Kim hangi koltuğa aday?..
Hangi koltuğa kaç aday var?..
Her aday olan başkanlığa mı aday, yoksa başka koltukları ya da makamı mı garantilemek istiyor?
Kasım sonuna kadar, tanıdığınız tanımadığınız pek çok ismin “kasım kasım kasıldığına” tanıklık edeceğiniz seçim tiyatrosu perdesini açtı.
Haydi hemen yerlerinizi alın ve izlemeye başlayın!
Çok şaşırabilirsiniz çok da gülebilirsiniz.
Ya da trajik sonlara ağlayabilirsiniz.
***
Mahalle terzilerinde küçük de olsa kımıldanma var.
Terzi yerine hazır giyim tercih edenlerin adresi alışveriş merkezleri…
Başkanlıktan meclis üyeliklerine, muhtarlıklardan il genel meclisi üyeliklerine kadar “koltukları” doldurmak isteyenler; “lacivert” ağırlıklı bir sonbahar modasının öncüsü oldular.
Bazı aday adayları, Fashion TV’de “Politik Podyum” programı yapılsa gidecek kadar kendini göstermeye meraklı.
Kuru temizlemecilerde de yaprak kımıldamaya başladı.
“Laciler”e şekil vermek kolay mı?
Matbaalarda da “küçük çaplı” hareketlilikler başladı.
En güzel fotoğraflar ve en güzel sözcükler, genel merkeze ve parti il başkanlıklarına sunulacak “kişisel dosya”da yer alabilsin diye seçiliyor.
Kimisi bu işi bedavaya getirebilmenin derdinde; ama ucuz etin yahnisi yavan oluyor.
“Eller” ve “kollar”ın “kalktığı” fotoğrafların yer aldığı kimi broşürleri, sokaktaki bir tuvaletten çıkarken ya da ailecek yediğiniz güzel bir akşam yemeği esnasında da masanızın üzerinde görebilirsiniz.
Yemek demişken:
“Yiyici” takımlarını unutmamak gerek…
Partilerin en önemli adamlarına yakınlıklarını dillerine dolayan, “güç satan”, “nüfuz pazarlayan” özlerinde ise “boş” olan isimler çıkacak piyasaya.
“Büyük köy”e, yani Büyükşehire aday isimlerden “tırtıklamaya” kurulu robotları tanıyacaksınız.
Siz verdikçe, o “daha çok ver” diyecek; tereddütsüz vereceksiniz.
En çok Kasım 2008 sonuna kadar “yiyebilecek” sizi.
Bir de “seçim gazeteleri” ve “aday gazetecileri” türeyecek.
Herkesin “kıçında kuyruk” olacak böyleleri…
“Ahlak” ve “doğru haber”den söz ederlerse şaşırmayasınız.
Tam sayfa röportajların manşetlere taşınmasının bir bedeli olacak.
Daha seçime kalmadan yok olup gidecek bu gazeteler; sözümona “gazeteciler” ise çoktan unutacak bir gazetelerinin olduğunu!..
“Küçük köy”lerden Balçova’ya bakalım biraz da:
Örneğin “Sheriff Driver”; bu dönem “inşallah adaymış” başkanlığa.
İki kez “vekalet” ettiği başkanlığa bayağı ısınmış bizim “Sheriff”…
Ya da Ali “Pötibör”…
Bu dönem “garanti” başkan adayı imiş kendileri!
TMSF bile bankadaki mevduatınıza böyle garanti veremez herhalde.
Üzerine muhallebi döksen pasta olmayacak adamlar, bir ilçeyi yönetmeye soyunma cüretini nereden buluyorlar, bir bilsem!
Gelelim “büyük köy”e
Bundan iki-üç seçim önce ünlü “Özal” selamıyla bir ilçeyi yönetmeye aday ismi; CHP’nin “kumdan kalesi” İzmir’i yönetmeye aday isimler arasında görebiliyorsunuz.
“Kader işte! Nerden nereye” deyiverip geçmek üzereyken; partisinde “bölen” olup siyasette önemli görevlerle deneyim sahibi olan bir başka ismi de aynı koltuğa “aday” isimler arasında izliyorsunuz.
Aynı zamanda böyle bir ismin, “Aziz Kocaoğlu aday olmazsa ben adayım” açıklamasında “deneyim”in zerresinin nerede olduğunu da sorguluyorsunuz tabii ki…
“Aziz Kocaoğlu yeniden aday, peki şimdi ne olacak” sakın demeyin…
“Büyük köy”den “küçük köyler”e, pek çok koltuğa aday ismin “üzerimde baskı var” dediğine tanık oluyoruz bir de.
Olsa olsa “patates baskı”dır bu…
Bizim fırında gördüm, yoksullara yönelik “askı ekmek” kampanyası düzenliyorlar.
Arada bir ben de bir ekmek parası bırakıyorum, ekmeği kimin aldığını görmüyorum.
Şu “baskı”daki aday adaylarına sormak lazım. Bir ekmek parası kadar “değer” misiniz, şu güzelim kent için?
Hepinize iyi haftalar…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.