Bu sözler henüz bir internet sitesi kurmayı başaramamış CHP İzmir İl Başkanlığı’na ait.
“Korumanın alfabesi” olarak bilinen Venedik Tüzüğü bu konuya şöyle açıklama getirmiş,
“Madde 7: Bir anıt tanıklık ettiği tarihin ve içinde bulunduğu ortamın ayrılmaz bir parçasıdır. Anıtın tümünün ya da bir parçasının başka yere taşınmasına, anıtın korunması bunu gerektirdiği ya da çok önemli ulusal ve uluslar arası çıkarların bulunduğu haller dışında izin verilmemelidir.”
8500 yıllık tarihe sahip İzmir’de, Sarıkışla örneğinde olduğu gibi kentin tarihi yapılarını yıkarak tarih yazılmaz. Konak Meydanı’nı İzmir’e yakıştırmayanlar Başkan Ahmet Piriştina’yı mezarında taşlamakla kalmıyor, kendi kalelerine de gol atıyorlar.
Büyük bütçelerle daha yeni düzenlenmiş meydanın içini doldurmak varken (1 Mayıslarda kapısına kilit vurup geçiş kavşağı olarak kullanıyoruz) yıkılmasını isteyip, hayali projelerin peşinden koşmak partiye ne kazandıracak, göreceğiz.
Şenzelize’ye benzeyecek caddeyi açmak için Kemeraltı’nda diğer tarihi yapılarda mı gözden çıkarılacak? Adı geçen projeyi İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı yerine parti İl başkanının ağzından duymak biraz garip değil mi?
Kızıl Meydan örneğine gelince; Sol düşünceyi karalamak için, bir dönem bu rengin adı sıklıkla kullanıldı. Kızıl Meydan örneğini vermek, “İzmir’i istiyorum” diyenlerin ekmeğine sadece yağ değil bal da sürer…
Kültür varlıklarını yok edecek hayali projelerle gündemi meşgul edip, tarihi mekânlarda önceki dönemlere ait izleri silmek, hem kentin tarihi kimliğine hem de projeyi ortaya atan partiye zarar verir.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.