Semt söyleşilerine ham siyasetçiler, geldikleri kentlerin düşman işgalinden kurtuluşunu yıldızlı otellerde kutlayıp 9 Eylül’ü görmezlikten gelen hemşeri dernekleri ilgi göstermediler… Onları sadece bu söyleşilerde değil, kentte gerçekleştirilen diğer kültürel etkinliklerde de göremedim. Gören varsa söylesin…
Gazeteci, Yazar Nedim Atilla’nın yönettiği, ilkinde konuşmacı olduğum semt söyleşilerinin sonuncusu “Şanlı Göztepe Kulübü”ne ayrılmıştı. Göztepeli eski futbolcuların anılarını dinlerken duygusal anlar yaşadık. Kulüp Başkanvekili Emekli Albay Serdar Samur’un “Arz ederim” başlıklı öz geçmişinin arkasından, Göztepe Kulübü’nün geleceğiyle ilgili verdiği bilgilerden umutlandım.
Kentte, kültür ve sanatın önündeki takozu çekip alan Başkan Muzaffer Tunçağ’a, kendilerini stadyumda sanan gençlerin yaptığı kabalık karşısında üzüldüm. Böylesine güzel bir etkinliğin mimarına yapılan haksızlığa, başkan vekili ve eski futbolcuların tepki vermeyip, taraftarları sükûnete çağırmamaları dikkatimizden kaçmadı…
İris Mavraki konseriyle açılan Güzelyalı Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen birçok etkinliği izleme imkânı buldum. Konusunda uzman Doç. Dr. Eser Gültekin, Doç. Dr. Emel Kayın, Mimar Mihriban Yanık’la birlikte gerçekleştirdiğimiz “Güzelyalı’dan Basmane nasıl görünüyor?” başlıklı sunumun afişlerini, Güzelyalı sokaklarına astığımı anımsıyorum.
Şimdi kaba siyasetçiler Televizyonlara çıkıp “Güzelyalı Kültür Merkezi katlı otopark olmalıydı” diyebiliyorlar. Kültür merkezlerini daha önceki yıllarda açabilseydik, gençler böylesine saldırgan, yerel yöneticiliğe soyunan kravatlı abiler bu kadar boş olmazdı…
* Meydanlara sabunla çıkan adaya, Anadolu türküsünden alıntı yapıp “Sabun koydum legene/Bak başıma ne gele” türküsünü anımsatmıştım. Sabunun Kızıl Meydan, pardon Konak Meydanı’ndan nasıl kaydığını hep birlikte gördük…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.