Sarı öküz ve…

CUMHURİYETİN kazanımlarının tartışıldığı, ülkenin önemli kurum ve kuruluşlarının yıpratıldığı, insanların korkutulduğu, taviz üstüne tavizlerin koparılmaya çalışıldığı şu günlerde kıssadan hisse alınacak bir hikaye anlatmak istiyorum.
Hikayemizin ismi “Sarı Öküz…”
Ülkenin birinde bir otlakta öküz sürüsü yaşarmış. Yaşarmış yaşamalarına ama civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazmış onları. Hemen her gün saldırırlarmış bu sürüye. Öküz dediğin öyle yabana atılır bir hayvan değil ki, bir araya toplandılar mı kolayca defedermiş aslanları. Gerçi bir iki sıyrık alırlarmış ama, yine de boyun eğmezlermiş aslanların zorbalığına. Gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı. Ancak tavşan, fare gibi küçük hayvancıklarla beslenir olmuşlar. Git gide güçten düşmüşler. Eee, aslan bu, hiç fareyle doyar mı?
‘Her halde bize bu otlağı terk etmek düşüyor’ demiş aslanlardan birisi.
‘Evet’ diye tasdik etmiş diğerleri.
Nereye gideriz diye düşünürken; ‘Bir dakika’ diye bir ses duymuşlar gerilerden. Herkes dönüp bakmış sesin geldiği tarafa. Sürünün en çelimsiz, ama kurnaz mı kurnaz bir ferdi olan topal aslanmış söze atılan.
‘Hayır’ demiş, ‘hiçbir yere gitmiyoruz. Siz bana bırakın, ben hallederim bu işi.’
Kimse ona inanmamış ama ‘Yine de bir şans verelim’ demişler.
O da almış yanına bir iki aslan gitmiş öküzlerin yanına. Beyaz bayrak çekmeyi de unutmamış. Öküzlerin lideri olan boz öküz başta olmak üzere beş iri kıyım öküz yaklaşmış onlara. Sormuşlar ne istediklerini. Topal aslan, başlamış konuşmaya.
‘Saygıdeğer öküz efendiler’ diye başlamış lafa. ‘Bugün buraya sizden özür dilemek için geldik. Biliyorum sizleri çok incittik, kim bilir kaçınızda şu pençemin izi vardır. Ama inanınız bunların hiç birini isteyerek yapmadık. Biliniz ki biz aslanlar barışçı bir milletiz. Hele öküzlerle hiçbir alıp vermediğimiz olamaz. Tamam size defalarca saldırdık, ama niye biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdaki sarı öküz yüzünden. Onun rengi öyle sizinkiler gibi değil ki. Gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Onu gördük mü ne kadar barışsever olduğumuzu unutup size saldırıyoruz ve sürünüze zarar veriyoruz. Yoksa bizim sizinle hiç bir alıp veremediğimiz yok. Onun yüzünden hepiniz zarar görüyorsunuz. Bir türlü hayatınızdan emin rahat rahat otlayamıyorsunuz, belki geceleri bile bizim kükrememiz sizin uykunuzu kaçırıyor. Bunların hepsi sarı öküzün suçu, verin onu bize, siz kurtulun, biz de barış içinde yaşayalım’ demiş.
Boz öküz, diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş. Hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife. Bir tek yaşlı benekli öküz ‘olmaz’ demiş ama kimseye dinletememiş sesini. Zavallı sarı öküz kurban edilmiş aslanlara. Hepsi birden saldırmışlar zavallı öküzün üzerine. Bir ikisini fırlatmış üstünden ama bitkin düşmüş az sonra. Çırpınmış, haykırmış, yardım istemiş, ama yokmuş onu işiten.
Diğerleri üzülmüşler üzülmesine ama elden ne gelir ki. Bütün sürünün selameti için bir öküz gerekliymiş. Bu gerçekten de günlerce sürüye hiçbir saldıran olmamış. Huzur içinde geçer olmuş günleri. Ama aslan milleti bu, ne kadar sabreder ki. Hele öküz etinin tadını aldıktan sonra. Acıktık demişler topal aslana daha bir kaç hafta bile geçmemişken. O da yine almış yanına bir kaçını, bir defa daha gitmiş boz öküzün yanına.
‘Selam’ diye girmiş söze. ‘Gördünüz ya biz aslanlar ne denli uysal milletiz. Doğru kararınız için sizi bir daha kutlamak isterim. Siz de huzur içindesiniz, biz de. Ne mutlu. Yalnız buraya bunları söylemek için gelmedim. Büyük bir problemimiz var.’
‘Nedir?’ demiş boz öküz merakla.
‘Şu sizin uzun kuyruk’ demiş topal aslan ve şunları söylemiş:
‘Öyle uzun bir kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor. O kuyruğunu salladıkça bizim de aklımız başımızda gidiyor. Gözümüz dönüyor, sürüye saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Hâlbuki siz öylemi ya, hepiniz normal kuyruklusunuz. Bir onun suçu yüzünden korkarım hepiniz zarar göreceksiniz. Gelin verin onu bize, bu mevzuyu burada kapatalım. Eskisi gibi barış ve sevgi içinde iki taraf da hayatını sürdürsün.’
Boz öküz yine istişare yapmış sürünün ulularıyla. Yine sadece benekli öküz karşı çıkmış. Hepsi de ‘verelim gitsin’ demiş. İstişare daha da kısa sürmüş bu defa. Dışlamışlar uzun kuyruku sürüden. Saatler sürmüş zavallının çırpınışları ama sonunda o da yenik düşmüş aslanlara.
Tekrar tekrar yinelenmiş bu olanlar. Her geçen gün daha da semirmiş aslanlar. Alabildiğince güçlenmişler. Öküzler ise her geçen gün daha da zayıflamışlar, seyreldikçe seyrelmişler. Aslanlar küstahlaştıkça küstahlaşıyorlarmış. Artık bir sebep bile söyleme gereği duymuyorlarmış.
‘Verin bize şu öküzü yoksa karışmayız’ derlermiş sadece. Zavallı öküzlerin ‘hayır’ diyebilecek güçleri kalmamış. Hepsi birer birer can veriyorlarmış aslanların pençesinde. Boz öküz de aralarında olmak üzere bir kaçı kalmış en sona.‘Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu savaşı aslanlara karşı, oysa ne kadar da güçlüydük?’ diye sormuş biri boz öküze.
‘Biz’ demiş boz öküz, gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla titreyerek ‘Sarı öküzü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı…’

***

ÖZLÜ – YORUM

Cehaletle deha arasındaki gerçek fark nedir biliyor musunuz? Dehanın sınırları var cehaletinse hiçbir sınırı yoktur.
Whoopi Goldberg

Adamına göre demokrasi!

DEMOKRASİ havarisi (!) olan AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kavga gürültü çıkar gerekçesiyle il kongrelerinde tek adayın çıkmasını istiyor.
Nitekim hafta sonu yapılması gereken Ankara ve Uşak İl Kongresi ertelendi.
20 Haziran’da İzmir’de yapılan il kongresinde eğer ikinci bir aday yarışa katılmakta ısrar etmiş olsaydı, şu anda eski il başkanı görevine devam ediyor olacaktı.
Neyse…
Askerleri sivil mahkemede yargılamayı sivil demokrasinin zaferi olarak gösterip, işimize geldiği kadar demokrat olduğumuz sürece, girmeye çılıştığımız AB’nin kapısında daha çok bekleriz. Çooookkkkk.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın