Dokunmanın ötesi

Öyküler genelde kısa bir zaman dilimini kapsayan -örneğin en fazla bir kaç yılı- olaylar dizisinden oluşur. Ama illa da genele uyulması şart değil.

Birkaç saate hatta birkaç saniyeye sığdırılacak hikayeler ve kahramanları olamaz mı? Zaten zaman kavramı göreceli değil midir? Birinin bir saatten daha az sürede yaşadıkları öykü edilmeye değmez mi? Mesala, böyle bir öykü şöyle başlasa;

***

Genç kadın göz kapaklarına üşüşen ışık zerreciklerinden rahatsız olmuş gibi gözlerini sıktı. Güne yeniden başlamak ve hergün başlamak düsturunu terennüm etmeye çalıştı. Yirmi dört saatlik zaman dilimlerine bölüştürdüğü yaşantısının bıktırırcasına tekrarlayan episodlarından birine daha hazırlanmak!

“Offf bee offf…” diye iç geçirdi derinden. Bugünkü dilimi kapsayacak ana temaları zihninden geçirmeye çalıştı.

Hani, şu hepimizi yavaş yavaş kaçınılmaz sona hazırlayan stres faktörleri. Mönüde ödenecek faturalar, yeni iş başvurusu, yıkanacak ve ütülenecek çamaşırlar, günlük yemek hazırlanması, kiralık ev aramaya çıkılması vs. vs. var.

Sadece bunlar bile, gözlerini bir süre daha açmamak ve mümkünse bir yarım saat daha kestirmeye gitmek için yeterli diye düşündü. Rüyaya dalamasa bile beyninin henüz uyuşmamıs yanıyla mutlu hayaller kurgulayabilirdi.

“Hiç fena fikir değil” diye mırıldandı. O kısacık, hayatla yüzleşmeyi erteleme periyodu, bir günü daha kurtarabilirdi. Yaşamı katlanılması zor kılan gerçekleri, pembe düşlerle süslediği ölçüde dayanma direncini artırmak istiyordu. Yarattığım bu özel dünyayı kimsenin bozma riski yok üstelik. Gerçek ötesi hayallerle avunma değil, sadece kendi sectiğim dünyayı yaratma hakkını kullanmak. O dünyada özlediğim geçmişi ya da tasavvur ettigim geleceği, “tercih ettiğim biçimlerde yaşamak” diye düşünerek motive olmaya çalıştı…


***

Hikaye burada bitmiyor tabii…

Geri kalanını kendi versiyonlarınıza uygun olarak şekillendirebilirsiniz…

Bir sabah ölmüş annenizle mi sohbet etmek istiyorsunuz? O’nu sevdiğiniz bir mekanda kahvaltı etmeye davet edin. Annenizi hic ölmemiş gibi karşılayın. Son derece doğal ve sakin…

Ağlamalarla, sıcak kucaklaşmalara gerek yok…

Nasılsa bir başka sabah O’nu tekrar çağırabilirsiniz. Annenizle doya doya konuşun. Hasret giderin. O’nu sevdiğinizi söyleyin. Uğurlarken yanaklarından, ellerinden öpün.

Sonra, hikayenin sonunu tamamlamak icin usul usul göz kapaklarınızı aralayın. Teninizde hala anneciğinizin sıcaklığı ve kokusu…

Pencereden hınzırca göz kapaklarına süzülen ışık zerreciklerine inat gülümseyin.

Ohhh beee… Bugün hayata bir yanım daha güçlü başlıyorum.

Annemle çok güzel sohbet ettik. Bana verdiği enerji, hayat dizisinin bugünkü episodunu oynamaya değil, yönetmeye yetecek güçte. Kontrol bende…

Aslında, maddi dediğimiz yaşamlar beynimizde kurguladığımız hayatlardan daha cok gerçek değil. Vayahut, tersini de soyleyebiliriz. Herkes kendi hikayesini yazabilir. Daha mühimi hikayesini hem yönetip, hem oynayabilir. Evrenin yaratıcı gücü ve yaşamın enerjisi kendi içimizde. Hayaller var olduğu sürece. Ara sıra hayallerin tılsımlı büyüsüne koyvermeli galiba.

Related Images:

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın