Kimilerine göre; teğet geçti…
Kimilerine göre; deldi geçti…
Kimilerine göre; etkisini Şubat-Mart aylarında daha çok hissedeceğiz…
Gerçi, kriz nasıl çıktı?.. Neden çıktı? Bu denli nasıl büyüdü?.. Birkaç Amerikalı ev taksitini ödemedi diye koca koca bankalar bunlar sahip olan sigorta şirketleri birbiri ardına iflas etti…
Onlar iflas edince reel sektör de hemen gardını alıp: “Ben de zor durumdayım beni de kurtarın” nidaları attı… Bir baktık ki trilyonlarca dolarlık kurtarma paketleri birbiri ardına konuşulmaya başlandı. Bazılar yaşama geçti. Hatta takviye paketler de ortaya atıldı…
Türkiye’deki yöneticiler bir türlü krizi kabul etmediler…
Hatta “Bizi etkilemez…”, “Teğet geçer…”, “Fırsata bile çevirebiliriz…” gibi insanın içine ferahlık sunan açıklamalar yaptılar…
Ama ne yazık ki kazın ayağı hiç öyle değildi…
Öncelikle elinde para olanlar krizin olduğuna inandılar… Hemen paralarını nasıl garantiye alabileceklerinin hesabını yaptılar. En bulunmaz bahaneyi (yani krizi) öne sürerek ödemeleri durdurdular. Hükümet kanadından da krizle ilgili önlem paketi gelmeyince ödemeler birçok kaynaktan durduruldu… Ödeme alamayanlar diğer borçlarını ödeyemediler asıl kriz buradan kaynaklanarak büyüdü… Üretime ara vermeler, fabrika kapatmalar, işçi çıkarımları, kepenk indirmeler hızlandı…
Piyasanın nakit krizi (!) iş yapamama telaşı elinde para olmayanları daha da çok etkiledi…
Buna en çarpıcı örnek sonunda gazetelere yansıdı…
Krizle birlikte paraya ihtiyacı olanlar eski eşyalarını antikacılara satmaya başladı!…
İşin en acı yanı da ellerindeki halı, tablo, mobilya, aksesuar gibi antika parçaları getirenlerin yanı sıra atalarından kalma İstiklal Madalyası, Kurtuluş Savaşı beratı gibi manevi değeri büyük parçaların da mirasçılar tarafından satılmak istenmesi…
Vatandaşların dedelerinden kalan madalyaları, beratları dahi getirdiklerini söyleyen antikacılar, özellikle bankaların yakın döneme ait eşyaları topladıklarını ve koleksiyon oluşturduklarını kaydediyorlar…
Bir an aklıma verdiği kredileri geri çağıran bankalar ile ilgili iddialar geliyor. “Krizi fırsata çevirmek bu…” demek geliyor içimden…
Antikacılar “Son 2-3 ay içerisinde gelenler arasında Osmanlı’nın son dönemlerine denk gelen eşyalar dikkat çekiyor. Örneğin kahve fincanı takımları, eski İstanbul resimleri, kağıt paralar, kamalar, piyanolar, mandolinler, sandalyeler, masalar, dolaplar, kılıçlar, haritalar gelenler arasında. Hatta İstiklal Madalyası, Kurtuluş Savaşı beratları bile getiriliyor” diyorlar…
Bizleri yöneten AKP iktidarı Türkiye’de sata sata bir şey bırakmamıştı. Şimdi de halkımız satacak malı bulunmadığından çareyi ata yadigarlarını satmakta buluyorlar…
Ey benim güzel ülkemin güzel insanları… Gazze’de yaşanan insanlık dramı, Ergenekon soruşturması, kazılarda bulunan silahlar, sapla samanın karıştırıldığı ülke gündemini saptıracak açıklamalarla oyalanan halkım…
Ne zaman ata yadigarlarını satmak zorunda kalmayacağın bu güzel ülkenin değerlerine sahip çıkacaksın?..
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.