Yıllar önce, babalarının adı karaborsacı Ş… ye çıktığı için mahalleden taşınmak zorunda kalan aile üyeleri acaba neler düşünmüş, içlerinde hangi duygu yeşermiştir? Babaları Ş… eşine, çocuklarına karşı kendini nasıl savunmuştur ya da savunmuş mudur?
Düzenbazlar, üçkâğıtçılar kendi başlarına kaldıklarında, yaptıklarını nasıl değerlendirirler?
Söz verip yapmayanlar, hiçbir sözlerinde durmayanlar, randevularına gelmeyenler ya da her zaman geç gelenler içten içe ne düşünürler? Bu konuyu düşünürler mi?
Zorda kalınca su koyuveren, zorluklar karşısında hemen saf değiştirenler; sevdiklerine, saydıklarına yüz çevirenler; kişisel kurtuluş ve rahatlama için her yola gidebilenler hiç kişilik sorunu yaşarlar mı?
Yalancılar, yalanlarının bir gün ortaya çıkabileceğini; insanların gerçeği, doğruyu öğrenebileceklerini hiç akıllarına getirmezler mi? Aldattıkları insanın yanında nasıl rahat ederler? Yalanları ortaya çıktığında uğradıkları kişisel değer kaybını asla telafi edemeyeceklerini bilmezler mi? Yoksa bunu umursamazlar mı? İnsanların gözüne baka baka nasıl yalan söylerler?
Tecavüzcünün, çocuk istismarcısının nasıl uyku girer gözüne? Yoksa bunlar hiç uyumazlar mı? Başkalarının yüzüne nasıl bakarlar kendilerinden utanmadan? Aynaya bakarlar mı? Baktıklarında, orada ne görürler?
İşkenceciler yaşamlarını nasıl sürdürürler huzur içinde? Çocuklarının, eşlerinin yüzüne nasıl bakarlar? Gün içinde yaşadıklarını nasıl anlatırlar eşlerine? Gecenin karanlığında gözlerinin önünde parlamaz mı haykıran, yalvaran, acı içinde kıvranan kurbanlarının yüzleri?
Kabadayılar, zorbalar, hukuk tanımazlar ve onların kamu görevi yürüten; seçilmiş/atanmış her düzeydeki dostları yaptıklarından hiç utanırlar mı? Yaptıkları kendilerine uygulansa ne hissedeceklerini hiç düşünürler mi?
Rüşvetçiler, kazanç diye gördüklerinin, şeref pazarına çıkarılmış kişiliklerinin satış bedeli olduğunu bilmezler mi? Yoksa bunlara kafa yormaz; bırakın bu boş lafları mı derler?
Bugünün kişisel çıkarları uğruna toplumun geleceğine boş verenler, o geleceğin kendilerini de; kendi çocuklarını da kapsadığını hiç düşünürler mi? Düşündüklerinde utanır, sıkılırlar mı acaba?
Her çeşitten hainler nasıl bakarlar ihanet ettiklerinin yüzlerine? Onlarla nasıl oturur konuşurlar, nasıl yer içerler, yatar kalkarlar, birlikte çalışırlar, gezer tozarlar? Yurduna, ulusuna, sınıfına, eşine, arkadaşına ihanet edenler bu eylemleriyle ne kazanıp ne yitirdiklerinin muhasebesini yaparlar mı hiç?
Katiller, caniler, toplu kıyım yapanlar; yıllar sonra yaptıklarını övünçle mi, utançla mı anımsarlar? Yoksa hiç anımsamak bile istemezler mi?
Bütün bunların kafalarındaki düşünce örgüleri nasıldır? Kendi gözlerinde kendilerini nasıl görürler, nasıl aklarlar? Yoksa aklama ihtiyacı bile duymazlar mı? Bunlar sağlıklı bir ruh, akıl ve ahlak yapısına sahip insanlar mıdır? Öyle olsalar böyle şeyler yaparlar mı? Bunları yapmak için mutlaka ahlaksız ve şerefsiz olmak mı gerekir? Yoksa bunları yapınca mı insan ahlaksız ve şerefsiz olur?
Sağlıklı bir insan bir gün bu duruma düşse, kendisini aklayabilir mi? Nasıl aklar?
Yanıtını bulamadığım bu sorular bir yana bugünden geriye baktığımda gördüğüm ürkünç süreç beni gelecek için fena halde karamsarlaştırıyor.
Karaborsacı Ş…yi ailesiyle birlikte mahallemizi terke zorlayan baskı, o yılların toplumundaki değerler sisteminden başka bir şey değildi. O yıllarda karaborsacılık toplumdan dışlanmayı getiren bir ahlaksızlıktı. Üstelik hemen her şeyde üretim sınırlıydı, tüketim mallarının birçoğu ithal ediliyordu. İnsanlar da, ülke de yoksuldu. Ama kayıt dışılık Türkiyede ne bu denli güçlü ne de iktidardı.
Gün geldi kayıt dışı egemenliği tırmanmaya başladı. Önce büyük kentlerin büyük bölümü kayıt dışı oldu, sonra ekonominin yarısı… Kayıt dışı bir süre sonra yerel iktidarları belirlemeye başladı, daha sonra merkezi iktidarı fethetti.
Ülkemizde, yıllardır yaşamın her alanında kayıt dışının mutlak egemenliği vardır. Ülke baştan sona bu egemenliğin belirlediği koşullarda yaşamaktadır.
Merak bu ya, şu sıralarda yanıtını bulamadığım bir soru daha takıldı aklıma: Yaşamımız kayıt dışıyken bunca şerefsizliği tarihe kim kaydedecek?
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.