Ne yapmış bu genç adam? Peygamberimize nasıl ve nerede ulaşmış da kokusunu alıp gelmiş ve en azından bu yaşlı insanımıza ulaştırmış? Siz de merak ettiniz mi? Televizyonda izlediğimde ben şaşırıp kaldım. Gerçekten bu genç adam ne yapmış?
Günümüzde uzak yakın çevremizde o kadar olağan üstü ve olağan dışı başarılara imza atan değerli kişiler var ki, bu arkadaşın yaptığı ne ola ki? Üstelik benim gözlemlediğim başarılar hem sürekli hem de insanlığın yararına… Geçmişten bu yana bir iki örnek ister misiniz?
Çiçek aşısını bulan kişi. Rontgeni fark eden kişi… Ampulü bulan kişi. Kalp, karaciğer, böbrek gibi organları değiştirmeyi bulan ve beceren kişiler…
Hadi bizden de örnekler sayalım… İstanbul’u bize kazandıran ordunun başındaki delikanlı. Behçet hastalığına çareyi bulan doktor, Edebiyatımızın ölümsüzlerinden biri Mehmet Akif Ersoy, Ulusumuzu bugünkü modern duruma getiren Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun her bir silah arkadaşı.
Yakın geçmişte yitirdiğimiz Türkan Saylan’ımız…
Buna benzer pek çok örnekler.
Şimdi geliyorum bu genç adamın ne gibi bir başarıya imza attığına… Efendim, üstlük giysi hazırlamış… Bu giysinin üzerine üç beş söylem yazmış… Ali Topu At, Ayşe Topu Tut… filan gibi… En alt yere de Ayşe Namaz Kıl… diye yazmış.
Buyurun… Peygamberin kokusu nasıl geliyor, görün de öğrenin…
Arkadaşlar! İşte biz böyle uyuduğumuz için, böyle bu durumlarda kalabiliyoruz…
O kişiye niye sormuyorsun kardeşim? Geçen yıl neredeydin? Kırk yaşına gelmişsin, daha önceleri nerelerdeydin? Burada başka bir akılsızlık örneği devreye giriyor. Önceleri ne yaptığı önemli değilmiş. Şimdi “Hidayete erdi ya, şimdi hak yoluna girdi ya…” sen ona bak imiş. Bu kadar kolay mı? Bu kadar ucuz mu?
Yetmiş beş yaşın eşiğinde bir Zeynel Kozanoğlu. Ömrü boyunca kimsenin bir tek kuruşu haram olarak çoluk çocuğunun gırtlağından geçmesin diye yedi iklim dört bucakta anası ağlaya ağlaya çırpınacak… Bu çırpınışla eş zamanlı olarak da bir başka akrabası devletin trilyonlarını “dolandırıcılık” yoluyla iç edecek, bu yüzden yargılanacak, devletin mahkemeleri onu mahkum edecek. Cezaevine girdi girecekken eski yandaşları imdadına yetişecek. Hapis cezasını evinde çekmekteyken yukarılardan af gelecek.
Ve izliyor musunuz? İfade vermeye ya da rapor almaya tekerlekli sandalye ile gidiyor, yurt dışına ayaklarıyla gidiyor. Bu arkadaşın benceğizden ne farkı var? Öyleyken o peygamberin kokusunu getirengillerden… Kaç yıl önce yüz kırk sekiz kilo altını vardı.
Ben de bu yaşımda ekmeğimi arayangillerdenim… Galiba üç dört gram çeken evlilik yüzüğümü geçen yaz denizde düşürdüm. Yenisini almam için Hayruş ısrar edip duruyor. Bunca bilim adamı, din adamı dinimizi anlatabilmek için canla başla çalışıyorlar. Kitabımızı daha iyi anlayabilmemiz için uğraşıyorlar. Hiç birinin adı edilmiyor. Bir manken delikanlı “Ayşe Namaz Kıl” dediği için Peygamberimizin kokusunu getirmiş oluyor. Bu değerlendirmeyi yapan insanımıza acıyamıyorum bile. Sadece sormak istiyorum:
Bu kadar ucuz mu?
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.