Sahilevleri-Çınarlı 2 saat 15 dakika


Sahilevleri-Çınarlı 2 saat 15 dakika
İzmir – Viyana 2 saat

Çalışmak istemiyorum, çünkü işime varamıyorum. Her sabah gazeteye gelişim kelimenin tam anlamıyla kâbusa dönüyor.

Gazetemizin merkez binası Çınarlı’da. Aliağa – Menderes demiryolu hattının metro standardına yükseltilmesi için yapılan çalışmalar kapsamında Mart ayı sonunda Çınarlı hemzemin geçidi kapatıldı. İşte her şeyin başlangıcı o tarih…

Bu yolun kapatılması ile birlikte Çınarlı hattında sadece dört hatta kısıtlı miktarda otobüs çalışmaya başladı. Bu hatların ortalama kalkış süresi bir saat ile 30 dakika arasında değişiyor. Yani gazeteden habere gitmek için yolluklarımızı hazırlayıp öyle çıkmak zorunda kalıyoruz.

Sıcaklar da bastırınca taşıdığımız su miktarını arttırdık. 25 dakikada bir geçen 600 numaralı otobüs hattı da önümüzdeki günlerde Üçyol-Üçkuyular metro hattı çalışmaları kapsamındaki yeni trafik düzenlemesi nedeniyle kaldırılıyor. Varın halimi siz düşünün…

Diğer taraftan sabahları şehrin artık büyüme noktası olarak kabul edilen akslarından biri olan Narlıdere – Sahilevleri’nde oturuyorum. Bu hat üzerindeki çalışan otobüslerin sayıca yetersizliği, hele bu yaz dönemindeki süreçte halini yönetim statüsündeki insanların bir gün sade bir vatandaş olarak çıkıp yaşamasını arzu ederim.

Sahilevleri’nden Çınarlı’ya varmak mesai saatleri sürecinde iki saat 15 dakika sürüyor. Hani en sıkışık trafikte bile İzmir’de 15 dakika kaybediyordum. Neden benim saatim ile bu yorumu yapanların saati aynı göstermiyor?

Evet, bu yol normal şartlarda toplu taşıma ile bir saat bile sürmüyor. Ama son dönemde iki saat 15 dakika… Ben bu süreçte Viyana’ya varırım. Varacağım yerlerin örneklerini arttırmak da mümkün… Sonrasındaki süreçte patronum “Geç kaldığın için mi böyle söylüyorsun?” demesin diye de yazmıyorum bu satırları.

Metro ile Halkapınar’a gelme önerisiyle yol çıktım. Bu öneri de orada bulunan konteyner yükleme boşaltma istasyonu nedeniyle tam bir kâbusa dönüyor. Kamyon ve tırlar otobüs duraklarını işgal etmiş. Adeta çelikten bir duvar gibi, ürkütücü bir labirenti andırıyor. Bırakın yürümeyi, o koskoca Metro istasyonunu bile göremiyorum ki…

Bu benim problemim, ama İzmir’de yaşayan binlerce kişi bu tıkanıklıktan nasibini alıyor. Ulaşım problemi, stres ve tatsızlık olarak vatandaşlara ve otobüs şoförlerine yansıyor. Birçok noktada yolcu ile şoför arasında neredeyse kavgaya varan diyaloglar yaşanıyor.

20 Haziran 2010 tarihinden itibaren ise toplu taşıma sistemi tamamen değişecek. “Ben gazeteye nasıl gidip geleceğim?” stresini şimdiden yaşıyorum. En sonunda da karar verdim. Gazeteye bir ranza kuracağım. Bu şartlarda en doğrusu hafta sonları evime gitmek olacak.

Önümüzdeki iki hafta sonu seviye belirleme sınavları da var. Binlerce çocuk sınava girecek. Bildiğiniz gibi sınav birkaç kademeli. Sınava gidecek olan çocuklar aynı gün içerisinde her defasında şehrin farklı noktalarında sınava heyecanı yaşayacak. Tabii buna birde yol stresi eklenmiş olacak. Bu sistem değişikliğinde kaç çocuk sınava geç kalacak? Kaç çocuk giremeyecek? Veya kaç çocuk maksimum performansını ortaya koyabilecek?

Normal şartlarda bile toplu taşıma sistemi konusunda sıkıntı yaşayan İzmirlilere “Biraz daha sabredin” deniliyor, ama bu sabır taşının da dayanma noktası var.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın