Kadınlar haklarını öğrendi, şimdi öğretecekler

Konak Belediyesi’nin Kadının İnsan Hakları Eğitim Programı (KİHEP) için Şubat ayından bu yana bir araya gelen kadınlar son derste yine bir aradaydılar.

Daha önce kendisi de bu kadınlar gibi KİHEP eğitimi almış olan eğitmen Ayla Erdoğan, programın son gününde, arkadaşlarıyla birlikte kadınların hazırladıkları projeleri dinliyor.

Kadınlar bir masanın etrafında toplanmış, kimi not alıyor, kimi ayakta projesini anlatan arkadaşını alkışlıyor. Ayaktaki kadın, önce kendisini tanıtıyor, sonra projesindeki arkadaşlarını. Sanki bir küme çalışmasında, küme başkanı konuşuyor. Öylesine heyecanlılar.

İlk gurubun proje konusu mobbing. Kadının İnsan Hakları Eğitimi’nde ilk defa ele alınmış kısaca “işyerinde istismar” olarak tanımlanabilecek bu konu. Sözcüğü duyan bayanlar önce anlamını soruyorlar birbirine. Proje yöneticisi bayan arkadaşına sesleniyor, gazete kupürlerini çıkarıyorlar hemen. “İş yerinde istismar olduğunu biliyorduk ama doğrusu başımıza gelince ayıp diye sesimizi çıkarmamıştık” diyor masadaki kadınlardan biri. Bir diğeri, “Ben bunu yaşadığımda, ben yanlış anlamışımdır diye önemsememeye çalıştım. Oysa mobbing’miş yaşadığım ve buna karşı yasal haklarımız varmış” diye ekliyor.

Mobbing konusu bitince diğer gurubun sözcüsü ayağa kalkıyor, o da kendisini ve arkadaşlarını tanıtıyor. Onların proje konusu kadın ve iletişim.

Son gurubun temsilcisi ise yaşlı ve yardıma muhtaç kadınları koruma derneği kurmak istediklerini söylüyor. Projelerin iyaşma geçirmek için kimlere başvuracaklarını, medyadan, çevrelerindeki insanlardan, muhtarlarından nasıl destek alacaklarını anlatıyor.

Herkes birbirini dikkatle dinleyip eksiklerini not alıyorlar. Eğitmen Ayla Hanım ise arkadaşlarını yüreklendirecek sözler söylüyor. Çalıştığı en başarılı guruplardan birisi olan bu gurubun projelerini İstanbul’da düzenlenecek toplantıya götüreceğini belirtiyor. “Bu projelerin yaşama geçeceğinden umutluyum. Bunlar kağıtta kalmayacak, eminim” diyor.

KİHEP de ne?

Konak Belediyesi’nin geçen yıldan bu yana sürdürdüğünü öğrendiğim Kadının İnsan Hakları Eğitimi KİHEP, Türkiye’nin en uzun soluklu insan hakları eğitim programlarından bir tanesi.

1998 yılından beri Kadının İnsan Hakları – Yeni Çözümler Derneği ve Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu işbirliğiyle sürdürülen eğitimler Türkiye’de sürdürülebilir ve başarılı STK (Sivil Toplum Kuruluşları) – Devlet işbirliğinin en iyi örneklerinden birisi olarak tanımlanıyor. Bu programla 1995 yılından 2008 yılına kadar 13 yılda, Türkiye’nin 38 ilinde 7 bine yakın kadına eğitim verilmiş.

Programın amacı kadınların karşılaştığı ortak sorunların farkına varmak ve dayanışma içinde bu sorulara yönelik çözüm önerileri geliştirmek. Kadınların karşılaştıkları insan hakları ihlalleri karşısında toplumsal bilinci arttırarak çözümler üretebilmeleri için bilgilendirilmesini sağlamak, kadınların demokratikleşme sürecinde kendi bağımsız örgütlenmelerini yaratmalarını desteklemek.

Eğitimini yarıda bırakmış ya da okula hiç gitmemiş, üniversite eğitimi almış, çalışan ya da çalışmayan tüm kadınlara yönelik bu programda “kadınlar öncelikle yasal haklarını öğreniyorlar. Eş seçme hakkından, çalışma yaşamına, evlilik birliği içinde kadının haklarından, bedensel, cinsel ve doğurganlık haklarına, siyasete katılma hakkından örgütlenme hakkına kadar pek çok yasal hak, eğitimin konularından.

Kadınlar ne öğrendi?

Konak Belediyesi’nin 10 Şubat’ta başlayıp 16 Mayıs’a kadar süren eğitim programına katılan kadınlar, ilk günden bu yana çok yol aldıklarını söylüyor. Hepsi söz birliği etmişçesine, “Biz haklarımızı biliyoruz sanıyorduk. Meğer ne çok eksiğimiz varmış. Kendimizi fark ettik burada” diyor.

İlk eğitimini 2005 yılında Ankara’da alan ve daha sonra eğitmenler arasına katılan Ayla Erdoğan, Konak Belediyesi’nin yanı sıra Türkiye Laik Oluşum Vakfı’nda da bir gurubu çalıştırıyor. Erdoğan, eğitim sürecine ilişkin şu değerlendirmede bulunuyor:

“Burada her hafta ülkenin gündemindeki konuları tartıştık. İlk haftalarda kadınlarımız konuşmaktan, fikirlerini açıklamaktan çekiniyorlardı. Şimdi deyim yerindeyse hepsi tava geldiler. Düşüncelerini açıklıkla ifade edebiliyorlar, haklarını biliyorlar. Bedenlerine ilişkin, cinselliklerine ilişkin konuşabiliyorlar.Buraya gelen herkes, ben biliyorum diye geliyor önce. Burada haklarımızı bilmediğimizi görüyor ve bilgilerimizi paylaşıyoruz.”

Ayla Hanım’a kadınların en çok neyi konuşmaktan çekindiklerini sorduğumuzda yanıtı, “Cinsellik” oluyor. “Kadınlar toplum içinde kendilerine verilen geleneksel roller karşısında cinselliklerini arka plana itiyorlar. Konuşmaktan çekinir hale geliyorlar. Burada her konuyu rahatça tartışabileceğimiz ortamlar yaratıyoruz. Kadınların bilinçlenmesi, rahatça tartışabilmesi yetiştireceği yeni nesiller için çok önemli.”

Kursa katılan kadınlara eşlerinin ve çevrelerinin tepkilerini soruyorum. Kursa ilk geldikleri zamanki bakış açılarıyla şimdiki bakış açılarını öğrenmek istiyorum. İşte yanıtlar…

– İlginçtir, komşularımdan başta yadırgayanlar vardı. “Feminist mi oldun?” diyorlardı. Şimdi bakıyorum, başları sıkışınca bana geliyorlar. Aslında feminizmin deyince insanlar radikal feminizmi düşünüyorlar. Toplumda bu konuda yanlış bir bakış açısı da var.

– Eşim mizahi bir şekide yaklaştı. “Zaten çok bilmiştin, şimdi öğrendiklerinle yandık desene” diyor.

– Varoşlardaki kadınların daha çok gelmesini isterim aslında. Ama onlar kocalarına söyleyince izin alamıyorlarmış, söylemeden birşey yapmaya da korkuyorlar tabii. Keşke onları da aramıza katabilsek.

– Kurs sayesinde empati yapmayı öğrendim. Gerçekten çok önemliymiş. Önyargılarımızı aşabilmeye çalıştık. Biraz zor oldu ama galiba başardık.

– Ben bu eğitimden sonra televizyon dizilerine daha farklı bakmaya başladım. Bize verdikleri mesajların ne kadar yanlış ve yönlendirici olduğunu farkettim. Daha eleştirel bakıyorum artık.

– Hem yasal haklarımızı öğrendik hem de kadın olarak kendimize daha farklı bir gözle bakabilmeyi öğrendik galiba.

– İletişim kurmayı, kendimizi karşımızdakinin yerine koymayı, soru sormayı ve sesimizi çıkartmamız gerektiğini öğrendim. Sesimi yükseltebilmeliyim ki, karşımdaki yaptığının hatalı olduğunu anlasın. Sustukça tepemize çıkmasınlar.


Haklarınızı öğrenin, haksızlığa uğramayın

KİHEP’in 16 hafta süren eğitminde kadınların ele adıkları konuların ne olduğuna gelince…

Anayasal haklar ve medeni haklar, kadına karşı şiddet ve aile içi şiddet, şiddete karşı stratejiler, kadının ekonomik hakları, iletişim, toplumsal cinsiyet rollerine duyarlı çocuk eğitimi ve çocuk hakları, kadın ve cinsellik, kadın ve doğurganlık hakları, kadın ve siyaset, feminizm ve kadın hareketi, kadın örgütlenmesi ayrıntıyla işlenen konular…

KİHEP eğitimine katılan kadınlara ilişkin bir araştırmanın sonuçları eğitimin uzun vadede sağladığı sonuçların önemini gösteriyor :

Kadının İnsan Hakları Eğitimi Programı’na katıldıktan sonra kadınların:

• Yüzde 63’ü aile içi fiziksel şiddeti tamamen sona erdirdi, Yüzde 22’si de azalmasını sağladı.
• Yüzde 31’i duygusal şiddeti tamamen sona erdirdi, Yüzde 44’ü de azalmasını sağladı.
• Yüzde 34’ü ekonomik şiddeti tamamen sona erdirdi, Yüzde 35’i azalmasını sağladı.
• Yüzde 54’ü eğitimine yeniden başladı.
• Yüzde 29’u ücretli bir işte çalışmaya başladı ve Yüzde 13’ü kendi işlerini kurdu.
• Yüzde 74’ünün aile içi kararlarda etkisi arttı.
• Yüzde 93’ünün kendine güveni arttı.
• Yüzde 93’ünün çocuklarına yönelik tutumu düzeldi.
• Yüzde 72’si siyasi, medeni ve ekonomik hakları konusunda çok bilgilendi, Yüzde 18’i de biraz bilgilendi.
• Yüzde 74’ü kadın olarak öz değerlendirmelerinde çok olumlu değişiklikler, Yüzde 23’ü de oldukça olumlu değişimler olduğunu belirtti.
• Yüzde 72’sinde kocaların tutumu olumlu yönde değişti.
• Yüzde 82’si kendi özel uğraş ve faaliyetlerine daha fazla zaman ayırmaya başladı.

“Kadınlar birbirini desteklemeli”

16 hafta boyunca haklarını öğrenen kadınlar, birbirlerinin iletişim adreslerini alıp vedalaşmaya hazırlanırken, son anda kendilerini ziyarete gelen bir başka kadın konuğun sözlerine dikkat kesiliyorlar.

Kadın Haklarını Koruma Derneği İzmir Şubesi Başkanı Engin Demir, deneyimleriyle bu eğitimi alan kadın arkadaşlarıyla görüşlerini paylaşıyor:

“En önemli silahları kuşandınız hanımlar. En önemli silah bilgi. Siz öncelikle kendiniz ve haklarınız adına çok şey öğrendiniz bu eğitimden. Ancak biz kadınlar dayanışma konusunda biraz sıkıntılıyız. Bizler dayanışmayı ne yazık ki bilemiyoruz. Birbirimize destek olmamız, dayanışma göstermemiz şart. Öğrendiklerini anlatırken kelimelerinize çok dikkat edin ve bilginizi mutlaka paylaşın.”

Umarız Konak Belediyesi Kadın Konseyi çatısı altında eğitim alan kadınlar, eğitmenleri Ayla Erdoğan’ın dilediği gibi, eğitimlerini çevresindeki kadınlarla paylaşırlar. İstismar altındaki yakınlarına yol gösterebilir, ellerinin altındaki adreslere yönlendirebilir. Çocuk istismarları konusunda daha bilinçli davranabilirler. Aldıkları bilgileri paylaşır ve paylaştıkça çoğalırlar.

Savaşçı kadına görkemli veda

18 Mayıs 2009 günü tüm kadınlara, özellikle de genç kızlara bilgisiyle, şefkatiyle, hoşgörüsü, öngörüsü, maddi manevi varlığıyla, eğitimi, bilgisi, donanımıyla kol kanat geren değerli bir bilim kadınını yitirdik.

Paylaştıkça çoğalmış, çoğaldıkça güçlenmiş, çevresindeki herkesi varlığıyla etkilemiş Sayın Prof. Dr. Türkan Saylan’a tanrıdan rahmet diliyoruz.

Çağdaşlık ışığıyla binlerce genç kızın yolunu aydınlatan, bilgi birikimiyle binlerce hastasına umut olan bu savaşçı kadının görkemli vedası, hafızalardan kolay kolay silinmeyecek. Cenazesine katılan hastalarının söylediği “Şefkat doluydu, annemiz, ablamız gibiydi. ‘Ben varım ya, ne sıkılıyorsunuz?’ derdi, bizi rahatlatırdı” sözleri ne kadar da etkileyiciydi.

Nur içinde yat Türkan Hoca…

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın