Söz konusu talimata göre; Çevre Koruma’da yasaların zorunlu kıldığı duyarlılığı göstermeyen valilikler hakkında suç duyurusunda bulunulacak.
Yani…
Mevzuata aykırı yapılaşmaların önüne geçilmesi amacıyla aralarında İzmir, Muğla, Denizli ve Antalya’nın da bulunduğu dokuz ilin valiliklerine gönderilen talimatta,Özel Çevre Koruma Bölgeleri içerisinde yer alan mevzuata aykırı yapı ve uygulamalar için öncelikle elektrik, su ve telefon bağlantılarını kestirmeleri istendi.
Valiliklerden, işlemlerin verilen süre içinde yerine getirilmemesi durumunda suç duyurularında bulunmaları talep edildi.
İmar Kanunu uyarınca acilen işlem yapılarak sonucun Bakanlığa bildirilmesi de istendi.
Bunlar yapılmadığı takdirde sorumlular hakkında suç duyurularında bulunulacağı ve yasal işlem yapılacağı kaydedildi.
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, talimatında Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı’nca Özel Çevre Koruma Bölgelerinde konulan koruma statülerinin bir dizi bilimsel araştırma sonucu belirlendiğine dikkat çekti.
Koruma bölgelerinde koruma -kullanma dengesi gözetilmek suretiyle planlar oluşturulduğunu kaydeden Bakan Eroğlu şöyle dedi:
“İmar planları gücünü yasadan alan ve yasayla eşit güce sahip olan hukuki düzenlemelerdir. Gerek 3194 sayılı İmar Kanunu gerek 383 sayılı KHK hükümleri uyarınca imar planlarına ve imar planları ile getirilen plan koşullarına uyulması zorunlu olduğundan uygulamaların da yürürlükteki plan ve plan kararlarına göre yapılması gerekmektedir.”
Talimatında Türk Ceza Kanunu’da “imar kirliliğine neden olma” başlığı altındaki cezaları sıralayan Eroğlu, “Bu hükümlerden hareketle Özel Çevre Koruma Bölgelerinin hassasiyeti ve önemi göz önüne alındığında izinsiz inşai faaliyetlerin, bu doğrultuda ruhsatsız, ruhsata ve plana aykırı uygulama ve yapılaşmaların hassasiyetle takip edilmesi ve İmar Kanunu uyarınca acilen işlem yapılması büyük önem arzetmektedir” dedi.
Anlaşılan, önümüzdeki günlerde başta İzmir ve Muğla valilerinin başı epey ağrıyacak gibi görünüyor.
***
Eski ANAVATAN’lı Tekcan, AKP’liye tazminat ödüyor
Bir türlü birleşemeyen, Anavatan Partisi ile Demokrat Partisi, sonunda muratlarına eriyor.
Geçen hafta içinde nişan yapan taraflar, önümüzdeki sonbaharda nikah kıyacak ve artık ‘tek çatı’ altında yaşayacak.
Bu birleşme rüzgarının, önümüzdeki seçimlerde farklı bir sinerji yaratması bekleniyor.
***
Söz ANAVATAN’dan açılmışken, 2003- 2007yıllarında ANAVATAN Partisi’nin Konak İlçe Başkanlığı’nı yapan Hikmet Tekcan, seçim öncesi partisinden ayrılıp CHP’ye geçti.
Gelinlik imalatı ve satış işiyle uğraşan Tekcan, ilçe başkanlığı döneminde özellikle CHP’li belediyelere yönelik gerçekleştirdiği ilginç protesto eylemleriyle dikkat çekmişti.
İlçe başkanlığı döneminde yaptığı eylemlerle adından sıkça söz ettiren Tekcan, şimdilerde oldukça zor günler geçiriyor. Tekcan’ın başkanlığı döneminde partisinden ayrılıp AKP’ye geçen Veysel Şanlı ve bir grup arkadaşı için “Partinin kanını sülük gibi emdiler. Fareler gibi şimdi gemiyi terk ediyorlar” şeklindeki açıklaması yüzünden başı derde girdi.
Önce, 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Ardından 3 bin TL tazminata mahkum oldu.
Mahkeme sonucunu takip etmeyen Tekcan’a tazminat pahalıya patladı ve bu rakam 7 bin 500 TL’yi buldu.
Tekcan, şimdi kara kara düşünüyor ve “Zaten işler kesat, ekonomik kriz var. Günlerdir, siftah yapamıyorum” derken, Veysel Şanlı’nın istediği tazminatı ödemesinin mümkün olmadığını söylüyor.
Bu arada halen AKP’de siyaset yapan Şanlı ise, “Ben her lafın herkese söylenemeyeceğini göstermek için Hikmet Tekcan hakkında davacı oldum” diyor.
Tazminatın bin 500 TL’lik ilk taksidini tahsil ettiğini söyleyen Şanlı, Tekcan’ın Yunus Yunusoğlu’nun dolduruşuna geldiğini savunuyor ve “Hikmet Bey’in parası yoksa, Yunus Beyin de mi parası yok. O ödesin. Yoksa Hikmet Bey’e çok yazık olacak” diye konuşuyor.
Gerçekten de bir dönem İzmir siyasetine damga vuran Hikmet Tekcan’a çok yazık olacak.
***
HAFTANIN LAFI
Mevsimlik demokratlar!
AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, Muğla’nın Ula İlçesi’nde partisinin düzenlediği yemeğe katıldı, şöyle konuştu:
“Demokratlık her zaman her yerde olur,
‘part time’ demokratlık olmaz. Her mevsimde demokrat olmanız lazım. Yağışlı havada da demokrat olmanız lazım, sadece güneşli havada demokrat, yağmur yağınca ben yokum olmaz.”
Aksu,
doğru söylüyor…
Ama, keşke bir de ‘takiyyeci’ ile ‘demokrat’ arasındaki farkı anlatsaydı, ne iyi olurdu değil mi?
***
Sav’a ‘bağlılık bildirme’ yarışı
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, geçen hafta sonu İzmir’deydi.
Adeta genel başkan gibi karşılanan Sav’a (Yalakalık demiyorum) bağlılıklarını bildirmek isteyen ilçe ve belediye başkanları adeta ne yapacağını şaşırdı.
Öyleki, kimi plaket verdi, kimi ise gümüş işlemeli çeyiz sandığı…
Kimi başkan da askerden terhis olacağı günü sayar gibi tam 741 gün sonra İzmir’e geldiği için Sav’a teşekkür etti.
Ama…
En güzelini Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce yaptı ve bütün başkanların iki gün boyunca yaptıklarını simgeleyen bir hediye verdi. İnce’nin hediye ettiği sızma ‘zeytinyağı’ iki günlük gezide Sav’a yapılanları adeta özetliyor ve ‘yağcılığın bu kadarı fazla’ dedirtiyordu.
Umarım Deniz Bey, bu yaşananlara bozulmaz.
Çünkü… Kendisi geldiği zaman bu kadar organize olmayan, havaalanına kahvaltılı servis kaldırmayan, kuru çiçekten başka herhangi bir hediye vermeyen ilçe ve belediye başkanları, önümüzdeki kongre sürecinde de ne yapacak merak ediyorum.
Birlikte göreceğiz.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.