Akustik Danışmanı Ned Crowe ve Tiyatro Danışmanı Alex Wardle; özel teknik ekipmanların yanı sıra balonla da akustik denemesi yapmış.
Opera, senfoni orkestrası ve caz orkestrasının provaları yapılıyormuş o sırada.
Bu çalışmaları izlemeye Gürçeşme Polis Okulu öğrencileri ve Selma Yiğitalp Lisesi öğrencileri de gelmişler.
İngiliz uzmanlarla birlikte keyifli mi keyifli bir gün geçirmişler.
İngiliz uzmanlar, akustik için “RT-60” adı verilen balon testi yapmışlar.
25 santimetre çapında balonun patlatarak 60 desibel gücünde bir ses oluşması ve bu sesin ne kadar sürede sıfıra düştüğünün tespitiyle; akustik kalitesini netleştirmişler.
Ve bu Merkez için “PERFECT” demişler.
Hem de yanında yıldızlı, yani açıklamasıyla “MÜKEMMEL…”
Öncelikle bu adamlar, belediye ile bedeli karşılığı bir iş yapmak üzere anlaşmışlar.
Soru bir: Yani kendi danışmanlıklarındaki işe “PERFECT” demeyecekler de ne diyecekler?
İkinci soru: İzmir uzun süredir yağmurlu günler geçiriyor.
İyi niyeti, samimiyeti ve dürüstlüğünden kuşku duymadığım Aziz Kocaoğlu’nun; toplu ulaşım araçlarını kullanan ve kaldırımda zorluklarla yürüyen İzmirlilerin “sesini duyması için” İngiliz uzmanların “balon testi”nden geçmesi mi gerekiyor?..
Çünkü sıkış tepiş otobüslerde yolculuk yapan; yağmurdan korumak bir yana sırılsıklam olmanız için her şey düşünülmüş duraklarda otobüs bekleyen İzmirliler bir hayli sinirli…
Hele hele “İşimiz İzmir, Gücümüz İzmir” sloganını her vesileyle yeni otobüslerde işiten İzmirlilerin ağzından çıkanları ben burada yazamıyorum.
Konuk İngilizler de, yağmurlu bir İzmir gününde kenti dolaşırken; sıkışan trafiği ve göl olmuş yolları gördüğünde de PERFECT demediler herhalde?
“…..OFF” çektiklerine ve “karşıki dağları” yıktıklarına ihtimal veririm.
Sahi, İzmirlilerin tepkisi ve benim burada yazamadığım küfürleri İngilizce olsa, haber olur mu?
Hele 12 Şubat tarihli Yenigün Gazetesi’nin ilk sayfasından “Yağmur artık İzmir’i yıpratmıyor” haberi ise “PERFECT!”…
İç sayfada, sevgililer günü arifesine yakışacak şekilde “yağmur altında yürüyen çift” romantizmiyle verilen fotoğraf ve “İzmir teslim olmadı” başlığıyla devam eden “BEAUTIFUL” haberde yağmurların kabus olmaktan çıktığı vurgulanıyor.
Herhalde bu gazetemizin benim “halk adamı” olarak gördüğüm ve takdir de ettiğim patronu bu ara İTO seçimlerine kendisini fena kaptırmış…
İzmir’i, gazetesinin olduğu Çankaya ve İTO komite seçimlerinin yapıldığı İzmir Fuar mesafesinden ibaret görüyor.
Şöyle bir Eşrefpaşa’ya çıksa, Bayraklı’yı ve Mavişehir’i görse… Hatta Fuar’ı biraz geçse, Şair Eşref’i dolaşsa…
“Sende mi Şair oldun?” dedirtecek ve bölge esnafını çıldırtacak “altyapı” çalışmasını görse…
İŞİMİZ İzmir, Derdimiz İZMİR, Küfrümüz İngiliz…
Ne olursa olsun bu kentin çamuruna, göllenmiş yoluna kurban.
Küfürsüz günler! STOP…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.