Sevgili başkanlar, hani paranız yoktu!

PARTİLERİ önemli değil, belediyelerimizin çoğunun “borç batağında olduğunu” hafta içinde Milliyet EGE’de okudunuz.

Tamam…

Ülkede yaşanan ekonomik bir kriz var…

Bu nedenle vatandaş, iş yapamıyor, vergisini ödeyemiyor, dolayısıyla belediye gelirlerinde önemli oranda düşüşler yaşanıyor.

Ayrıca İller Bankası’ndan alınan paylarda da bir azalma söz konusu…

Ancak…

Aklı başında olan, geleceği gören kimi belediye başkanları bu durumdan hiç şikayet etmiyor…

Borca ve her türlü zorluğa rağmen yine de vatandaşa hizmet veriyor.

İşler tıkır tıkır yürüyor.

Ama…

“Ayağını yorganına göre uzatmayan”, zamanında har vurup harman savuranlar ağlayıp sızlıyor.

Milyonlarca lirayı belediye saraylarına, anıtlara, caf caflı bir takım işlere harcayanlar bugün zorlanıyor…

İlk fırsatta, çalışanlarını kapının önüne koyuyor…

Seçim öncesi oy kaygısıyla şişirilen kadrolar, maaşlar ödenemediği için boşaltılıyor.

Atalarımız boşuna dememiş, “Tatlı tatlı yemenin, acı acı geğirmesi vardır” diye..

Kaldıki, vatandaşların talep etme hakkı var.

Sizin şikayet etmeye hakkınız yok.

Eğer yapamayacaksanız, altından kalkamayacaksanız, o koltuklara talip olmayacaktınız…

Madem paranız yok, kasanız boş…

Madem zor durumdasınız…

Yeni kaynaklar yaratın…

Biraz tasarruf yapın.

Tasarruf yapılacak o kadar çok kalem var ki…

Örneğin; her başkan yardımcısının, her müdürün altında birer makam otomobili ve her otomobilde de bir makam şoförü var.

Her düğüne, nikaha devasa çiçekler gönderiliyor.

Hemen her gece bir yerde şatafatlı yemek organizasyonları yapılıyor.

Zaman zaman bu tür yemeklerde Tevfik Fikret’in dediği “Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin. Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin” sözünü anımsatan görüntüler yaşanıyor.

Önceliği olmayan kimi yatırımlar yapılıyor.

Daha bir kaç yıl önce yapılan yollar, kaldırımlar yenileniyor.

Milyonlarca lira harcanan şenlikler, festivaller organize ediliyor. (Yaz geldi ya; artık şenliklerin ardı arkası kesilmez)

Bir liralık işler için dev organizasyon şirketlerinden 10 liralık faturalar alınıyor.

Kendi fotoğraflarının yer aldığı boy boy bilboard, pano, ilan ve rekamlar için milyonlarca lira paralar veriliyor.

Taşeronlara, müteahhitlere fazla fazla ödemeler yapılıyor.

En basit yatırım için binlerce liralık masraf yapılarak, açılış törenleri gerçekleştiriliyor.

Sonra da ortaya borcumuz var, paramız yok diye çıkıp ağlıyorsunuz, sızlanıyorsunuz.

Vatandaşın size inanmasını istiyorsanız, önce yukarıda saydıklarımı yapmayacaksınız…

Sonra belediyenin tüm harcamalarını, ihalelerini şeffaf yapacaksınız..

Yoksa…

İnandırıcı olamazsınız.

Benden söylemesi.

***

CHP’li başkanlar, şeffaf, katılımcı ve demokrat olacak mı?

CHP’LİLER de tıpkı AKP’liler gibi kamp yapmaya başladı.

AKP’li vekillerin birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olması, pek çok konuda görüş birliği içinde bulunmasında kuşkusuz hep birlikte kampa çekilmelerinin büyük yararları olduğu bir gerçek…

Nedense bugüne kadar CHP’li vekiller bir türlü kampa alınmadı.

Bir defasında sanırım Çeşme’de kamp yapacaklardı, bazı medya organlarında CHP’li vekiller lüks otelde kamp yapacak diye haberler çıkınca vazgeçildi.

Neyse…

Vekiller kampa alınmıyor ama…

CHP’nin İzmir İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu, partinin il genelindeki bütün belediye başkanlarını Çeşme Altın Yunus Otel’te kampa çekti.

Öncelikli yatırımlar ve projeler ele alındı. Herkes görüşünü dile getirdi. Deneyimler paylaşıldı. Kaynakların doğru kullanımı için koordineli çalışma yapılması istendi ve en önemlisi de başkanların insan odaklı, katılımcı, çoğulcu, etkin, demokratik, hesap veren, şeffaf, bilgi edinme hakkına saygılı, çağdaş yerel yönetim anlayışı sergilemeleri istendi.

Bakalım bu istekleri hangi başkanlar yaşama getirecek hep birlikte göreceğiz.

Ama… Eminim ki; başkanların büyük bölümü yine şeffaf olmayacak…

Nasıl olsunlar ki; henüz daha mal varlığını açıklayan doğru dürüst kimse çıkmadı bile…

2 bin 947 belediye içinden mal varlığını internette açıklayan, bilboardlara asan tek belediye başkanı İstanbul’dan çıktı.

Adalar’ın CHP’li başkanı Mustafa Farsakoğlu…

Aynı şekilde belediye şirketlerinin yönetimlerinde kimler yer alıyor, kimse bilmiyor.

Pek çok başkan, yine “dediğim dedik, öttürdüğüm düdük” anlayışı içinde davranmaya devam edecek.

Meclis üyelerini dinlemeyecek.

İtiraz edene “küfür” bile edecek.

Daha ne söyleyeyim!

***

Türk halkı, “Masum” ve mazlumdan yanadır…

DSP’nin yeni genel başkanı, partinin eski İzmir İl Başkanı Özdemir Sökmen’in tabiri ile “Tonton” Masum Türker, hafta içinde gazeteyi ziyaret etti.

DSP’nin sempatik lideri Türker, oldukça iddialı…

“Artık bu parti rüştünü ispat etti, bundan sonra kimsenin tekelinde değil”

diyor ve ekliyor:

“Biz iktidara alışık bir partiyiz. İlk genel seçimde iktidar ya da iktidar ortağı olmayı hedefliyoruz. Biz muhalefete alışık değiliz, muhalefete talip değiliz. İktidar partisinin alternatifi olmaya talip bir partiyiz. Hedefimiz, ‘solda birlik’ gibi daraltılmış bir alanda değil, alternatif yaratmada birlik, yani iktidara yönelik birlik olacak. Bunun bir parçası solda birlik olacak. Solda olup, bizimle bütünleşmek isteyenlere kapımız açık olacak. Kardeş partiyle de biz parlamentoya girdiğimiz zaman iktidar birliği yapabiliriz. Ama bu saatten sonra DSP, alternatif yaratmada birliği sağlayan parti olacaktır. Oy verecek parti yok diyenler için alternatif yaratacağız.”

Kemal Derviş’

in kabineden ayrılmasından sonra bir süre Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevini yürüten Türker, “DSP içinde benim gibi daha keşfedilmemiş yüzlerce, binlerce Masum Türker var. İlk seçimde iktidara alternatif olacağız. Bunun için de İzmir’e ve Ege’ye büyük önem veriyoruz” diyor.

Oldukça iddialı olan Masum Bey, alternatif yaratmayı başarabilecek mi bilmiyorum?

Ama… Bildiğim bir şey var Türk halkının her zaman “Masum’dan ve mazlumdan yana olduğudur.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın