Ahmet Piriştina ikinci grup insanlardandı. 28 Mart 2004 seçimlerine yönelik çalışmalar sırasında, kentin hemen her mahallesinde İzmirlilerin ona yönelik ilgisini ve sevgisini gördüğümde anlamıştım bunu. Ona dokunmak, onunla göz göze gelmek için birbiriyle yarışırcasına çevresini saran insanların sevgi dolu bakışları öylesine derin, öylesine anlamlıydı ki… Birbirleriyle sözleşmişçesine, sanki Sen bize sahip çıktın, biz de sana sahip çıkıyoruz, seni bırakmayız diyorlardı. Hiçbir seçim anketi, hiçbir seçim sonucu, hiçbir oy dağılım çizelgesi bu duyguyu aktaramazdı, anlatamazdı. Bunu görmek için o insanlarla birlikte Ahmet Piriştinanın yanında ya da hemen arkasında olmak, orada yaşananı gözlemek gerekiyordu. Her toplantıda çevresindekiler sevgili başkanlarıyla sanki bütünleşiyorlardı.
Çok sevdiği halkıyla Ahmet Piriştinayı bu denli bütünleştiren neydi? Düzgün fiziği mi? Yüzünden eksik etmediği, insan sevgisini yansıtan gülüşü mü? Beş yıl boyunca sürdürülen başarılı belediye hizmetleri mi? Yoksul hemşerilerimize yapılan yardımlar mı? Halkın özlemini çektiği dürüst kamu yönetimi anlayışını İzmir Büyükşehir Belediyesinde hâkim kılmış olması mı? Belki bunların hepsi, belki de hiçbirisi.
Hiç kuşku yok ki, bütün bunların ötesinde Ahmet Piriştinayı halkın gözünde efsaneleştiren en önemli olgu; onun yönetimindeki Büyükşehir Belediyesinin, insanların gözünde, her zaman, her sıkıntıda başvurulabilecek, güvenilir kurum haline gelmiş olmasıdır.
2004 Seçim Bildirgesinin giriş bölümünde Sevgili Başkan; Yoksulu, zengini; işçisi, işsizi, emeklisi, esnafı, memuru, okumuşu, okuyamamışı, genci, yaşlısı, öğretmeni, öğrencisi, kısacası, İzmir halkının tümünü kucaklayacak bir sevgi taşıyorum yüreğimde. İşte bu sevgiyle yeniden talibim Büyükşehir Belediye Başkanlığına diyordu. Bunlar sıradan bir siyasetçi söylemi değildi. O, bu sözlerinde ne denli içten olduğunu geçen beş yıldaki çalışmalarıyla, başkanlık makamındaki duruşuyla göstermiş ve sıradan bir kamu kurumu olarak devraldığı Büyükşehir Belediyesini çok başka bir yere taşımıştı. İzmirliler onu bu nedenle çok sevmiş, bu nedenle onu efsaneleştirmiş ve gönüllerinde ona yer açmışlardı. Ahmet Piriştina bu nedenle belediye başkanı olmanın çok ötesine geçmiş, İzmirliler’in Başkanı olmuştu.
Piriştina, her fırsatta; İnsanın doğup büyüdüğü bir kentte belediye başkanı olmasından daha güzel ne olabilir ki? derdi. Bu sözleri ona söyleten, hedefine varmış bir insanın halk sevgisiyle dolu yüreğinde taşıdığı dingin mutluluktu.
15 Haziran 2004 sabahı o yürek birden duruverdi ve İzmirliler’i mahzun bıraktı. Ona özlemimiz, ona sevgimiz alt yıldır hiç azalmadı. Işıklar içinde olsun.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.