sağlık durumu el verirse değerli yazar Tarık Dursun K. da bizimle olacak. Heyamola Yayınevi’nin 2 No’lu standında buluşacağız. Şadan Gökovalı hocamız, Adnan Turgut, Hidayet Karakuş ve Ümit Otan da kitaplarını imzalayacak o gün.

İzmirim kitapları projesinde hoş bir rastlantı, Kent Yaşam haber sitemizin değerli yazarlarından da kitapları olanlar var. Fergül Yücel, Haluk Işık, Yaşar Ürük, Orhan Beşikçi, İlhan Pınar, Duygu Yayman Özsüphandağ da okurlarıyla buluşacak.

Projede yer alan yazarların tümünün imza / söyleşi takvimi şöyle:

17 Nisan Pazar günü Efdal Sevinçli (Şemikler), Semih Çelenk (Şirinyer), Mehmet Atilla (Karabağlar), Nedim Atilla (Gaziemir),

18 Nisan Pazartesi günü Alex Baltazi (Alsancak – 1482 Sokak), Okan Yüksel (Kahramanlar), Raşel Rakella Asal (Alsancak – Gül Sokak), Hidayet Karakuş (Kemeraltı), Yaşar Aksoy (Karşıyaka – Soğukkuyu, Bahariye),

19 Nisan Salı günü Şadan Gökovalı (Kadifekale), Adnan Turgut (Eşrefpaşa), Saadet Erciyas (İkiçeşmelik (Tarık Dursun K. Gözü İle), Ümit Otan (Konak – Balıkhali),

20 Nisan Çarşamba günü Fergül Yücel (Altındağ), Elvan Feyzioğlu (Bornova), Haluk Işık (Mersinli (Çınarlı), Hülya Soyşekerci (Bornova), Oktay Gökdemir (Buca),

21 Nisan Perşembe günü Bekir Yurdakul (Hatay (Nokta), Birsen Ferahlı (Köprü), Avram Ventura (Karataş), Yaşar Ürük (Göztepe-Güzelyalı), İhsan Bayram (Değirmendağı), Ferda İzbudak Akıncı (Buca),

22 Nisan Cuma günü Gönül İlhan (Ege Mahallesi), Orhan Beşikçi (Basmane), İlhan Pınar (Kireçlikaya), Murat Şahin (Gültepe), Duygu Y. Özsüphandağ (Tilkilik – Dönertaş), Namık Kuyumcu (Alsancak),

23 Nisan Cumartesi günü Lütfü Dağtaş (Çiğli), M. Şakir Örs (Alaybey), Sancar Maruşu (Bostanlı), Şükrü Tül (Tepekule), Hakan Kazım Taşkıran (Bayraklı), Veysel Çolak (Halkapınar (Meles),

24 Nisan Pazar günü Şükran Yücel (Karantina), Ali Ekber Yıldırım (Balçova), Bilge Umar (Narlıdere), Emel Kayın (İnciraltı).

Kent Kitaplığı uykuda mı?

İzmirim Kitaplarının dikkat çektiği ve İzmirliler tarafından yoğun ilgi gördüğü Heyamola Yayınevi’e teşekkür ederken, fuarda üzüldüğüm bir konuyu da aktarmadan geçmek istemiyorum.

Kitap fuarında yayınevlerinin tasarım, görsellik ve baskı kalitesi konusunda birbirleriyle yarış ettikleri gözden kaçmıyor. Standlar oldukça albenili. Hele çocuk kitaplarının yer aldığı standlar anlatılacak gibi değil. Işıl ışıl, pırıl pırıl.

Fuarda bir yarışma açılsa ve en sade, en albenisiz, hatta görünmek istemeyen stand hangisi diye bir kategori olsa, birinciliği hiç şüphesiz İBB Kent Kitaplığı standına vermek gerekir. Oysa son derece kaliteli ve kentin belleğine ışık tutan yayınları var İBB Kent Kitaplığı’nın.

Fuarın ilk günü ve ilk saatlerinde standları gezerken gördüğüm manzara gerçekten üzücüydü. Bomboştu standın panelleri. Akşam üstüne doğru tekrar gittim standa. Panellere İzmir’in eski halini gösteren bir resim asılmış. Eski bir İzmir görüntüsü. Geçmiş yıllarda Büyükşehir Belediyesi’nin bastığı takvimlerden birisinin kapağıydı yanılmıyorsam. Yani fuara özel bir çalışma bile yapılmamış.

Kitaplar da standın önündeki dolabın üzerinde yatar halde, uykuda bekliyor kendisiyle ilgilenip, ayağa kaldıracak bir okuru. Ayrıca neredeyse tüm yayınevleri indirimli satış yaparken, İBB’nin standındaki kitaplarda indirim olmadığını söyledi stand görevlileri. Oysa biliyorum ki, örneğin kitabımı yazarken benim de çok yararlandığım “İzmir’i İzmir Yapan Adlar, Kent Sözlüğü” (Yaşar Ürük) kitabını almak isteyen bir çok arkadaşım kitap fuarını bekliyordu. İndirim olur da alabilirler diye.

Ev sahibi olduğumuz bir fuarda, böylesine güzel eserleri olan bir kitaplık neden bunun davulunu çalmaz, anlaşılır gibi değil. Mütevazilik iyi de, görünmez olmanın da bir anlamı yok.

Kitap fuarı 24 Nisan’a kadar açık. Belki yetkililer görsel bir kaç malzemeyi standa götürürler de İzmir Kitaplığı da dikkat çeken bir stand olur.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın