Ancak bir alt düzeydeki yöneticiye kimse elini sürmezdi.
Bilgi, beceri, sorumluluk ve uzmanlık gerektiren bu makamlar, “iltimasla değil, ihtisasla” doldurulurdu.
Son yıllarda, AKP iktidarıyla sanki işler iyice değişti.
Bütün müdürlerin, yardımcılarının, amirlerin, şeflerin bile atamaları sorgulanır oldu?
“Bizden misin, değil misin?”
***
Bu tartışmanın odağında yer alan kurumların başında, milli eğitim geliyor. Neredeyse imzalanan her tayin, terfi veya atama ortalığı birbirine katıyor.
Bitmeyen kadrolaşma sancısı, şimdi de yeni kurulan iki ilçe Bayraklı ve Karabağlar’da yaşanıyor.
İktidara yakınlığıyla bilinen Eğitim Bir Sen’in yöneticilerinden Şahan Çoker Bayraklı’ya, aynı sendikanın üyelerinden Latif Susuz da Karabağlar’a milli eğitim müdürü yapıldı. İddiaya göre Çoker ve Susuz’un alt kadrosunu oluşturmak amacıyla bakanlığa teklif edilen 7 isim de yine bu sendikanın üyeleri arasından tercih edildi.
Bıçak kemiğe öyle dayanmış ki, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş gibi sol sendikalardan önce, sağ eğilimli Türk Eğitim Sen isyan ediyor.
Bu sendikanın Şube Başkanı Sami Özdemir, söz konusu isimleri tek tek sıralayıp, “Ellerini vicdanlarına koysunlar. Bal gibi kadrolaşma, organize işler bunlar” diyor.
Sayın Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan ise iddiaların asılsız olduğunu söylüyor. Aydoğan, “Ben arkadaşların Eğitim Bir Sen üyesi olduklarını bilmiyorum” diyor.
Oysa, Eğitim Bir Sen Şube Başkanı, ilahiyatçı Abdürrahim Şenocak, yeni kadroları için 2-2.5 ay önce bir çalışma yaptıklarını, isimleri de ilgililere sunduklarını söylüyor. Şenocak diyor ki; “Bunlar hak eden insanlar…”
Öyle ya da böyle…
Özellikle eğitimde atılacak her adıma çok daha fazla hassasiyet göstermek, ince eleyip sık dokumak lazım.
Zaten hiç bir terfi, siyasi, dini veya etnik kritere göre yapılamaz.
Unutmayın memur, partinin ya da hükümetin değildir. Devletin memurudur, devletin!
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.