Bu olay biz sıradan insanları aşıyor.
Ülkemizin en önemli siyaset bilimcileri, toplumbilimcileri, yakın tarihçileri, psikologları bir araya gelmeli, kafa kafaya vermeli ve “bu duruma” bir teşhis koymalı.
Sayın Baykal’ın, türban, Köşk boykotu yaklaşımlarını uzun uzun anlatmaya gerek yok.
Peki ne oldu?
Ne değişti?
Üniversitelerde türban serbest oldu da biz mi duymadık.
AKP’nin tüm türbanlı, “kapalı” hanımları, bir gün “zincirlerini kırmaya” karar verip hep birlikte CHP’ye gelseler, Baykal ne yapar çok merak ediyorum.
Üniversite kapılarında boşuna beklemeyin, koşun CHP’ye gelin…
İzmir İl Başkanı Kemal Karataş, “Parti politikalarına ve söylemlerine ters düşenlere, ikinci cumhuriyetçilere yer yok. Gerçek Atatürkçü adaylar çıkaracağız.” demiş. (Cumhuriyet, 14.11.2008)
Buradan buyur.
Karataş’ın “gerçek Atatürkçüleri” hangi yöntemlerle saptayacağı doğrusu çok meraklandırıyor insanı.
Genel başkanının CHP rozeti taktığı çarşaflı hanım, “ben adayım” diye önüne dikilse, ne yapacak bu il başkanı?
Neresinden tutulsa insanın elinde kalıyor.
Sakın, her şey yaklaşan yerel seçimler için olmasın.
Eğer yanılıyorsak, Baykal’ın yarından tezi yok, Köşk boykotuna son vermesi, üniversite önlerinde bekleyen türbanlı kızlarımızın “zincirlerini kırması” için bir şeyler yapması lazım.
Bir de, İzmir İl Başkanı’nı “gerçek Atatürkçü” konusunda aydınlatması gerekiyor. CHP’de ikinci cumhuriyetçilere bile katlanamayan İl Başkanı’nın işi epeyce zor.
Eğer her şey göstermelik bir törense, elimizde o tek tümce kalıyor demektir:
“Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…”
Bir şey daha var.
Cumhuriyet okurunun o “anlamlı tören”in fotoğrafını görme hakkı yok muydu?
Gaziosmanpaşa’daki törenden dördüncü sayfaya sıkışmış Baykallı, Atatürklü bir fotoğraf ve altında da şu “habercik”:
“…CHP’nin Sultangazi Belediye Başkanlığı’na adaylığını açıklayan Ercan Karadayı’ya CHP rozeti takan Baykal, “Sultangazi’de önceki seçimlerde AKP’ye oy veren 8 bin kişi bugün CHP’ye katılıyor. CHP’ye katılanlar bir tuzağı kırıyor” diye konuştu…”(Cumhuriyet, 17.11.2008)
Başka da hiçbir şey olmamış.
Bu mudur?
Cumhuriyet’teki “ağabeylerden” “türbanlı, çarşaflı” toplantıyla ilgili ses seda yok. Neler yazacaklarını çok merak ediyorum doğrusu. Bir “takiyye” yazısının tam zamanı bence…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.