Hatta şu satırları yazarken bile, bugün sabah yayına çıkıp çıkamayacağım belli değildi. Kimbilir ki belki de “yaşlanıyoruz” yani!
Ne demiş şair “yaş 35, yolun yarısı” diye… Biz 35’i devireli 6 yıl olmuş yahu! Üç tane şapşal grip mikrobu gelince deviriyor yatağa işte…
Neyse, cumartesi gecesi bir mesaj aldım liseli bir okurumdan…
Nasıl onurlandığımı yazacak bir sözcük bulamadım. Şimdi anlatacağım size. Bakalım benim gibi siz de şaşıracak mısınız?
Müzikten hiç anlamam. Şarkı falan da söyleyemem… Herhangi bir müzik aleti de çalamam. Bir aralar bağlamayı öğrenmeyi çok istemiştim ama olmadı… Edip Akbayram hastasıyım… Bir de Türk Sanat Müziği… Öyle konserlere falan da gitmem…
Günün birinde bana “bir şarkıya söz olacaksın” deselerdi vallahi çok gülerdim…
Ama artık gülmeyeceğim…
Çünkü şu satırlarını okuduğunuz “orijinal deli” 18 yaşında bir “rap’çinin” bir parçasına “söz” oldu…
Kendine Shafack Armador diyor…
Adı Şafak yani… 18 yaşında, İstanbul’da yaşıyor.
Şu anda Sakarya Üniversitesi Muhasebe bölümü öğrencisi… İlkokul 4. sınıfta dinlediği bir kasetten sonra “rap” merakı sarmış. 12 yaşında ilk sözlerini yazmış. 13 yaşındaysa ilk şarkısını kaydetmiş. 17 yaşına geldiğinde ise odasında kendine yetecek kadar bir stüdyosu varmış.
Peki, beni nereden öğrenmiş? Burası da çok ilginç!
İzmir’de bir lisenin öğrencisi kardeşim yazılarımı Şafak’a yollarmış hep.
Şafak hangi yazımı okuyunca “söz” oldum parçasına bilmiyorum. Ama “Devlet Amca” şarkısına girivermişim işte. Liseli okurum şarkıyı bana yollayınca önce anlamakta zorluk çektim. Üç beş kez dinledim… Sonra okurumdan rica ettim ve MSN yoluyla Şafak kardeşime ulaştım. Şarkı sözlerini de aldım:
Diklenirdi baş, halkım ister aş!
Yavaş yavaş gerildi ortam.
Özgürlük şeffaf bir perde arkasında…
Çöktü banka halkım attı takla, haklı devlet amca!
Yanmışsın mecliste bir ‘dayın’ ya da ‘amcan’ yoksa!
Yazar melaike, emekli maaşı denk bir simide.
İstişare kimden itler? Halkım istifanı bekler!
Muhalifler uzlaşır mı? Yoksa onlar andaval mı?
Lan davar! Avaz avaz bağırdın amma ne b*ka yaradı?
İstilacı belli, dört bir yanda istif.
Korkmadan yazan bir tek kalem var oda ‘Hasan Tahsin’
Daim arkamız salim! Halkına söz verip tutmayan katıksız ‘Hain’
Rap dinlememiştim hiç…
Ama özellikle genç kuşak arasında nasıl yaygın olduğunu biliyorum. Bu şarkı Şafak kardeşimin sitesinde çalıyor şimdi.
Merak ederseniz girer dinlersiniz: www.myspace.com/safakrap
Şimdi düşünüyorum da, 2003’den beri bu yıla kadar hep liselerde “can kardeşlerimle, çocuklarımızla” birlikte oldum. Konuştum, dinledim… Çoğuyla hala görüşüyorum. Bazıları kocaman oldular. Üniversitelere girdiler, bitirenleri bile var. Harbiyelisi var, tıbbiyelisi var, mülkiyelisi var… Bir kısmının ailesini de tanıyorum…
Onları hep ciddiye aldım. Giysileriyle, küpeleriyle, etek boyları ya da başörtüleriyle veya jöleli dimdik saçlarıyla değil sadece yürek ve beyinleriyle ciddiye aldım… Onlar da beni… Ne ben onlara ukalalık tasladım ne de onlardan saygısızlık gördüm. “Sokak gazetecisi” olmalığıma bu kadar sevinmemiştim. Şafak kardeşimin şarkısında yer almak, amacıma yavaş yavaş ulaştığımı gösterir. Çok şükür!
Şimdi de Çiğli’ye gideceğim…
Cumartesi günü de genç bir meslektaşımın davetiyle TEGV Çiğli Eğitim Parkı Gazetecilik Kulübü’nün konuğu olacağım. Oradaki çocuklarımız “Özgün Bakış” isimli bir gazete çalışması yapmışlar. Gidip söyleşeceğim, yeter ki sağ olalım…
Demek istediğim şu…
Ne ekerseniz onu biçersiniz… Şu kavanoz dipli dünyada tüm ilişkilerini çıkara dayandıranlara acıyorum. Ben hatalarıma rağmen “para” harcamadan “kazanıyorum” işte. Hem de “geleceğin” sevgisini ve saygısını…
Bunu “herkese” tavsiye ederim…
Şafak İzmir’e gelir de “konser” düzenlerse ben de gideceğim… Hem de hayatımda ilk kez ayakta durup dinleyeceğim…
Mutlaka anlarım bu kez!
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.